Tarih boyunca prestij, güçlü gözükme isteği, dini duygular yüksek binaların inşa edilmesinde etkili olduğu görülmektedir. Yüksek binaların ilk örneği Mısır’da yer alan ve Firavun’un zamanında inşa edilen piramitlerdir. Farklı Mezopotamya uygarlıklarının da yüksek binaları vardır ve tarihçilere göre bu yapıtların yapılma sebebi cennet ve dünya arasındaki bağlantıyı sağlar. İnsan, tarih boyunca yükselmeyi arzulamıştır.
19. YüzyılModern anlamda yüksek binalar ilk olarak Amerika’da inşa edilmeye başlanmıştır. 1871 yılında Chicago’da çıkan büyük yangının ardından artan fiyatlar, yeni yapı teknolojisi ve yapı tekniğinide beraberinde getirmiştir. William Le Baron Jenney, Louis Sullivan, Dankmar Adler, Daniel H. Burnham ve Martin Roche’un liderliğinde “Chicago Okulu” adıyla yeni bir ekol doğmuş ve ilk yüksek bina inşa edilmiştir. 1885 yılında Şikago’da William Le Baron Jenney tarafından yapılan “Home Insurance” binası, “Council on Tall Buildings and Urban Habitat” tarafından ilk yüksek bina olarak tescillenmiş ve kabul görülmüştür.
20. Yüzyıl 1900-193020 Yüzyılın başlarında teknolojinin gelişmesi hem bina uzunluğunun artmasına hem de estetiğin ön plana çıkmasına yardımcı olmuştur. Yine Chicago’da inşa edilen “Flariton Binası” ve New York’ta yer alan Woolworth Binası da bu yıllarda yapılan ilk yüksek binalardan olması nedeniyle önemli bir yere sahiptir.
1930-1950Bu dönemde Chicago ve New York arasındaki yüksek bina savaşı kızışmıştır. Yapılan binaların geneli konut ve büro hizmeti vermektedir. Geçmiş yıllardan farklı bir estetiğe sahip olan Crysler binası bu dönemin ilk yapıtlarındandır. Bu bina inşa edildiği tarihte yapılan binaların en yükseği ve 77 katlıdır. 319 metre yüksekliğe sahip olan bu bina, Ofis formatında yapılmış ve 30 adet asansörü bulunmaktadır. Bu yapıya rakip olarak 1931 yılında inşa edilen Empire State binası en yüksek bina sıfatını Crysler’den almaya hak kazanmıştır.
1950- 2000İkinci Dünya savaşı sonrası çıkan “less is more” akımına binalarda da rastlanır. Bu dönemin binalarında abartı bir estetik anlayış hâkim olmuştur. 1970’li yıllara gelindiğinde hızla gelişen teknoloji ile birlikte yapılan önemli eserlerden birisi “Dünya Ticaret Merkezi” binasıdır. Bu bina, en yüksek bina olma özelliğini uzunsüre elinde tutmuştur. 11 Eylül 2001 yılındaki saldırı dolayısıyla günümüze gelememiştir.
Teknoloji yıllara doğru orantı göstererek gelişmiş, yüksek bina furyası başta uzak doğu ülkeleri olmak üzere dünyanın dört bir yanını sarmaya başlamıştır. Japonya, İspanya, Hong Kong, Malezya gibi ülkelerde yüksek binalar inşa edilmiştir.
2000’li yıllarDüntanın en yüksek binası olarak anılan Petronas ikiz kuleler, bu ünvanı Tayvan’da Finans Merkezi olarak tasarlanan Taipe 101 binasına devretmiştir. 2009 yılında yapımı tamamlanan Burj Dubai, rekoru eline geçirmiştir. Türkçe’de esenlik anlamına denk gelen Wellness, tarihte ilk defa doktor Halbert L. Dunn tarafından 1961 yılında yayınlanan “Yüksek Seviye Wellness” adlı kitapçıkta kullanılmıştır. Dunn, Wellness’i fiziksel ve psikolojik esenliği geliştirmeyi sürdürme çabası için bir yaşam süreci olarak tanımlamıştır.