126 Yıl önce bugün Sivas’ın Şarkışla ilçesinin Sivrialan köyünde doğdu. Türk aşık kültürünün en önemli temsilcilerinden büyük halk ozanı Aşık Veysel'in türküleri hala çalınıp söylenmektedir.
Çocukluğunda, 7 yaşındayken geçirdiği çiçek hastalığı yüzünden sağ gözünü, daha sonra da babasının elindeki övendirenin (ucu çivili uzun değnek) saplanması üzerine sol gözünü kaybetse de, on yaşında saz çalmaya başlayıp, 78 yıllık ömrüne şiirler ve türküler sığdırdı.
Hayatı:Aşık Veysel Şatıroğlu, 25 Ekim 1884 tarihinde, Ahmet ve Gülizar çiftinin çocuğu olarak, Şarkışla, Sivas'da dünyaya geldi. Veysel'in iki kız kardeşi, yörede yaygınlaşan çiçek hastalığına yakalanarak yaşamlarını yitirdi. Ardından Veysel de yedi yaşında aynı hastalıktan dolayı iki gözünü de kaybetti. Geçirdiği talihsiz bir kaza sonucunda sağ gözünü de kaybeden Veysel, babasının hediyesi olan bir saz sayesinde, henüz genç yaşlarda müziğe başladı.
Önce başka ozanların türkülerini çalmaya başlayan Aşık Veysel, 1933 yılında tanıştığı Ahmet Kutsi Tecer'in teşvikleriyle kendi sözlerini yazıp söylemeye başladı. Aşık Veysel 20 yaşındayken, I. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine kardeşleri ve arkadaşları cepheye gidince, genç ozan yalnız kaldı. Bu süre içerisinde tek arkadaşı sazı olan ama şair, kendisini iyice müziğe verdi. Savaşın sona ermesinin ardından Esma adlı bir kadınla evlendirilen Veysel, bu evlilikten iki çocuk sahibi oldu. Fakat oğlu henüz on günlükken hayata gözerini yumdu. Esma'nın başka bir adama kaçmasının ardından henüz altı aylık kızı ile baş başa kalan Veysel, henüz çok genç yaşlardayken bu kızını da kaybetmenin acısını yaşadı.
Eserlerinde Türkçe'si yalındır. Dili ustalıkla kullanır. Yaşama sevinciyle hüzün, iyimserlikle umutsuzluk şiirlerinde iç içeydi. Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleştiriler yönelttiği şiirleri de vardır. 1973 yılında akciğer kanseri sonucunda vefat etti.