Ölüme hak ettiği değeri vermek için öncesinde ruhunu bu törene hazırlamış, korkusunu yok etmiş ve kendini ölümsüz kılmanın yolunu bulmuş olmalıydı, bu sözleri terennüm eden(ler)…
“Muhteşem manzaralar içinde yürüyen tanıdık çehreler görüyorum” Bu söz, ölümün gri soğuğunu kucaklayacak, narin bir kadın sesi eşliğinde salınır ortamın acımasız sonsuzluğunda. Karşısındaki erkek de buna yakın şeyler düşünüyordur kuşkusuz. İkisinin aklından milyonlarca sinematografik görsel geçiyordur o an, ölümün eşsiz olarak nitelendirilmesi de bu yüzdendir zaten. Kelimelerin birbiriyle uyum sağlamaktan imtina ettiği, tasavvur yeteneğinin, ölü bedenindeki kanın çekilişi gibi ortadan kaybolduğu bir vakittir o an, rücu vaktidir…
Devamı...