Siber güvenlik şirketi Kaspersky tarafından yürütülen yeni araştırma, aile ortamında, iş yerinde ve hatta kişisel yaşamda, insanlığın bir sonraki adımını simgeleyen “artırılmış insanlarla” bir arada yaşama konusundaki eşitsizliği ortaya koydu. Kaspersky NEXT 2021 etkinliğinin bir parçası olarak önde gelen uzmanlarla yapılan çevrimiçi oturumun ardından açıklanan çalışmanın sonuçları, insanlığı bir sonraki adıma taşıyabilecek teknolojiler konusundaki anlayış eksikliğinin heyecan verici gelişmeleri engelleyebileceğini belirtiyor.
Avrupalı yetişkinlerin yaklaşık yarısı (yüzde 46.5), insanların teknolojiyle kendi vücutlarını geliştirmekte özgür olmaları gerektiğine inanıyor. Ancak çoğu bu tür teknolojilerin uzun vadeli toplumsal etkileri hakkında endişeli olduğunu söylüyor.
İki yöntemi varSöz konusu gelişim iki şekilde olabiliyor: Biyonik uzuvların kullanımı gibi sağlığa bağı gerekçelerle yapılacak güçlendirmeler veya vücuda RFID çipleri yerleştirmek gibi isteğe bağlı girişimler.
Ankete katılanların sadece yüzde 12'si, işyerinde haksız bir avantaj elde edeceklerini düşündükleri için insani güçlendirme uygulayan kişilerle çalışmaya karşı çıkıyor. Bununla birlikte her beş yetişkinden neredeyse ikisi (yüzde 39), insani güçlenmenin gelecekte sosyal eşitsizliğe veya çatışmaya yol açabileceğinden endişe duyuyor.
Yarısı iyimser veya heyecanlıGenel olarak katılımcıların yaklaşık yarısı (yüzde 49) hem güçlendirilmiş hem de güçlendirilmemiş insanları içeren geleceğin toplumu hakkında "heyecanlı" veya "iyimser” olduğunu ifade ediyor.
Kaspersky’nin araştırmasına göre, ankete katılanların yarısından fazlası (yüzde 51) bu şekilde güçlendirilmiş biriyle tanıştıklarını söylüyor. Kişisel yaşam söz konusu olduğunda ise katılımcıların neredeyse yarısı (yüzde 45),bu tarz biriyle çıkmanın kendileri için sorun olmayacağını, hatta ve yüzde 5.5’i daha önce böyle biriyle çıktığını söylüyor.
Katılımcıların üçte birinden fazlası artırılmış insanları “her zaman kabul ettiklerini”, yüzde 17'si on yıl öncesine kıyasla “daha fazla kabullenmeye hazır olduklarını” belirtiyor. Avrupalı erkeklerin yarısı (yüzde 50), kadınların ise yüzde 40'ı hem normal hem “güçlendirilmiş” insanlar tarafından paylaşılan gelecek hakkında “heyecanlı” ya da “iyimser” olduklarını söylüyor.
Bir aile üyesi sağlık gerekçesiyle geliştirme teknolojilerine ihtiyaç duyarsa, katılımcıların tercihi bunun bir biyonik kol (yüzde 38) veya bacak (yüzde 37) olması yönünde.
Ankete katılanların yaklaşık üçte biri (yüzde 29.5) tercihlerine bakılmaksızın kendilerini bu şekilde geliştirmeye karar veren aile üyesini destekleyeceklerini beyan ediyor. Anket katılımcılarının sadece yüzde 16.5'i (yaklaşık 6 kişiden biri) bu yaklaşımı "tuhaf" olarak görürken, yaklaşık dörtte biri (yüzde 24) bunu "cesur" olarak adlandırıyor.
Katılımcıların dörtte birinden biraz fazlası (yüzde 27), bu fikre karşı çıkanların yüzde 41'ine kıyasla, artırılmış kişilerin hükümet düzeyinde özel temsile sahip olması gerektiğine inanıyor.
‘Hükümetler bir araya gelmeli’Kaspersky Avrupa Küresel Araştırma ve Analiz Ekibi Direktörü Marco Preuss, konuyla ilgili olarak şu yorumu yaptı:
“Avrupa genelinde insani güçlendirme konusunda geniş bir destek ve ilgiyle karşılaşsak da insani güçlendirme uygulamasının toplum üzerindeki etkileri konusunda anlaşılır endişeler var. Hükümetler, endüstri liderleri ve artırılmış insanlar, insani güçlendirmenin geleceğini birlikte şekillendirmeye yardımcı olmak için bir araya gelmeli. Böylece bu heyecan verici endüstrinin belli bir düzende ve herkes için güvenli bir şekilde gelişimini sağlayabiliriz."
DSruptive Subdermals Genel Müdürü ve Kurucu Ortağı Hannes Sapiens Sjöblad ise "İnsani güçlendirme teknolojisi, ayrıcalıklı bir kesime hitap eden yüksek kaliteli, yüksek teknolojiye dayalı çözümler olarak düşünülmemelidir. Herkes için uygun fiyatlı ve erişilebilir olmalı, herkes bu kavramdan yararlanabilmelidir" dedi.