Akıl ve Kalp
Büyüklerimizden hep işittiğimiz ve aşina olduğumuz latifeler, “Akıl ve Kalp bir uzuvdur. Dünyaya bakan yönü Akıl, Ukbaya bakan yönü Kalp oluyor. Akıl görmez, Kalp görür.
Gözün beyazı ve siyahı gibidir. Beyaz akıl, siyahı ise kalp gibidir. Görme işlemi gözün siyahı ile gerçekleşir. Ancak; beyazın yardımıyla görür.”
Kalp: Bir şeyin içini dışına çıkarmak, altını üstüne getirmek, ters çevirmek, bir şeyi başka bir şeye dönüştürmek ve değiştirmek” gibi anlamlara gelen kalb kelimesi vücutta kan dolaşımını sağlayan organın adıdır. Kalb, dinî ve tasavvufî bağlamda bilgi ve düşüncenin kaynağı veya aracıdır. Bir et parçasından ibaret olan kalble bir ilişkisi olmakla birlikte ondan ayrı olan bu anlamdaki kalbe “rabbânî latife” ve “ilâhî cevher” de denir.[1]
Akıl; düşünme ve düşündüğünü anlama, yorumlama ve kavrayarak tanımlandırma, istidatları olan zekâ ve hafızasını kullanması demektir.
Olaylar arasında bağ kurma, yorumlama ve akletme ile meydana gelir. Akıl, beş duyudan ve his dediğimiz kalpten gelen sezgi ve verileri Allah’ın lütfu olan istidatı zekâ ile yorumlar, doğruluğunu ölçmek için teyide muhtaç olur. Ve süzgeçten bu veriler kalbe gönderilir. Kalp onay verirse bu bilgiler, doğru bilgiye dönüşerek hafıza istidadında doğru kayıt edilir. Daha sonra hatıra gelerek kullanılır. Akıl ile kalp bir bütün olarak çalışırlar, omuz omuza hareket ederler ve birlikte işlem yaparlar.
Lakin Aklın yetemediği hususlar da vardır. Bunlar metafizik ve ötesidir. Gazâlî duyuları ve aklı marifete ulaşma hususunda sınırlı ve eksik olarak görür. Onun "rabbânî hususlar" dediği metafizik konular hakkında bilgi sahibi olmak aklın üstünde bir bilgi vasıtasına ihtiyaç gösterir ki bu da keşif ve ilhâmdır. Yani Allah'ı bilmenin kaynağı rasyonel bilgi değildir.[2] Gazâlî Allah'ın kalbine attığı nur olmasa hakikate ulaşamayacağını açıkça ifade eder. O keşif yoluyla bilgiye ulaşma imkânının olabileceğini samimiyetle savunur.[3]
Kalbin keşfine gayret eden himmet bulur. Orada olan lakin Allah’ın varlığıdır. Unutmasın ki insan kalbine sürekli müracaat etmesin, keşif alemi bilmediğimiz deryadır. Vesvese kalbe bırakılır. Akılla murakabe edilmez ise vesvese esiri olur. Veya hasarı düzeltemeyeceğimiz büyüklükte olabilir. Kuran-ı Kerim de çoğu ayeti celile akletmez misiniz der. Hep akılla hareket etmek kibire yola açar. Benliği büyüyerek Rabbine şirke kadar gidebilir.
Bu konu çok derin hususları barındırmakla beraber avamca Rabbim bize verdiği lütufla özetle; Akıl ve Kalp sağlığı için insanların kötü fikirlerini izole etmeleri zikir ile meşgul olup tefekkür dünyasına seyran ederek şükürle hamdü sena etmeleri gerekir. Vesselam,
[1] Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (Cevherî, I, 204; Lisânü’l-ʿArab, “ḳlb” md.)
[2] Necip Taylan, Gazzâlî’nin Düşünce Sisteminin Temelleri, s. 27
[3] Gazâlî, el-Munkızü mine'd-dalâl, s. 539.
Günün önemli haber ve videoları WhatsApp kutunuzda! Telefon numaranızı yazın, hemen abone olun...
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
İmsak | 06:09 | ||
Güneş | 07:37 | ||
Öğle | 12:40 | ||
İkindi | 15:11 | ||
Akşam | 17:34 | ||
Yatsı | 18:57 |