Sudanlı yetkililer, eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir’in Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) teslim edileceğini açıkladı.
Güney Sudan’ın başkenti Cuba’da, Sudan Hükümetinin Silahlı Hareketlerle Müzakere Heyeti Sözcüsü Muhammed Hasan et-Teayişi, basın mensuplarına açıklama yaptı.
Teayişi, konusunda tutuklama emri bulunan Sudanlıların UCM'ye verilmesi konusunda silahlı hareketlerle anlaşma aşamsında olduklarını söyledi.
Heyet Sözcüsü Teayişi, yapmış olduğu basın açıklamasında El Beşir’in ismini zikretmedi, üstü kapalı konuştu. UCM tarafından tutuklama emri çıkarılan anlaşılan isimler arasında Beşir’in yanı sıra eski Savunma ve İçişleri Bakanı Abdurrahim Muhammed Hüseyin, eski Kuzey Kurdufan Valisi Ahmed Harun, milis gücü liderlerinden Ali Kuşib de bulunuyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi, 4 Mart 2009'da dönemin Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir hakkında Darfur'da soykırım, savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemekten tutuklama emri çıkartmıştı.
Darbeyle geldi- darbeyle gitti
1989 yılında şaşalı bir askeri darbeyle iktidara gelen Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir, 30 yıl sonra sokak gösterileri ve isyanların ardından, yine ordu tarafından görevinden alınmıştı.
Ömer El Beşir, Sudan tarihinde en uzun süre görevde kalan devlet başkanıydı. 1940 yılında Sudan’ın başkenti Hartum'un 180 kilometre kuzeyindeki Havaş Banga adında bir köyde hayata gözlerini açan el Beşir, 12 çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. El Beşir, 49 yaşındayken katıldığı askeri darbeyle ülkesinde iktidarı elde etti. Yakın zamana kadar da bırakmadı. Seçimle iktidara gelen hükümete karşı 30 Haziran 1989 tarihinde düzenlenen askeri darbeyi Müslüman Kardeşler'in Sudan kolu, dönemin önemli İslami kanaat önderlerinden Hasan el Turabi liderliğindeki Ulusal İslami Cephe de destekledi.
Ordunun üst düzey isimleri yapılan bu İslami darbeye sıcak bakmadıkları için Turabi de alt rütbelerden destekçi buldu. Bulduğu isim de o dönem tuğgeneral rütbesinde olan el Beşirdi. El Beşir, askeri darbenin ardından 15 üyesi bulunan Ulusal Kurtuluş için Devrimci Komuta Konseyi'nin başkanı olarak yönetimi ele geçirdi. Darbenin ardından gerçekleştirdiği ilk icraatından birisi kendisini korgeneral rütbesine yükseltmek oldu. Daha sonra kendini mareşalliğe atadı.