Hatay'da depremde yıkılan Rönesans Rezidans'ın yurt dışına kaçmaya çalışırken İstanbul Havalimanı'nda yakalanan müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun, tutuklandı.
Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla dün İstanbul Havalimanında gözaltına alınan Coşkun'un emniyetteki işlemleri tamamlandı.
Gaziosmanpaşa Adliyesinin İstanbul Havalimanı'nda bulunan ek hizmet binasında Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi yoluyla nöbetçi savcılıkta ifadesi alınan Coşkun'un tutuklanmasına karar verildi.
Onlarca gözaltıGaziantep'te depremde yıkılan Bahar Apartmanı'nın hafriyatında yapılan incelemede ihmali bulunduğu belirlenen müteahhit İbrahim Mustafa Uncuoğlu İstanbul'da gözaltına alındı.
Depremden etkilenen Adana'da yıkılan bazı binaları inşa eden firmanın sahibi Hasan Alpargün, KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da gözaltına alındı.
Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Adana'da yıkılan binalarla ilgili tespit edilen yapım kusurlara ilişkin hakkında 62 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca, 6 Şubat'ta gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremlerde kentte yıkılan ve çok sayıda ölüme neden olan bina ile sitelerde tespit edilen yapım kusurlarıyla ilgili soruşturma başlatıldı.
Yürütülen incelemeler doğrultusunda ilk etapta 62 şüpheli hakkında gözaltı kararı alındı.
Şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışmalar sürüyor.
Lütfü Savaş: Koruyormuşum gibi anlaşıldı
Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanı Lütfü Savaş, Habertürk TV yayınında Rönesans Rezidans hakkındaki "Orası normal şartlarda eski bizim mimarlar odası başkanımızın yapmış olduğu bir bina. Bu arkadaşımız gerçekten idealist bir insan. Büyük ihtimal şartlarına uygun yapmıştır, deprem yönetmeliğine göre yapmıştır" ifadeleri ile sosyal medyada tartışma konusu olmuştu.
Başkan Savaş, daha sonra bir video yayınlayarak sözlerine açıklık getirdi. Yayında afetin büyüklüğüne işaret ettiğini kaydeden Savaş, şöyle konuştu: "2 bin yılda dünyada oluşan en büyük üç depremden biri olduğunu, yeryüzüne yakın olduğu için 7 kilometre yukarıda olduğu için; daha doğrusu yeryüzünden 7 kilometre aşağıda olduğu için yüzeysel bir deprem olduğunu ve bunun şiddetinin yeryüzüne kadar ivmesinin çok yüksek olduğunu, her ne kadar 7.7 büyüklüğündeyse de 9-10 büyüklüğünde bir etkiyle bizi sarstığını anlattım. Yıkılan binalar için kimse belediyeleri, hükümeti ve müteahhitleri çok suçlamasın; çünkü biz küçük bir kıyamet yaşadık. Bu kıyameti yaşarken gerçekten de ayakta durmak zordu. Ben bile balkonda tutunurken düştüm. Bunu bazı medya grupları yazmış. Sanki ben birilerini koruyormuşum gibi, bu beni gerçekten çok üzdü. Belki de 500-600 yıldır yaşanacak bir afetle karşı karşıya olup, bunun problemlerini bertaraf etmeye çalışırken maalesef birileri her zaman olduğu gibi, sadece siyaset yaptılar. Siyaset yaparak 'Acaba oyumuzu yüzde 1 arttırabilir miyiz' diye çabaladı. Bir binayla ilgili soru soruldu bana. Ben de yapan insanın mimarlar odası başkanıydı. Benim gördüğüm kadarıyla düzgün insandı. Sanki ruhsatı ben vermişim gibi algılamışlar. Onu anlatayım size, ben o zaman Antakya belediye başkanıydım."