Dubai’de 3 yıldır alıkonulan Türk işadamı Mehmet Ali Öztürk’ten Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanı aleyhine nasıl açıklama yapılması istendi? Tüm işkencelere rağmen tek kelime etmeyen Öztürk bu süreçte neler yaşadı? Olayın perde arkasında neler var? Eşi Emine Öztürk, tüm yaşananları anlattı.
Eşiyle birlikte iş için gittiği Dubai’deki fuarda kim olduğu bilinmeyen siyah maskeli ve sivil giyimli, eli silahlı adamlarca eşiyle birlikte kaldıkları otelde gözaltına alınan Mehmet Ali Öztürk, Birleşik Arap Emirlikleri’nde 3 yıldır alıkonuluyor. 32 gün boyunca işkenceye tabii tutulan Öztürk’ün işkenceler sırasında sürekli Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhine konuşması ve bunun videoya çekerek dünyaya servis edilmesi isteniyor.
Mehmet Ali Öztürk, ülkesi ve Recep Tayyip Erdoğan hakkında tek kelime dahi etmeyince çare olarak bir göstermelik yargılama talebiyle müebbet hapis cezasına çarptırılıyor. Mahkeme süresince konuşmasına izin verilmeyen Öztürk’e verilen tercüman söylediklerini tercüme edecek kadar Türkçe bilmiyor ve Öztürk’ün avukatının mahkeme salonuna girmesi bile engelleniyor.
3 yıl boyunca çeşitli işkencelere maruz kalan ve kendisinden Türkiye aleyhinde bilgiler istenen Mehmet Ali Öztürk’ün eşi Emine Öztürk ise o süreci tüm çıplaklığıyla şöyle anlatıyor:
Kahvaltı masasında kaçırılıp hücreye tıkıldık!Dubai seyahatlerinin 3. gününde otellerinde kahvaltı yaparken önce telefonlarının gasp edildiğini söyleyen Emine Öztürk, daha sonra 14. Kattaki odalarına zorla çıkarıldıklarını, holde bir grubun kendilerini beklediğini gördüklerini söylüyor: “Soru sormamıza izin vermeyerek bizi apar topar otelden çıkardılar. Siyah otomobillerle kapıda bekleyen şahıslar ellerimize kelepçe vurdular, yüzümüzü siyah maskeyle kapattılar ve bizi arabaya zorla bindirdiler. 1 saat yolculuk yaptıktan sonra gözümü açtılar ve çölde olduğumuzu fark ettim. ‘”Eyvah” dedim, bunlar bizi ölüme götürüyor.’ Bizi bir eve soktular. Fotoğraflarımızı çekmeye başladılar. Sonrasında beni eşimden ayırıp bir hücreye koydular. Vakitleri ezanla takip ettim. Bir süre sonra bana hazır olmamı söyleyip gözlerimi kapattıktan sonra beni havaalanına getirdiler. Eşim Mehmet Ali Öztürk’ü de getirdiklerini sandım. Fakat getirmemişlerdi.”
32 Günlük İşkence!“Eşime çok işkence yaptılar. 32 gün boyunca Türkiye Cumhuriyeti ve Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde yorum yapması için işkenceye tabii tutuldu. Cumhurbaşkanı aleyhinde video çekmesi için dövmüşler ve zincirlere vurmuşlar. Fakat eşim direnmiş. Önüne bir harita koyarak Türkiye’nin ve Amerika’nın Suriye’de nerede bölgelerinin olduğunu öğrenmek için eşime soru sormuş ve Katar hakkında stratejik bilgiler edinmeye çalışmışlar. Eşim bilmediğini söyledikçe sürekli dövmüşler.”
Suçunun ne olduğu bilmiyoruz, sadece yaşadığını biliyoruz!“Biz suçunun ne olduğunu bilmiyoruz. Mahkemeye çıkarıldığında yargılanırken kendisine hiçbir soru sorulmuyor. Avukatımızı bile mahkemeye almıyorlar. Tek söyledikleri şey; Türkiye’nin işbirliği yaptığı ÖSO’ya yardım ettiğin için Mehmet Ali Öztürk’e müebbet hapis cezası verdikleri.” “Eşimi üç yıldır orada tutuyorlar. Hücrede 1 sene kaldıktan sonra normal hapis sırasında 2 sene boyunca, 2 ayda bir sadece 1 dakikalığına telefonla iletişim kurabiliyoruz. Eşimin sadece yaşadığını biliyoruz.”
Eşim bunları hak etmedi! Tek suçu iyilik yapmak!“Eşim hayırsever bir iş adamıydı. Tüm Müslüman coğrafyalara yardım ederdi. Örneğin; Madagaskar’ı ziyaretinde oradaki tadilata ihtiyacı olan camiiyle ilgilendi ve oradaki insanlara yardım etti. Suriye’ye çok kez yardım ettiğini o kaçırıldıktan sonra öğrendim. Bu tarz meselelerle ilgili sosyal medyada çokça bilgi paylaşıyordu.” “Benim 5 yaşında bir kızım var. Kızım daha bu yaşında çok yıprandı. Kızımla başka ailelerin yanına gitmek istemiyorum. Çünkü başka çocukların babalarına sarıldığını görünce çok etkileniyor.”
Recep Tayyip Erdoğan’la görüştüm!“Eşim hücredeyken Mersin belediye başkanı aracılığıyla Mersin’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştüm. Olayı anlattım. Yardımcılarına ilgileneceğine dair not aldırdı. Eşim müebbet hapis cezasına çarptırılınca 1 yıl sonra Ankara’da yeniden Cumhurbaşkanımızla görüştük. Olayı orada daha detaylı anlattım. Bu olay çözülmediği için yanındakilere bir serzenişte de bulundu.”
Hukuki tüm yolları denedik! Medya sessiz kalmasın!“Hukuki bütün yolları denedim. Artık hukuki olarak danışabileceğim bir yol yok. Bundan sonra Türkiye ve BAE’nin anlaşmasıyla çözülebilecek bir olay haline geldi. Türkiye’de bu olayın medyada yeterince yer bulmamasına çok kırgınım. Biz bunu hak etmedik.”