27 aydır Birleşik Arap Emirlikleri’nde ceza evindeyim. Malumunuz son 4-5 aydır korona virüs tüm dünyayı sarmış durumda. Keza aynı şekilde bu ülkede de ilk zamanlar information (bilgi) gazetemiz vardı. 2-3 ay geldi yalnız. Son 3 aydır gazete gelmiyor. Haberleri alamıyoruz. Ancak telefon görüşmelerinde ailelerimizden haber alıyoruz. Bu ülkede (B.A.E) bu sayı çoğalmış ve çoğalıyor.
130 kişilik cezaevinde 30 pozitif vaka!Cezaevinde 130 kişiyiz. Ben onların adına konuşuyorum. Korona virüsle ilgili bize teknik anlamda hiçbir bilgilendirme yapılmadı. Yalnızca duvara bir sticker yapıştırıldı. “Elinizi sabunlayın, yıkayın, hijyeninize dikkat edin.” Kısaca 4-5 satırlık İngilizce, Arapça bir küpür yayınladılar. Askerler artık sayıma da gelmiyorlar. Yani bizim bloklarımızın içerisine girmiyorlar. Korktuklarından dolayı ya da riskten dolayı bilemiyorum. Arkadaşlarla konuşuyorlar: “2 kişi öldü. Koğuşta 30 kişide korona var.” Gibi… Tabii, kötü haber çabuk yayılır hesabı bu haber de çabuk yayılıyor ve eminim de büyüyerek yayılıyor. Yani ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız.
8 kişilik odada temas halinde yaşıyoruz!Odamız 8 kişilik. Tahmin ettiğim kadarıyla Toplam 17-18 metrekare alanda 8 kişi kalıyoruz. İç içeyiz. Nefeslerimiz de iç içe. Koridorlarda ya da kalktığımızda birbirimizle temas halindeyiz. Yani uzak kalma gibi bir durum yok. Uzakta kalamıyoruz. Ayak ayağa yatıyoruz. Baş başa kalıyoruz. Günlük ihtiyaçlarda insanların kullanması için affedersiniz tuvaletlerde, banyolarda sabun da veriyorlardı.
Ölüm meleği kapıya dayandı. Lütfen sesimizi duyun!Lütfen bizim sesimizi duyun, duyurun. Abu Dabi Birleşik Arap Emirlikleri, Al Wathba hapishanesinde insanlar çaresizlik içinde ölümü bekliyorlar. Söylenecek son nokta, son kelime bu. Ölümü bekliyoruz. Muhakkak ölüm Allah’ın emri lakin şu an artık ölüm vaktimiz. O noktaya gelmiş durumdayız. Çünkü kapıya dayandı. Ölüm meleği kapıya dayandı. Evet söyleyeceklerim bunlar.
Mehmet Ali Öztürk'le Yapılan Telefon Görüşmesinin Ses Kaydı