Azerbaycan dendiğinde herkesin aklına 1991 sonrasında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nden ayrılması ve bağımsız bir ülke olması geliyor. Ancak Azerbaycan’ı ve Ermenistan’ı doğru değerlendirmek için tarihte biraz daha geriye, 19 yüzyıla gitmek gerekir. Çünkü Ermenistan nasıl kurulmuş, kadim Türk yurdu olan bu topraklar nasıl Ermenistan işgaline girmiş ve aslında tüm bu sorunların kaynağında kim var gibi soruları sormak gerekir.
Haritada görünen Azerbaycan gerçekte olduğundan çok daha geniş bir alanı kapsıyor. Dağlık Karabağ bölgesi bugün Ermenistan kontrolünde gibi düşünülse de aslında yüzyıllardır Türk coğrafyasıdır ve “Batı Azerbaycan” olarak bilinir. Bugün haritada gösterilen taralı bölge ise Dağlık Karabağ sorunu olarak adlandırılmaktadır.
Azerbaycan ve Ermenistan sorununun temeli nedir?19. yüzyılda Rusya ve İran Kaçar Hanedanlığı Kafkasya topraklarında hakimiyet mücadelesine girişirler. Bu mücadele sonucunda Rusya Azerbaycan’da bulunan Türk hanlıklarını hakimiyeti altına başlar ve 21 Şubat 1828’de imzalanan Türkmençay Barış Antlaşması sonucunda Revan, Nahçıvan ve Talış Hanlığı Rusya’ya verilir, Aras Nehri’nin de iki devlet arasında sınır olması kabul edilir ve Azerbaycan toprakları Güney ve Kuzey olmak üzere ikiye ayrılır. Güney Azerbaycan İran’ın, Kuzey Azerbaycan ise İran’ın hakimiyetindedir. Osmanlı Devletine karşı savaşa devam eden Çarlık Rusya bir an önce sıcak denizlere inme hayalini gerçekleştirmek için Ermenileri sistemli bir şekilde kullanma planı yapar. Bu plan gereği öncelikle Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeniler Osmanlı’ya karşı kışkırtılacak, daha sonrada Güney Kafkasya’da yeni ele geçirdiği kadim Türk yurduna Ermenileri yerleştirecek, bu toprakları Ermenileştirecektir. Çarlık Rusya tarafından cesaretlendirilen Ermeniler savaş sonrasında Güney Kafkasya’ya özellikle Dağlık Karabağ bölgesine göç eder. Rusya Ermenileri sistematik bir şekilde Dağlık Karabağ bölgesine yerleştirirken, bölgedeki Türkler ise Ata topraklarından göç etmek zorunda bırakılır. Rusya’nın Türk yurduna Ermenileri yerleştirmesi nedeniyle Azerbaycan ve Ermenistan arasında olacak tüm savaşların ve anlaşmazlıkların temeli atılır. Kısaca olan bitenler Ermenilerin milliyetçiliği ile ilgili değil, Rus Çarı’nın, imparatorluğunun siyasi çıkarları için yaptığı planlarla ilgilidir.
Hatta Rus Çarı, kumandan Rumyantsev’e hitaben yazdığı mektubunda Ermenilerin, Türk yurduna yerleştirilmesi için aynen şu cümleleri kullanmıştır: “Ermeni temsilciler düşmandan korunma ricasıyla bize sığınmıştır; bunu gerçekleştirme imkânımız yoksa, o zaman onların yeni ele geçirdiğimiz İran topraklarına yerleşmesine izin verelim. Eğer Türkler bu konuda sizinle konuşursa, o zaman onlara şu cevabı verin: ‘Biz Ermenileri çağırmadık, fakat aynı mezhepten olduğumuzdan onlara hamilik etmemizi rica ettiler; biz, Hıristiyanlık adına Hıristiyan olan Ermenilere ret cevabı veremezdik…” Böylece yüzyıllarca Türk yurdu olan topraklarda Ermenistan devletinin temelleri atılır. Bugün Ermenistan nüfusu 2 milyon 965 bin olan ve tüm dünyanın tanıdığı bir devlet ve bu tamamen Rusya’nın politik çıkarlarının eseri.
Dağlık Karabağ bölgesinde 1831’de 20 bin olan Ermeni nüfusu, yoğun ve planlı göç nedeniyle 1916 yılına gelindiğinde 100 binin üzerine çıkmıştır.
1917 Ekim DevrimiRusya’da yaşanan devrimle çarlık rejimi yıkılır, Lenin liderliğindeki Bolşevikler ülke yönetimi ele alır. Rus İmparatorluğu yıkılınca, imparatorluğa bağlı bulunan Azerbaycan Türkleri, Ermeniler ve Gürcüler bağımsızlıkları için mücadeleye başlar. Lenin Rusya’da hakimiyeti tamamen ele geçirdikten sonra bu 3 devletin çatışmalarını engellemek için Güney Kafkasya Yürütme Meclisi adında bir meclis kurar. Bu idari yapılanmanın amacı, bölgede yaşayan 3 büyük topluma mecliste kendini temsil ve eşit söz hakkı verilmesi ve çıkarlarının korunmasıdır.
Transkafkasya Demokratik Federatif CumhuriyetiBu meclisin kurulması ve bölgede yaşayan toplulukların durumu kabul etmesiyle birlikte Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’ı da içine alan bir devlet kurulur. Yeni devletin adı: Transkafkasya Demokratik Federatif Cumhuriyeti’dir. Yeni kurulan hükümetin 5 bakanı Gürcü, 3 bakanı Ermeni ve 3 bakanı da Azerbaycan Türkü’dür.
Brest Litovsk Barış AntlaşmasıRusya I. Dünya Savaşı’ndan çekilme kararı alır ve Osmanlı Devleti’ne bir barış antlaşması önerir. Görüşmeler sonucunda iki devlet arasında Brest Litovsk Barış Antlaşması imzalanır ve Transkafkasya Demokratik Federatif Cumhuriyeti sınırları içinde olan Kars, Ardahan ve Batum Osmanlı’ya bırakılır. Ayrıca antlaşmaya göre Doğu Anadolu’da bulunan Ermeni çeteleri silahsızlandırılacaktır. Ermeniler bu duruma karşı çıkar, bu toprakların bizim olması gerek diyerek Gürcülerle anlaşırlar. Osmanlı Devleti’ne karşı silahlı mücadele kararı alınır. Ancak Azerbaycan soydaşlarına karşı savaşmayı kabul etmez. Bu nedenle de Transkafkasya Demokratik Federatif Cumhuriyetidağılır. Bu gelişme üzerine Azerbaycan ve Gürcistan 26 Mayıs, Ermenistan ise 28 Mayıs 1918’de bağımsızlıklarını ilan ederler.
Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti ve Kafkas İslam OrdusuAzerbaycan’ın bağımsızlığını ilan etmesinden Rusya rahatsız olur. Bağımsızlığını ilan etmiş olmasına rağmen Bakü hâlâ Bolşeviklerin kontrolündedir. Bu nedenle Bakü Sovyet Ordusu Gence’ye doğru ilerleyişe geçer. Azerbaycan ise Osmanlı Devleti’nden yardım ister. Enver Paşa’nın emri ile kurulan Kafkas İslam Ordusu kurulur. Azerbaycan petrolünün Türklerin eline geçmesini istemeyen İngilizler, Ruslar ve Ermeniler birleşir. Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa, Kafkas İslam Ordusu’nun başına geçerek, 15 Eylül 1918’de Bakü’yü Ermeni çeteleri ve Bolşevik Ordusu elinden kurtarır. Böylece Azerbaycan başkenti Gence’den Bakü’ye taşınır. 12 Ocak 1920’de Rusya dışında dünyanın 23 devleti Azerbaycan’ın bağımsızlığını kabul eder.
Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’yü işgalden kurtarışının ardından Ermeniler Bakü’den ayrılıyor.
Azerbaycan Kızıl Ordu tarafından işgal ediliyorAzerbaycan kurulmuştur ama Rusya kendisine bir tehdit olarak gördüğü Azerbaycan devletini yıkma hayallerinden vazgeçmemiştir. Bu nedenle Bolşevikler Azerbaycan’da sürekli olarak iç karışıklıklara sebep olacak eylemlerde bulunur. Türkiye de Kurtuluş Savaşı’nı verdiği için bu kez yardıma gidemez. Rus kuvvetlerine karşı gelemeyen Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti 28 Nisan 1920’de Kızıl Ordu tarafından işgal edilir. Hakimiyet tamamen Bolşeviklerin eline geçer. Nuri Paşa, Azerbaycan’ın işgal haberini abisinin ölüm acısından daha üstün görmüş, “Abim bir faniydi, ama Azerbaycan’daki Türklük ebedidir” satırlarıyla anlatmıştır.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği DönemiYıl 1922 olduğunda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği resmen kurulur. Güney Kafkasya’daki tüm devletler bu birliğe dâhil edilir. Ancak Rusya’nın Azerbaycan toprakları üzerindeki planları bitmemiştir. Bu sefer de Lenin gitmiş, yerine Stalin gelmiştir. Stalin Azerbaycan topraklarına dâhil olan “Dağlık Karabağ, Azerbaycan’a bağlı kalacak ama bundan sonra statüsü özerk bölge olarak değişecektir” der. Tabi özerk bölge kararı ile kalınmaz, çok sayıda Ermeni’nin Dağlık Karabağ bölgesine yerleşmesi sağlanır. Bölgede zaten fazla olan Ermeni nüfusu, yeni Ermenilerin de gelmesiyle, yerleştikleri topraklar üzerinde hak iddia edecek cesarete sahip olmaları noktasına kadar gelir. Bölgenin Ermenistan’a bağlanmasını talep ederler ama Stalin bu talebi geri çevirir.
Sovyetler Birliği Parçalanıyor, Azerbaycan ve Ermenistan karşı karşıya1980’lerin sonunda Sovyetler Birliği parçalanmaya başlar. Bu parçalanmayı durdurmak için Rus yönetimi birliğin içinde bulunan ülkelere bazı ekonomik ve sosyal imtiyazlar tanımaya karar verir. Ermeniler bu imtiyazlardan yararlanmak için örgütlenir ve Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’a bağlanması için yeniden SSCB’nin kapısını çalar. Ermeniler Dağlık Karabağ’da hak sahibi olmak için yürüyüşler ve mitingler düzenlerler. İki ülke arasındaki gerginlik o kadar üst seviyelere taşınır ki Ermenistan’da yaşayan Türkler Azerbaycan’a, Azerbaycan’da yaşayan Ermeniler ise Ermenistan topraklarına göç ederler. Tarihler 18 Ekim 1987’yi gösterdiğinde Dağlık Karabağ’ın Çardaklı köyündeki Ermeniler, Azerbaycan Türklerine saldırır. İki ülke arasında gerginlik artık tam anlamı ile düşmanlığa dönüşmüştür. 20 Şubat 1988’de Bakü’de bulunan Dağlık Karabağ özerk bölgesi vekilleri Bakü’den ayrılma kararı alır. Ermenistan SSC’ne bağlanacağız talebinde bulunurlar ama hem Bakü hem de Moskova yönetimi bu talebi geri çevirir. Bu arada Dağlık Karabağ’daki çatışmalar tüm şiddeti ile devam etmektedir.
Dağlık Karabağ Azerbaycan’a bağlanıyorMoskova yönetimi 1989 yılında Dağlık Karabağ’ın özerklik statüsünü kaldırarak Azerbaycan’a bağlama kararı alır. Ancak Ermeniler bu kararı yok sayarak, Ermenistan Parlamentosu’nda Dağlık Karabağ bölgesinin, Ermenistan toprakları ile birleştiğini ilan ederler ve yeni bir dağlık karabağ haritası çizerler.
Ermeni Ulusal Hareketi Dağlık Karabağ’da sahip olduklarını iddia ettikleri Ermenistan toprakları için çok sayıda yürüyüş ve miting düzenlemiştir.
Ermenistan ve Azerbaycan Dağlık Karabağ konusunda uzlaşamayınca, Moskova’nın kararını da Ermenistan kabul etmeyince geriye savaşmaktan başka çare kalmamıştır. Bu nedenle Ermenistan Ulusal Hareketi kurulur. Azerbaycan’da ise Azerbaycan Halk Cephesi oluşturulur.
Azerbaycan Halk Cephesi hareketinin lideri aynı zamanda bir Atatürk hayranı olan Ebulfez Elçi Bey’dir.
Ebulfez Elçi Bey kendi ülkesini korumak için demiryolu hatlarını tahrip ederek, Azerbaycan’ın Ermenistan ve Gürcistan’la olan bağlantısını keser. Azerbaycan lideri Haydar Aliyev ise SSCB’nin ikili oynadığı politikalardan fazlasıyla rahatsızdır. Bu nedenle Azerbaycan içinde SSCB’den ayrılmak için başlayan bağımsızlık hareketlerini içten içe desteklemektedir. Kontrolü kaybetmek istemeyen Sovyet ordusu ise 20 Ocak 1990’da Bakü’ye girerek gövde gösterisi yapar. Ancak o dönemde birliğin başında olan Gorbaçov’un özgürlükçü ve esnek politikaları, birliğin parçalanmasını engellemek yerine parçalanmayı hızlandırır. Bundan rahatsız olan bazı generallerin Gorbaçov’a yönelik darbe girişimi Sovyetler Birliği için sonun başlangıcı olur. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki savaş oldukça şiddetlenir. Yüzbinlerce Türk Ermeniler tarafından göçe zorlanır. Bu arada zaten durumu pek de iyi olmayan SSCB tamamen dağılır.
Sözde Dağlık Karabağ CumhuriyetiErmeni çeteleri ve militanları işgal ettikleri topraklarda sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’ni ilan ederler. Bayrak olarak seçtikleri bez parçası ise Ermenistan bayrağı gibi hatta bayrağın üçgen şekilde kenarından ayrılmış olan bir benzeridir.
Sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin bayrağı
Ermeni çetelerinin kendi kendilerine ilan ettiği Dağlık Karabağ Cumhuriyeti hiçbir uluslararası kurum ya da bir devlet tarafından tanınmadığından bölgenin tamamı Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bir parçası olarak kabul edilir. Ermeniler her gün biraz daha fazla toprak işgal etmeye devam ederler. 1991 ve 1995 yılları arasında Azerbaycan 6 kez devlet başkanı değiştirir, Ermenistan ise dış borçlarını ödeyemediği için ülkelerindeki hemen hemen tüm kurumların yönetimini Rusya’ya devreder. Bu nedenle Ermenistan’ın enerjisinin kontrolü de tamamen Rusya’ya geçer. Yani Rusya istediği an Ermenistan’ın bütün elektiriğini keser. Ermenistan devleti iflas etmiş, sadece harita üzerinde sınırları görünen, bayrağı, yasaları ve göstermelik bir parlamentosu olan kukla devlet haline gelir.
Sovyet gücünün Güney Kafkasya’dan çekilme süreciSovyetler Güney Kafkasya’dan elini eteğini çekince bölgede doğan güç eksikliğini tamamlamak için yakındaki devletler yarışa girer. Bir İslam Cumhuriyeti olan İran, şaşırtıcı bir şekilde Ermenistan’ın arkasında durur. Çünkü İran’ın çok başka hesapları vardır. İran sınırlarının Kuzeybatısında bulunan bölgede Azerbaycan Türkleri yaşar. Burada yaşayan Türk nüfusu yaklaşık 35 milyon civarındadır ve Azerbaycan nüfusunun 3 katından fazladır. İran sınırlarında olmasına rağmen adı Güney Azerbaycan olarak bilinen bu bölgede yaşayan Türk nüfusu Azerbaycan’ı oldukça güçlü bir hale getirdiğinden, İran durumdan fazlasıyla rahatsızdır. Bu nedenle buradaki Azeri Türklerinin, Azerbaycan ile birleşme talebi ihtimaline karşı İran, her durumda Ermenistan yanlısı politikalar izler.
Önemli olan Türkiye ile yakınlaşmak ve Güney Azerbaycan ile birleşmekİran’da yaşayan Türklerin Azerbaycan’la birleşme istekleri artık açık açık dile getirildiğinden, Azerbaycan Cumhuriyeti de bu talebe karşı kayıtsız değildir. Azerbaycan dış politikasının hedefleri ise Rusya’ya mesafeli durmak, Türkiye ile yakınlaşmak ve Güney Azerbaycan ile birleşmektir. Bu nedenle Azerbaycan, Rusya’yı da İran’ı da pek sevmez ve yakınlaşmaz. Rusya ve İran’da Ermenileri kimsenin görmediğini sanarak gizlice destekler.
Rusya arabuluculuk yapıyorAzerbaycan’ın Karabağ sorunu konusunda Batılı ülkelerden yardım alması ve diğer ülkelerin bu konuda aktif rol oynamaya başlaması, bölgeyi kendi arka bahçesi gibi gören Rusya’yı oldukça rahatsız eder. Bu nedenle Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ sorununu çözmek için Soçi’de bir toplantı düzenler. Bu görüşme sonucunda geçici bir ateşkes sağlansa da, Ermeniler rahat durmaz. Hem Dağlık Karabağ’da hem de Nahçıvan’da saldırılar düzenlenmesi, ateşkesi sona erdirir. 1993 yılına gelindiğinde Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si Ermenistan işgali altındadır. Birleşmiş Milletler’in aldığı karar göre Ermenistan’ın işgal ettiği toprakları derhal boşaltması gerekmektedir ama Ermeniler bu karara da uymaz.
Azerbaycan ve Ermenistan ateşkes anlaşmasıİktidara geldikten sonra savaşı durdurmak için çok sayıda adım atan Haydar Aliyev sayesinde 12 Mayıs 1994’te ateşkes imzalanır. Savaş biter. Ama bu durum Ermenilerin ateşkesi her fırsatta ihlal etmesinin önünü yine kesmez. Sınırda çatışmalar sürekli olarak devam eder. Tüm dünyanın Azerbaycan’ın topraklarının işgal altında olduğunu kabul ettiğini bile bile Ermenistan saldırıladan vazgeçmez. Hatta Ermenistan uluslararası kamuoyunda saldırgan devlet ilan edilir.
Ermeniler nasıl oluyor da bütün dünyaya meydan okuyorlar?Cevabı çok basit. Rusya. Ruslar 1993-1996 yılları arasında Ermenistan’a 1 milyar dolarlık silah hibe ederler. Ayrıca Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, 2010-2018 yılları arasında Rusya’nın Ermenistan’a 50 bin tondan fazla silah gönderdiğini açıklar. Yani Putin’in kameralar önünde Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın yüzüne telefon kapatmasına aldanmamak lazım. Çünkü Ermenistan, Rusya’nın en büyük stratejik ortaklarından biri. Ayrıca Rusya istediği için kurulan Kolektif Güvenlik Örgütü’nün de aktif üyesi.
Rusya, yıllardır açık ya da gizli şekilde Ermenistan’ı askeri olarak desteklemektedir.
Ermenistan’ın büyük hayali: Denizden Denize Büyük ErmenistanErmenistan’ın en büyük hayali sınırları Hazar Denizi’nden başlayıp, Akdeniz’de biten Büyük Ermenistan Devleti’ni kurmaktır. Ermenistan’da düzenlenen Ermeni Dili ve Edebiyatı yarışmasında öğrencilerden biri Cumhurbaşkanı Sarkisyan’a sorar:
“Batı topraklarımızı Ağrı Dağı ile birlikte geri alabilecek miyiz?”
Sarkisyan şöyle cevap verir:
“Dağlık Karabağ’ı biz aldık, Ağrı’yı da siz yeni nesiller alacaksınız!”
Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, artık niyetini açıkça belli etmekten çekinmemektedir. 2015 yılında Ermenistan ve Rusya arasında ortak hava savunma sistemi anlaşması imzalanır. Yani ortak hava savunma sistemi bahanesi ile Ermenistan’ı artık Rus jetleri koruyacaktır. Neredeyse tamamen Rusya’nın manda ve himayesi altına girmekten çekinmeyen Ermenistan, hava sahasını da böylece Rusya’ya teslim etmiş olur.
Ermenistan’ın gerçekleşmeyecek hayali, sözde Büyük Ermenistan haritası
4 Gün Savaşı ve Rusya’nın intikamı2016 yılına geldiğinde Ermenistan bir kere daha ateşkes ihlali yapar. Ancak bu sefer Azerbaycan ciddi anlamda karşılık verir. Sadece 4 gün süren çatışmalar sonucunda Azerbaycan, Dağlık Karabağ bölgesindeki bazı stratejik tepeleri Ermenistan’dan alır. Rusya bu duruma tamamen sessiz kalır. Hiç müdahale etmez ve Ermenistan’a destek olmaz. Çünkü Rusya, kendisi protesto edip katılmadığı halde, Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın, Washington’da Barrack Obama önderliğinde toplanan Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katılmasının intikamını almaktadır. Kısaca Rusya, Ermenistan’a bir daha sözümden çıkarsan böyle olur diyerek gözdağı vermiştir. Mesajı alan Ermenistan’da 4 günün sonunda kaybettiği tepeleri de Azerbaycan’a bırakarak geri çekilmiştir. Tabi bu durum Ermenistan siyasetinde ve toplumunda da kriz yaratır. Ermenistan’ın tamamen Rusya’ya bağlı olduğu ve Rusya izin vermeden devlet olarak hiçbir yaptırımlarının bulunmadığı gerçeği, Ermenilerin yüzüne tokat gibi çarpar. Ermenistan tam olarak Rusya’nın kuklasıdır.
Ermenistan Rusya için neden bu kadar önemli?Ermenistan Orta Doğu’ya ve Türkiye’ye en yakın yer. Doğal olarak Rusya için stratejik olarak oldukça önemli. Bu nedenle işini sağlama almak isteyen Rusya, Ermenistan’a şu son günlerde adını sıkça duyduğumuz İskender füzeleri sistemini yerleştirir.
İskender füzesi Rus yapımı balistik bir füze sistemi olup, genelde kısa menzilli atışlarda tercih edilmektedir. Dünyada sadece Rusya ve Ermenistan’da vardır.
Ermenistan her ne kadar NATO ve Amerika ile iyi ilişkiler içinde olmaya çabalarsa çabalasın, İskender füzelerinin topraklarına yerleştirilmesi, Ermenistan’ı ister istemez Rusya’nın bölgedeki askeri gücü haline getirir. Rusya’nın bu füzeleri Ermenistan’a konuşlandırması, aslında ülkenin güvenliği ile ilgili değildir. Rusya’nın tek amacı Ermenistan’ın Batı ülkeleri ile arasında olan mesafenin korunması, muhtemel müdahale ve ortaklıkların önlenmesinden başka bir şey değildir. Rusya sadece bununla kalmamış, Ermenistan ordusunun yeniden yapılandırılması konusunda da Ermenistan’a destek olmuştur. Hatta ordunun yapılandırılmasının tüm maliyetini üstlenmiştir. Kısaca Rusya kendi çıkarları doğrultusunda yatırım yapmaktadır. Ermenistan’ın korunması bir masaldan ibarettir. Ayrıca kapalı olan Ermenistan Türkiye sınırı boyunca kurulan 102. Rus Askeri Üssü’nün sürekli olarak neden genişletildiği ise bilinmemektedir.
Rusya, 2017 yılında Gümrü’de bulunan 102. Askeri Üssü’ne Türkçesi Gökyüzü-M anlamına gelen Nebo-M radar istasyonunu kurup, çalıştırmıştı. Rusya’nın bu girişiminin, Kafkaslar’da nabzı yükseltmek amacıyla olduğu iddia edilmişti.
Azerbaycan Türkiye Askeri Mali İşbirliği AntlaşmasıŞubat 2020’de imzalanan bu anlaşma ile Türkiye Azerbaycan’a 200 milyon Türk lirası değerinde mali destekte bulunur. Azerbaycan Savunma Bakanı Hasanov, Suriye ve Libya’daki Rus yapımı silahlara karşı büyük başarı gösteren yerli ve milli üretimimiz SİHA’lardan Azerbaycan’ın satın alacağını açıklar. Rusya’nın, Azerbaycan ve Türkiye’nin her alanda ortaklığını ve askeri olarak birbirlerine desteklerini, kendisine karşı giderek artan bir tehdit olarak görmeye başladığı ise açıktır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev
Ermenistan’ın Tovuz saldırısı, Rusya’nın Türk SİHA’larını denemesi miydi?Bu anlaşmanın üzerinden çok zaman geçmeden, Temmuz 2020’de Ermenistan Azerbaycan’a bir kere daha saldırır. Ama bu sefer, daha önce hiç saldırmadığı bir yerden, Azerbaycan sınırında olan, Tovuz’dan saldırır. Saldırıları durduran Azerbaycan, Türkiye’den alınan TB2-Bayraktar SİHA’larıyla Ermenistan’ın Rus üretimi hava savunma sistemlerini yok eder. Türkiye Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir “SİHA’larımızdan, mühimmatlarımız ve füzelerimize, elektornik harp sistemlerimize kadar, tüm savunma sanayimiz, her zaman Azerbaycan’ın emrindedir”açıklamasını yapar. Türkiye ve Azerbaycan da bölgede kukla olan Ermenistan üzerinden Rusya’ya gözdağı vermektedir.
TB2 Bayraktar SİHA, Türkiye merkezli Baykar Savunma tarafından üretilen İnsansız hava aracıdır.
Bu açıklamadan gerekli mesajı alan Rusya’da kuklası Ermenistan’la ortak hava savunma sistemleri kursu başlatır. SİHA’lara karşı mücadele edebileceklerine inandıkları Ermenileri eğitmeye başlarlar. Bunun üzerine Azerbaycan ve Türkiye de 30 Temmuz 2020’de Bakü ve Nahçıvan’da ortak askeri tatbikat başlatır. Bu da iki devletin gövde gösterisidir.
Azerbaycan ve Türkiye’nin özel kuvvet birlikleri, tatbikat kapsamında stratejik noktalara taarruzda bulunmuştu.
Ermenistan yine saldırıyorErmenistan 27 Eylül 2020 sabahı Azerbaycan’ı ve sivil yerleşim birimlerini yine hedef alır. Ama bu sefer ki farklı olacaktır. Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Ermenistan’a karşı, karşı saldırı başlattığını duyurur ve savaş ilan eder. Rusya, Ermenistan’a destek vermek ister ama iki ülke arasındaki Ortodoks Gürcistan, hava sahasını Ruslara kapatarak, Ermenistan’ın Rusya ile olan bağlantısını keser atar. Bu kez de oyuna hiç beklenmedik bir ülke dahil olur. İran! İranhava sahasını Rus uçaklara açar. Hem kara yolu hem de hava yolu ile Ermenistan’a yardım gitmesine izin verir. Ama İran’ın hesaba katmadığı bir şey vardır. Güney Azerbaycan Türkleri! Türkler kamyonlarla Ermenistan’a silah yardımını yapıldığını öğrendikten sonra yollara barikatlar kurar ve yardım tırlarının Ermenistan’a ulaşmasını engellerler. Bu arada stratejik önemi yüksek Cebrail kenti Azerbaycan ordusu tarafından Ermenistan’dan kurtarır. Sonrasında ise Dağlık Karabağ’da Azerbaycan ordusunun ayağını bastığı her yerde Azerbaycan bayrağı dalgalanır. İlham Aliyev kararlıdır. Ateşkes için tek şartı, işgalci Ermenistan ordusunun, Azerbaycan topraklarını derhal terk etmesidir. Bunun üzerine Rusya yine araya girer. Moskova’da yapılan toplantıda ateşkes kararı çıkar. Ama ateşkes daha başlamadan Ermenistan, Azerbaycan’daki sivillere saldırır.
Ermenistan, sivillere saldırarak, bütün dünyanın gözleri önünde açık açık savaş suçu işlemektedir.
Son Söz… Türkiye sahada ya da masada her zaman ve her şart altında Azerbaycan’ın yanında olmaya hazır. 30 yıldır işgal atında olan Dağlık Karabağ, öz be öz Azerbaycan toprağıdır, Türk yurdudur.