Mili Savunma Bakanı Hulusi Akar, TBMM'de yaptığı açıklamada, "Irak’ın kuzeyinde, varlığını sürdürmeye çalışan PKK’ya karşı operasyonlarımız artan bir şiddet ve tempoda aralıksız devam etmektedir. Pençe Kartal-2 kara desteği olmadan 35 km. derinlikte icra edildi. Kritik ve önemli operasyon, nitelik olarak diğerlerinden farklılık gösteriyor" ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da terör örgütü PKK'nın 1984 yılından bu yana 6 bin 21 sivili katlettiğini vurgulayarak, "Devlet burada her şeyi yapmıştır. Bu konuda da her türlü muhataplığı ortaya koyabilecek hiçbir kapıyı kapatmamıştır" dedi.
AKAR: 4-5 AYDA PLANLANDIMilli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Bu bölgede bulunan teröristlerin büyük bölümünün, PKK'nın sözde güvenli bölge olarak odaklandığı bu bölgeyi kullandığı bize gelen bilgiler arasında. Terörist 'her an gelebilirler' diye korksalar da kendilerini emniyetli hissetmişler.
4-5 aydır bu bölgeye odaklandık. Karadan irtibat ve destek olmadığı için diğer operasyonlardan farklıdır. Geniş bir hazırlık süreci yapılmış, harita çalışmaları yapılmış, hedeflere yönelik ayrıntılı icraatlar yapılmıştır. Hedefler özenle seçilmiş, harekatın icrasında sivil halka hassasiyet gösterilmiştir.
Kara ve hava kuvvetleri, özel kuvvetler arasında ayrıntılı koordinasyon, planlama yapılmıştır. 10 Şubat 02.55'te hava kuvvetlerine uçaklarla İHA ve SİHA'larla operasyon başlamıştır. 75x25 km harekat alanıdır. Planlanan 54 hedeften 48'i vurulmuş, diğer hedefler iptal edilmiştir. 05.45'te hava operasyonu başlamıştır.
Harekatın tamamında 3 şehit, 3 yaralımız vardır. Yaralılarımızın hayati tehlikesi yoktur. Birçok mağaranın bulunduğu bölgede, ateş gelen mağaraya yoğunlaşırmış ve demir kapılarla tahkim edildiği belirlenmiştir. Buraya herhangi bir şekilde hava kuvvetleri bombasının ulaşması mümkün değil.
13 KİŞİNİN ŞEHİT EDİLMESİİçeriden ateş edilip, el bombası atılıyordu. Askerlerimiz de gerekli karşılığı veriyordu. Göz yaşartıcı gaz kullanılmıştır. Teröristlere teslim olmaları yönünde sürekli çağrı yapıldı. Daha sonra mağara içinde ilerleme sırasında geçitlerin ve demir kapıların olduğu görüldü. İlerleme zor oldu. Akşam saatlerine doğru birinci terörist 'Ateş etmeyin teslim olmak istiyorum' diyerek dışarı çıktı. İçeride 7 terörist, 12'si Türk vatandaşı 1'i yabancı 13 kişinin olduğu, 13 kişinin 05.45'te başlarına kurşun sıkılarak öldürüldükleri ifade edildi.
Sözde mağara sorumlusu, YPG/PKK ilişkisini göstermesi için çok önemli. Alınan terörist, turuncu listede yer alan teröristlerden 2017'de Beytüşşebap'ta terör olaylarına karıştı, Kamışlı'da 2017-2018'de sözde cephe sorumlusu olarak görev yaptı. Derik'te tedavi gördü. 2019 yılında sözde cezaevi sorumlusu olarak görevlendirildi. YPG/PKK arasında ilişki olmadıklarını söyleyenlerin bunu görmesi lazım. YPG'nin PKK'dan farkı yok.
Açılan ateş sonrası operasyon başlatıldı. Güvenlik sebebiyle operasyon dikkatli ve yavaş sürdürüldü. Teröristlerden açılan ateşe karşılık verilerek ilerlendi ve bir süre sonra ateş kesildi. Bu zor şartlara Mehmetçik kendisine verilen görevi başardı. Olabildiğince güvenli şekilde mevzu geliştirildi. 13 vatandaşımızın şehit edildiği bölgeye girildi.
Gerekli tedbirler alındıktan sonra naaşlar tahliye edildi. Teröristlerin verdiği ifadelerde gibi fiilen görülmüş oldu. Operasyon oldukça zor şartlarda her ülkenin yapamayacağı şekilde gerçekleştirildi. Şehitlerimiz naaşları yurtiçine nakledikten sonra, oradaki unsurlarımız kademeli ve emniyetli bir şekilde yurtiçine dönmeye başladı. Oradaki operasyonlarımız devam etti. Oradaki faaliyetlerimiz devam ediyor.
Bu operasyon sonucunda, teröristlerin psikolojik ve maddi olarak büyük bir kayba uğradıkları kesin. İstihbarat raporlarına göre; özellikle önümüzdeki 15 gün sürede hiçbir teröristin 3-4 kişiden aşağı olmayacağı, telefon-internet-tablet kullanılmayacağı, televizyon ve haber izlemeyeceklerini tebliğ ettiler."
SOYLU: TERÖR ÖRGÜTÜ 6 BİN 21 SİVİL KATLİAM YAPTIİçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise şunları söyledi:
"Gardırop siyasetçisi değiliz. Üzerimize düşen meselenin nasıl yapılacağını bilerek, bize verilen sorumluluğu bu dünyada da öteki dünyada da gerçekleştirebilecek arkadaşlarız. Cenaze töreninde Ünzile Teyze bir cümle söyledi; evladıyla, acısıyla ilgili bir şey söylemedi. üç defa 'Dik durun' dedi. Dün gece 12 aileyi aradım. Şevket Altuntaş'ın söylediği cümle hayatım boyunca peşimden gelecektir, 'Gam yok, keder yok' dedi. Bu kadar uzun ve yorucu bir süreçten sonra ailelerin bu metaneti ve ortaya koydukları bu sabır bu milletin ruhunun hali bize dün akşam bir ders daha verdi.
Bu çocukların hiçbir pikniğe giderken kaçırılmadı, bir operasyondayken de kaçırılmadı. Bu olayın duyulduğu ilk andan itibaren, sosyal medya ve diğer cereyanlar içinde söylenenler bir amaca matuf şekilde söylenmektedir. Hem acımız var, hem bıçağı biraz daha içeri sokup canımızı yakmak için söylenenlerdir. Annesine babasına gitmek üzereyken kaçırıldılar. Kimisi de açık öğretim sınavına giderken kaçırıldılar.
4,5-5 yıldır hükümetimizin tüm birimleriyle yaşıyoruz. Biz bu ailelere sadece bir vatandaş muamelesi yapmadık. Her 3 ayda bir bu ailelerle görüştük. Biz terörle mücadele yapıyoruz, niçin Avaşin-Basyan, niçin Sinat-Haftanin? Terör örgütünün yaptığı tacizlerin yüzde 70 o bölgelerden geldik. Ölümü korkutarak o bölgelere gittiler. Niçin biz 300 altına indirdik terörist sayısını? Niye bu mücadelenin peşini bırakmıyoruz, sebebi bu.
Buradaki bu operasyonda, bu arkadaşlar 10'un şehit oldu. Belçika numaralı bir telefonda, deyin ki 'Buralar bombalanmasın' dediler. Ölümlerinde de istismar etmeye çalıştılar. Dedikleri şu; Emre Uslu denen müptezelden diğerlerine kadar, terör örgütünden merhamet bekleyen vicdansızdır. Terör örgütüne yaslanan hainoğlu haindir. 'Ailelerle hiç temas kurulmadı' deniyor, ben oradaydım. PKK'nın, HDP'nin ve İHD'nin yayınladıkları bildiri benzer bildiridir. 'Devlet de örgüt de sorumludur' öyle mi? Aileleri alıp Irak'a, Erbil'e götürüldü, elleri boş döndüler.
Terör örgütü 1984'ten bu yana 6 bin 21 sivil katliamı gerçekleştirdi. İHD bunlar için bir şey söyledi mi? Devlet burada her şeyi yapmıştır. Bu konuda da her türlü muhataplığı ortaya koyabilecek hiçbir kapıyı kapatmamıştır. Özlem Zengin'in yüzü burada; bu çocukların kaçırıldığı zaman siz Pervin Buldan'ı aradınız mı aramadınız mı? Pervin Buldan dedi ki, 'Biraz misafir edip, bırakacaklar' dedi. Bu katliamların nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz.
ABD ne derse desin, biz bu coğrafyada ne acılar yaşandı biliyoruz. Şehitlerimizin vücut bütünlükleri fotoğraflarda, bu dosyada mevcut. Bu fotoğraflara baktığımızda, Allah şahittir ki o Murat Karayılan'ı bin parçaya bölmezsek şerefsiz. Orada iki terörist yakalandı. O hınçla her şey olabilirdi orada. Alındı, götürüldü, ifadesi alındı, talimatlar kimin tarafından verildiği orada ortaya konuldu.
Biz bu evlatlarımızın ailelerine canlı kavuşturulması için büyük bir heyecan ve beklenti içindeydik. Allah şahittir, bu PKK ve PYD terör örgütü ailelerimize karşı zafer kazanamayacak, ailelerimiz onları yenecek. PKK ve PYD şehitlerimize karşı zafer kazanamayacak, şehitlerimiz onları yenecek. Annelere karşı zafer kazanamayacak, anneler onları yenecek.
6 bin 21 katliamı nasıl yaptılarsa, bu evlatlarımızı da öyle katlettiler. Hüznümüz de yasımız da büyüktür. Bugün genel başkanlara tüm samimiyetimizle anlattık. TBMM'ye de izahatta bulunuyoruz. Derlerse ki, 'Bu izahattan sonra Trump'tan bunu isteseydiniz' diye sorsalardı, ben de 'Siz ne yaptınız da Trump'tan bunu istiyorsunuz' derim. Hem şehitlerimize rahmet diliyorum, ailelere başsağlığı diliyorum."