Mevzu Kültür-Sanat Gündemi

Dedikodunun kötü bir şey olduğunu henüz küçük bir çocuk iken annelerimizden ve toplum denen görünmez kıyafetli yaratıktan öğrendik. Ancak faydalı hususlar üzerine konuşacaksak neden dedikodu yapmayalım? Bu soruya kimselerin olumsuz bir cevap vermeyeceğini umduğumuz için dünya kültür sanat sofrasından bazı haberler derledik.

Kuşkusuz ki siyaset hayatın her alanına hakim. Son zamanlarda İran ve ABD arasındaki gerilimler sinema dünyasında ayrılıklar oluşmasına neden oldu. Ukrayna uçağının düşürülmesine hükumetin “Yanlışlıkla düşürüldü” açıklamasını yapmasından sonra çoğu yönetmen ve oyuncu İran Kültür Bakanlığı tarafından 1982 yılından beridir İslam Devrimi’nin yıl dönümünde düzenlenen Uluslararası Fecr Film Festivali’nden çekilme kararı aldı. Seçilen adaylara Kristal Simurg ödülü verilen festivalden çekilen yönetmenlerden biri olan ünlü senarist ve film yapımcısı Kimyai, Twitter hesabından şöyle bir açıklama yaptı:

- “Halkımız bugünlerde çok zor günler geçiriyor. Ben her zaman halkımla birlikte oldum. Taziyelerimi sunmak için filmimin gösterime sunulmasını istemiyorum. O uçaktaki insanlar yolcuydu.”

Ancak tavrını bu şekilde gösteren sanatkarlarına tam destek sunan İran halkının pek kızdığı bir isim var. Oscar ödüllü iki filmde boy göstermiş ve ülkemizde de son zamanlarda büyük ilgi gören Şehrazad dizisinin başrol oyuncularından Şahab Hüseyni, resmi Instagram hesabından yaptığı bir açıklamada festivalden çekilen meslekdaşlarına sitem etti. Ortadoğu’nun en bilindik yüzünün sitem mesajı tam olarak şöyle:

- “Her yıl çok sayıda insan, İran sinema geleneğinin yadsınmaz bir parçası olan bu festivali bekliyor. Şimdi ise çoğu sinemacı festivalden çekildi. Elbette ki kendilerinin şahsi kararlarına saygı duyuyorum ancak kendi düşüncelerimi de paylaşmak isterim. Bu davranışın, halkımızın birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla muhtaç olduğu şu günlerde muhalefeti besleyeceğine inanıyorum. Bu karar, sinemacılar ve fanlarının onarılmaz bir şekilde ikiye ayrılmasına ve her iki tarafında zararına sebep bile olabilir. Aynı zamanda festivalden çekilmeyen sanatçıların, kötü hissetmediği ve liyakatsiz olduğunu düşünmek de çok yanlış. Kültür ve sanatın kurban edilmesi de bir çeşit felakettir. Bu festival ölen insanların anılacağı bir törene dönüştürülebilir. Kurbanların aileleriyle birlikte duygularını ifade edebileceği bir mekan olabilir. Kültür-sanat her ülkedeki her insanın hakkıdır ve her durumda etkili olabilir.”

Hüseyni tarafından yönetilen ve canlandırılan “Gece” isimli film de 1 Şubat’tan 11 Şubat’a dek 38. Fecr Film Festivali’nde olacak. Daha önce Ahmedinejad’ın elinden de ödül alan Hüseyni için İran halkı “Zaten ne beklenirdi ki” diyor.

Bir film haberi de Polonya’dan. Bilindiği üzere bu yıl bir milyondan fazla insanın II. Dünya Savaşı esnasında can verdiği Auschwitch Nazi Kampları’nın 75. yıldönümü olacak. “The Boy In Stripped Pyjamas” gibi kült eserlerle beraber listeye yenileri eklenecek Nazi zulmünün anlatıldığı Auschwitch’in Gladyatörü filmi merakla bekleniyor. Tadeusz Pietrzykowski, henüz 20 yaşında kamp kurbanlarından biridir. Almanya 1939 yılında Polonya’ya saldırdığında Fransa’ya kaçmak için girişimlerde bulunur ancak yakalanarak Auschwitch kampına gönderilir. Boks yeteneği keşfedilir ve Nazileri eğlendirmek için boksörlük yapar. Söz konusu eğlence amaçlı maçlardan birinde kendisinin 2 katı ağırlığında bir rakip ile savaşır ve nice zorluklara göğüs gererek bir somun ekmek almaya layık görülür. Pitrzykowski'nin kızı Eleonora Szafran “Kampta hayatta kalmak için bir şekilde kendini kanıtlaması gerekiyordu. Liseyi henüz bitirdiği için profesyonel becerileri yoktu. Boks, yapabildiği tek şeydi” diyor. Pietrzykowski, 37 maç boyunca yalnız 2 defa yenilgiye uğramış. Başrol oyuncusu Piotr Głowacki, rolünden söz ederken “Tüm film, Teddy’nin kim olduğunu bulma girişimi. Bu kesinlikle bir cehennemden kaçış, insanoğlunun kapasite sınırları ve kendini tanıma hikayesi” cümlelerini kuruyor. Filmin yönetmeni de eski bir Nazi kurbanının torunu olan Maciej Barczewski. 

Rotamızı Ortadoğu’ya çevirelim ve El Gouna Film Festivali’ne gidelim. Belgesel yapımcısı Filistinli bir hanım olan Mai Masri, 8.belgeseli ile ödülleri topluyor. Filmlerinde müzik kullanmayı tercih etmeyen ve “Ham olandan şiir yazmak” tanımıyla yolda olan yapımcı Masri, kendi memleketinin ve Lübnan kadınlarının çektiklerini anlatırken şakırdayan zincirleri, ağlayan çocukları, uzaktan duyulan ayak seslerini kullanıyor. Olanı en çiğ haliyle anlatmayı tercih eden Masri, konuk olduğu festivalde siyasi hareketlerin beslediği deneyimlerini paylaştı.

87. kez, Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi, Oscar ödülleri için harekete geçti. Greta Gerwig'in "Küçük Kadınlar" ile 92. Akademi Ödülleri için en iyi yönetmen ödülü alacağı yönündeki spekülasyon bir ara kanıtlanır gibi oldu ancak en iyi uyarlanmış senaryo için aday gösterildi. Kadın yönetmenler daha fazla kazanç elde ediyorlar, ancak akademi en iyi yönetmen adayı olarak sadece erkekleri seçiyor. Bu sene de ödülün kesinlikle bir erkeğe gideceği söyleniyor. 13 Ocak Pazartesi günü akademi aday listesini yayınladı. Akademi ayrıca bu yıl Oscar'a 62 kadın aday gösterdi – neredeyse tüm adayların üçte biri. En çok aday gösterilen pakete liderlik eden Joaquin Phoenix için en iyi resim ve en iyi aktör de dahil olmak üzere 11 adaylık alan karanlık çizgi roman hikayesi Joker. Warner Bros filmi yarış arabası draması Ford v Ferrari, gangster filmi The Irishman, Nazi hiciv Jojo Tavşan, klasik roman uyarlaması Küçük Kadınlar, boşanma draması Evlilik Hikayesi, I. Dünya Savaşı filmi 1917, nostaljik Bir Zamanlar Hollywood'da ve Güney Kore komedi-gerilim filmi Parasite. The Irishman, Universal Pictures'ın 1917’si ve Quentin Tarantino'nun Sony Pictures'tan Hollywood'da Bir Zamanlar'ın her biri 10 onay aldı. Video hizmet şirketi Netflix Inc, The Irishman'ın yanı sıra Evlilik Hikayesi, The Two Popes ve Amerikan Fabrikası belgeseli de dahil olmak üzere 24 aday gösterdi. Televizyon dağıtımını ve tüketimini yeniden icat eden Silikon Vadisi devi, Comcast Corp'un Evrensel Resimleri, AT&T Inc'in Warner Bros. ve Sony Corp'un Columbia Resimleri dahil olmak üzere yüzyıllık Hollywood stüdyolarına karşı Oscar zaferi için savaşacak. En iyi görüntüyü kazanmak Netflix'in film sektöründeki itibarını canlandıracak ve video izleyicileri için giderek artan rekabet mücadelesinde yeni övünme hakları verecektir. Şirket, 2015 yılında orijinal filmler yayınlamaya başladı ve düzinelerce komedi, gerilim filmi ve aksiyon filmi ile birlikte prestij filmlerinden oluşan bir kütüphane kurmaya çalışıyor. Ancak dijital video öncüsü, film sahiplerinin aynı anda ya da birkaç hafta sonra sinemalarda çıkış yaptıklarında ısrar ederek tiyatro sahiplerini rahatsız etti. Büyük tiyatro zincirleri zamanlamaya itiraz etti ve Netflix filmlerini göstermeyi reddetti. Uygulama aynı zamanda film akademisi üyelerini bir filmin nasıl tanımlanacağını tartışmaya zorladı. Geçen yıl Netflix'in Roma’sı en iyi görüntü için yarıştı ancak kazanamadı.

Film endüstrisinin en prestijli ödülleri olan Oscar'lar, 9 Şubat'ta Hollywood'da düzenlenen bir törende verilecek. Yalıtılmış bir yalnızlığı korkunç bir şekilde tasvir ettiği için tartışılan ancak küresel gişede bir milyar dolardan fazla para alan Joker için aday gösterilen yönetmen Todd Phillips, senaryo, film düzenleme ve ses düzenleme gibi tüm önemli alanlarda da ön planda. Oyunculuk yarışlarında diğer adaylar arasında Once Upon a Time in Hollywood/Leonardo DiCaprio ve Brad Pitt, Evlilik Hikayesi yıldızları Adam Driver ve Scarlett Johansson ve Küçük Kadın aktrisleri Saoirse Ronan ve Florence Pugh vardı. Oyunculuk adaylarından sadece ikisi beyaz değildi: Harriet'teki kölelik karşıtı aktivist Harriet Tubman ve drama Pain and Glory için İspanyol Antonio Banderas rolünde Cynthia Erivo. Sosyal hiciv Parazit, hem en iyi resim hem de en iyi uluslararası film kategorilerinde aday gösterilen ilk Güney Kore filmi oldu. Yönetmen Bong Joon Ho ayrıca en iyi yönetmen için bir adaylık aldı. Oscar sahiplerinin kim olacağı sorusu sinemaseverleri uyutmuyor. 

ABD'li aktör Hank Azaria, Hint animasyonu Apu'yu artık seslendirmeyecek, ABD medyasında ırkçılık suçlamalarının uzun süredir devam eden animasyon dizilerini gölgelendirmesinden iki yıldan fazla bir süre sonra haber verildiğini bildirdi. Şovda, karakter Apu Nahasapeemapetilon, Kwik-E-Mart marketinin yöneticisi ve 30. yılını canlı olarak kutlayan TV komedisinin ana dayanağı. Rol için belirgin aksanı izleyiciler tarafından eleştirilen beyaz bir aktör Azaria tarafından sesleniyor. Eleştirmenler ayrıca yazarları karakterleri tedavi etmek için Hint stereotiplerini kullanmakla suçladılar. ABD film haberleri web sitesi SlashFilm cuma günü yaptığı açıklamada, "Karakterle ne yapacakları onların çağrısı."

"Bu onlara bağlı ve henüz çözemediler. Üzerinde anlaştığımız tek şey artık sesi yapmayacağım."

Simpsonlar'ın yaratıcıları, Hint ve Güney Asya kökenli arkadaşlarıyla karakter hakkındaki duygularını belgelemek için röportaj yapan komedyen Hari Kondabolu'nun bir belgeselinin yayınlanmasıyla 2017'nin sonlarında kendilerini ateş altında buldular. Hem Azaria hem de The Simpsons yaratıcısı Matt Groening, soruları cevaplamak için belgeselde görünmeyi reddetti. Ancak Azaria daha sonra TMZ'nin ünlü web sitesinden bir muhabirine Kondabolu'nun "gerçekten ilginç bazı noktalar yaptığını" ve "The Simpsons'ta düşünmek için çok şey verdiğini" söyledi. 2018'de El Cezire ile konuşan Kondabolu, "Benim için, Apu ve Simpsons aynı. Karakter tek boyutlu olarak başladı ve derinlik verilmedi. Hepsi bu kadar." Ekledi: "Bizim için yapılmayan bir şovu düzeltmemizi istemiyorum. Hikayelerimizi anlatmamızı istiyorum. Hikayelerimizi kontrol etmemizi istiyorum. Senaryoları yazmamızı istiyorum. Hikayelerimize sahip olmamızı istiyorum."

Simpsons, bir nükleer santral için çalışan aile patriği Homer, karısı ve akıl Marge sesi ve çocukları Bart, Lisa ve Maggie'yi canlandırıyor. 1989'da ilk kez gösterildiğinden beri, gösteri 30'dan fazla Emmy kazandı. Animasyonlu komedi, ilk yıllarında düzenli olarak 15 milyondan fazla izleyici çekti ve 1990'da en çok izlenen bölüm için bunun 33 milyonunu iki katına çıkardı. O kadar popüler oldu ki, şovdaki referanslar pop kültürünün bir parçasını oluşturdu. Azalan seyirci rakamları yenilenmeyeceğinden korkuyordu, ancak Fox The Simpsons'ı 2021'de en az 32. sezona kadar sürdürmeye karar verdi.

Güney Koreli kara komedi Parazit, önümüzdeki ay Oscar ödüllerinin şansını artırabilecek tarihi bir galibiyetle Screen Actors Guild (SAG) Ödülleri'nde birincilik ödülüne layık görüldü. Pazar günü vurulan kritik şut, sinema filminde oyuncu kadrosuyla olağanüstü performans kazanmak için dil bariyerini aştı, 26 yıllık ödül ilk defa İngilizce olmayan bir filmin oldu. 

Asya dışında az bilinen oyuncu, Quentin Tarantino'nun Hollywood'da Bir Zamanlar ve Martin Scorsese'nin İrlandalı’sı dahil olmak üzere yıldızlarla dolu ağır rakiplerini geçti. Aktör Lee Sun-kyun, "Hollywood'un parazitleri" gibi hissettikleri şakasını yaptı. Yönetmen Bong Joon-ho, fakir bir aileyi anlatan sosyal hicivle, Mayıs ayında Cannes Film Festivali'nde Palme d'Or'u topladıktan sonra 9 Şubat'ta Oscar'da en iyi uluslararası uzun metrajlı filmi kazanmak için bekliyor. SAG Ödülleri tamamen performanslara odaklanıyor ve Oscar'ların başarısının bir göstergesi olarak yakından izleniyor çünkü aktörler Oscar'ları veren Sinema Sanatları ve Bilim Akademisi'nin en büyük oy grubunu oluşturuyor. Sahne arkasında gazetecilere konuşan Bong, hiç kimsenin Oscar'larda neler olabileceğini tahmin edemeyeceğini, ancak filminin arkasında "momentum inşa edildiğini" kabul etti.

“Ancak bugün olan, gerçekten önemli olan, bu aktörlerin diğer akranlar tarafından bu yılın en iyi topluluk kadrosu olarak kabul edilmesidir” dedi. Törenin başka yerlerinde çok az sürpriz vardı, dört Oscar favorilerinin hepsinin kupa dolaplarına eklenmesi. En iyi aktör ödülü Jooker Phoenix'e Joker'deki performansı için gitti, Renee Zellweger'in Judy Garland'ı canlandırması onun en iyi kadın oyuncu olduğunu gösterdi. Laura Dern ve Brad Pitt ödül sezonunu süpürmeye devam ettiler, ilk önce Evlilik Hikayesi'nde boşanma avukatı rolü için en iyi yardımcı oyuncu seçildi ve ikincisi Once Upon A Time 'daki yaşlanan dublör olarak performansı için en iyi yardımcı oyuncu kupasını aldı. Robert De Niro, Lonca'nın yaşam boyu başarı ödülünü aldı.

Hindistan'ın en büyük film yıldızlarından Rajinikanth, Güney Tamil Nadu eyaletindeki ayrıcalıklı kast Hindular arasında yaptığı çalışmalarla tanınan bir anti-kast simgesi olan Periyar EV Ramaswamy hakkında yaptığı tartışmalı bir yorumla protestolarla karşılaştı. 1879 doğumlu Periyar, Hinduizmin ayrıcalıklı kast egemenliğine son vermek için sosyal reformlar yapılmasını ve böylece toplumun sosyal dezavantajlı kesimlerinin kapısını açan Dravid Hareketi'nin babası olarak kabul edilir. 20. yüzyılın başlarında bile Periyar tartışmalı bir figürdü ve idollere karşı kampanyalar, Dalitlerin tapınaklara girişi ve kuzeyde yaygın olarak Hintçe dilinin dayatılmasına karşı bir hareket gibi pozisyonları nedeniyle sık sık saldırıya uğradı. Geçen hafta, 69 yaşındaki Rajinikanth, Periyar tarafından düzenlenen 1971 mitinginde "Hindu Tanrıları'nın portresi - Rama ve Sita - çıplak ve terliklerle kaplıydı" dedi. Dravid partileri ve akademisyenler etkinliğin doğruluğuna itiraz ettiler ve film yıldızını siyasi kilometre kazanmak için "açık yalan" a sürüklemekle suçladılar. Ancak Rajinikanth, olayın Tamil haftalık dergisi Tughlak tarafından rapor edildiğinde ısrar ediyor. Eyalet başkenti Chennai'den yayınlanan İngilizce bir gazete olan Hindu'ya göre, 1971 tarihli raporunda Periyar tarafından çıkarılan miting, bazı Hindu Tanrılarının müstehcen imgelerine sahipti, ancak Rama ve Sita çıplak geçitlenmedi. Yerel bir siyasi parti olan Dravidar Viduthalai Kazhagam'ın (DVK) kurucusu Kolathur Mani, Rajinikanth'ın "yarı gerçekleri" konuşması için baskı gördüğünü söyledi. "Bu baskının sağ kanattan veya BJP'den geldiğinden şüpheleniyorum. Senaryoyu onun için yazmış olmalılar." "Neden bu kadar açık bir şekilde yalan söylemesi gerektiğini anlamıyoruz." Dedi. Tamil Nadu'nun ana muhalefet partisi Dravida Munnetra Kazhagam'ın (DMK) sözcüsü Manuraj Shunmugasundaram, "Rajinikanth kimdir" diye sordu. "Sadece hırslara sahip olmak [Rajinikanth] 'ı politikacı yapmaz." Tamil Nadu'nun politikaları onlarca yıldır Dravidian partilerin egemenliğindedir ve hiçbir genel parti genellikle Periyar ve Tamil gururunun mirasına karşı çıkma riskini almaz. Periyar 1955 yılında, Hindu Tanrısı Rama'nın halka açık yerlerde resimlerini yaktığı için tutuklandı, Periyar ve Dravidian hareketi üzerine bir akademisyen V Geetha dedi. "Ama Tamil toplumu o zaman aldırmadı," diye açıkladı. "İnananlar onu sorunlu buldular, ancak birçoğu oynadığı sosyal açıdan kritik rolü anladı. Sonuçta, Periyar'ı destekleyen tüm kişiler Brahmin olmayanlar inananlardı. Hepsi inanmayanlar değildi. Rajinikanth, Tanrıların çıplak bir şekilde geçildiğini söyleyerek açık bir yalan satıyor." Dedi. Dravid parti liderleri, yorumları için Rajinikanth'tan bir özür istediler ve polis şikayetleri "sahte propagandaya" girdiği için kendisine yöneltildi. Protestoların ardından aktörün Chennai'deki konutunda güvenlik artırıldı. Ancak Rajinikanth, Twitter'daki yaklaşık altı milyon destekçisinin son iki gün boyunca #TamilNaduWithRajinikanth ve #IStandWithRAJINIKANTH gibi hashtag'lere yönelirken özür dilemeyi reddetti. Rajinikanth, bu hafta başlarında medyaya konuşurken "Özür ya da pişmanlık söz konusu değil." Dedi. Film yapımcısı ve Rajinikanth'ın destekçisi Pravin Gandhi, protestocuları özellikle gençleri Periyar'ın etkisiyle "kibirli" olmakla suçladı. "Bunu değiştirmek zorundayız ve bu Rajini efendisinin başlattığı iyi bir savaş. Diyerek şöyle devam etti: "Bu toplum ve Tamil Nadu için bir şeyler yapmak istiyor, bu yüzden tüm bu muhalefet onun için hiçbir şey.” V Geetha, Rajinikanth'ın bir tartışma yaratarak politik bir kariyer inşa etmek istediğini düşünüyor. Ancak başarılı olma ihtimalinin düşük olduğunu "Rajinikanth'ın hayran kulübünden başka bir şey yok," diyerek ifade ediyor.

Şimdi de biraz müzik dünyasına göz atalım:

Yepyeni bir yüz, müzik avcılarını heyecanlandırıyor. Rio de Janiero’nun Mangueira favela’nın tepelerinde doğdu ve gençlerin fırsatlarının kıt olduğu Nathan Amaral, bir gün hayatını değiştiren bir yabancıdan ziyaret aldı. Kapıdaki kişi ona basitçe sordu: “Keman çalmak ister misin?” Ve o zaman hayatı değişti. Dünyaca ünlü solistleri, genç Brezilyalı müzisyenlerle yeteneklerini keşfetmeleri için bir araya getiren Ilumina Festivali'ne davet edildi. Bir haftalık kapsamlı atölyeye katıldıktan sonra, Avusturya'nın Salzburg şehrindeki Universitat Mozarteum'da bir yer kazandı. Ilumina Festivali altıncı taksitini 2020'de düzenleyecek ve Güney Amerikalılar için klasik müziğin yüzünü daha da değiştirmek için çalışacak.

Nijerya'nın zanku gibi yüksek enerjili dans çılgınlarından Güney Afrika'nın amapianolarının harika şarkılarına kadar 2019, popüler Afrika müziği için güçlü bir yıl oldu. Hem gelişmekte olan hem de deneyimli sanatçılar, bu yıl kendi seslerini sınırların ötesine itti, kıtanın dört bir yanından gelen taze yetenekler, büyüklüklere saygı göstererek ve özgünlüğü birleştirerek yaratıcı enerjilerini karışım haline getirdi. 2019'un en iyi Afrika şarkılarının kısa bir listesini derlemek, kıtadan gelen her ülke, bölge ve hatta diasporası insüler - düz hitlerle dolup taştığı için oldukça zor olabilir. Bununla birlikte, bu toparlanma, gençleri ve Afrikalı kadın sanatçıları vurgular, Nijerya'nın popüler müzik sahnesinin baskısını (bir kez daha) kabul eder ve aynı zamanda akış platformlarından istatistikleri dikkate alır.

Bu özel sırayla dinleyin (evet, bu bir çalma listesi!) Ve aşağıdaki 2019'un en iyi 12 Afrika şarkısında kaybolun:

Viviane Chidid, mbalax'ın kraliçesi olarak hâkim olmaya devam ediyor, yeni nesillere ulaşmak için sesini uyarlıyor ve geliştiriyor. Senegalli şarkıcının repertuvarı hem geleneksel mbalax müziği hem de Amerikan rap / R & B'den geliyor. Son zamanlarda, bu yıl baş single'larından biri olan Do Dara'da duyulabilen afrobeat'tan ilham aldı.

Bu yıl Güney Afrika için bir işaret olan bir ses varsa, o da amapiano. İlk olarak 2016'da ortaya çıkan bir ev ve kwaito alt türü olan amapiano kulaklara hafif gelir ve dans ettirir. Caz, kwaito imzalı temel çizgileri, 1990'ların Güney Afrika evinden esinlenilen anahtarlardan ve perküsyondan yüksek tonlu melodileri harmanlıyor. Samthing Soweto ve amapiano öncüleri MFR Souls'un yer aldığı Amantombazane, DJ Maphorisa ve Kabza De Small'un ortak albümü Scorpion Kings'in en iyi hitlerinden biri. İki güç merkezi üreticisi o zamandan beri Busiswa, Mlindo Vokalisti, Mi Casa ve daha fazlasını içeren ikinci tekrarı Akrep Krallarının Dönüşü yayınladı.

NSG, orijinal olarak Gana ve Nijerya'dan gelen ve Londra'nın Hackney kentinde birlikte büyüyen altı kişilik bir rapçi kolektifidir. NSG kısaltmasının, No Sleep Gang, New Sound Group, Non Stop Grinding ve Never Stop Growing gibi farklı, motivasyonel anlamları temsil ettiği bilinmektedir. Grup, Tion Wayne'i içeren 2018 viral hit seçenekleri ile sahneye adım attı ve bu adımı bashmenti ve afrobeat'ı büyüleyici bir ses haline getiren parçaları izledi. Truth Issues hayal kırıklığına uğratmıyor ve grubun Ganalı hiplife müziği çok yönlülüğünü ve yeteneğini gösteriyor.

Nijerya'nın alte (alternatif) hareketi, endüstrinin ihtiyaç duyduğunu bilmediği ana akımın antitezi olduğunu gösterdi. Santi ve Odunsi dahil olmak üzere hareketten ortaya çıkan sanatçılar, muhafazakar bir toplumda özgürlüğün neye benzediğini keşfetti. Lady Donli, seslerini geliştiren ve kendi terimleriyle bir hayran kitlesi yetiştiren birkaç kadın sanatçıdan biri olduğu için izlenmesi gereken bir alte sanatçısı. İlk albümü Enjoy Your Life'daki Donli'nin single'larından Cash ile, The Cavemen'in prodüksiyonu sayesinde paraya olan bağımlılığımızın evrensel gerçekliğini, zamansız müziğin zamansız oluğu ile örüyor.

2018'de sanatçı ve işadamı Bay Eazi, yükselen Afrika sanatçılarına yatırım yapmaya odaklanan bir kuluçka makinesi olan emPawaAfrica'yı başlattı. Kuruluşundan bu yana, emPawa, tam bir etiket ve yönetim şirketi ve alıcılara ilk müzik videolarını çekmeleri için hibe veren bir mentorluk programı olan # emPawa100'ün temelini oluşturdu. Joeboy, hibenin ilk alıcılarından biriydi ve ayrıca ek finansal destek alan iki sanatçıdan biri olmadan önce rehberlik eğitim kampına ilerledi. Nijeryalı sanatçı Mart ayında Baby'yi piyasaya sürerek, Apple Music'in yayınlandığı Nijerya, Uganda ve Kenya için en iyi 10 listesine girdi. Bu iyimser melodiyi dinledikten sonra, o zamandan bu yana bu tablolardaki konumunu nasıl koruduğunu anlayacaksınız.

Bu 19 yaşındaki şarkıcı ve rapçi Nijerya müziğine kendi şartlarında yaklaşan bir başka süper star. Mavin Records'un altın çocuğu Rema, D'Prince'in Gucci Gang'sine serbest stilinin 2018'de viral hale gelmesinden sonra bu yıl kendi kendine yeten EP'si ile sahneye çıktı. Dumebi, afrobeatların gerçekten de tek boyutlu olmaktan uzak olabileceğini gösteren projenin göze çarpanı olmaya devam ediyor - şarkı, bir partide duyacağınız afrobeatslerde bulunan sert vuruş elemanlarına ihtiyaç duymadan yüksek enerjiyi omuzlandırıyor. Rema o zamandan beri iki ek EP (Bad Commando ve Freestyle EP) ile sunmaktan daha az bir şey yapmadı ve The Headies'deki (Nijerya'nın önde gelen ödül şovu)müzik endüstrisi) – bunu Nijerya'nın en umut verici eylemi kabul ediyor.

2019 Burna Boy'un yılıydı. Afrofüzyon sanatçısı ve Grammy adayı bu proje, Burna'nın menzilini, sonik ilhamını ve dinleyicileri, göz atmamız gereken sanatçılara gösterme yeteneğini, Killin Dem'de yer alan ve bu yıl da sektöre damgasını vuran Zlatan da dahil olmak üzere gösteriyor. Bu parça birçok zanku marşından biridir - Nijeryalı sokak dansı kültürüne gömülmüş yüksek enerjili, ayak dolgulu bir dans çılgınlığı.

Naira Marley'nin afrobeats yıldızına hızlı yükselişi, Nijerya sokak müziğiyle özgünlüğünden ve yakınlığından kaynaklanıyor. Açıkça söylemek gerekirse, onun ham, dürüst müziği topluluğunun ve Nijerya'nın her gün geçtiği şeylerin bir yansımasıdır - iyi ve kötü. Bazıları için Soapy, eşlik eden dans adımları nedeniyle tartışmalı kabul edildi, ancak Marley'nin hapishane deneyimine yaşaması, Nijerya'nın Ekonomik ve Mali Suçlar Komisyonu tarafından dolandırıcılık suçlamaları ve içeride tanıdığı mahk thatmların tutuklanmasıyla tutuklandı. 

Sho Madjozi, müzik kariyerine çok yönlü yaklaşımı konusunda inandırıcı değil. Güney Afrikalı-İsveçli rapçi, şarkıcı, şair, söz yazarı ve aktris, Tsonga kültürü için gururla önderlik ederken, Güney Afrika çatısının bir alt türü olan hip hop ve gqom'a kıtada yaşayan deneyimlerini hip hop ve gqom'a birleştiriyor. John Cena, Ağustos ayında Sho Madjozi'nin COLORS performansıyla piyasaya sürüldüğünde müzik hayranlarını havaya uçuran bir bomba oldu. Büyüyen profesyonel güreşçiyi izlemekten esinlenen klip, Missy Elliott ve hatta Cena'nın kendisinden övgü uyandırdı.

Bu liste, bu yıl Doğu Afrika'dan çıkan müziklere gereken krediyi vermemeyi hatırlattı. Sailors, şimdi Kenya'nın ihtiyaç duyduğu yeni dalga endüstrisinin bir parçası olan beş kişilik müzik ekibi. Wamlambez, Kenya argoundaki bir selamdan kaynaklanan akılda kalıcı kancasıyla altına sert vuruşlu orta tempo perküsyonu yivleyerek haritaya koyuldu. Sailors Kenya'nın gençliğini sonuna kadar temsil ediyorlar ve hızla büyüyen hayran kitlesi gençlerin buna göre tepki verdiğini gösteriyor.

Aya Nakamura, kendisi ve Malili kökenlerine sadık kalırken, Fransa ve dünyadaki pop sahnesini sarstı. Grup kadınları renklendirmeyi sürdüren bir endüstri karşısında güçlendiriyor ve kadın sanatçıları geliştirmeye monolitik bir yaklaşım getiriyor. Pookie ikinci albümü NAKAMURA'yla çok beğenilmesine rağmen, sonraki remikslerinin(sırasıyla Capo Plaza ve Lil Pump'ı içeriyor) de yanı sıra bu parça sınırları aştı ve hatta YouTube'da 154 milyon görüntülenmeye erişti.

Gildo Kassa şarkı sözleri ve enstrümantasyonun geleneksel unsurlarını afrobeatların küresel çekiciliği ile birleştirerek çağdaş Etiyopya müziğinde başı çeken yapımcıdır. Son zamanlarda sahnede en iyi hitlerin arkasındaydı ki bunlardan biri müzik ekibi Shakura'nın yer aldığı Lageba New. Akılda kalıcı melodi kulaklara, sizi hareket ettiren karmaşık melodiler veriyor.

Bosna, Saraybosna Filarmoni Orkestrasını (DPT) Katar'a getirdi ve Bosnalı bestecilerin başkent Doha'daki ilk eserlerini ilk kez çaldı. Bosna-Hersek Büyükelçisi Bisera Turkoviç'in Katar'a daveti üzerine orkestra, Salı akşamı Doha'nın Katara Kültür Köyü'ndeki Opera Binası'nda, Bosna kültürünü ve ülke dışındaki sanatçıları tanıtmak için sahne aldı. 1923 yılında kurulan orkestra, Bosna'nın en eski kültür kurumlarından biridir. DPT direktörü Samir Lokvanciç, "Filarmoni orkestrası 2023'te 100 yıllık varlığını kutlayacak ... [Fırsat için] sonsuza dek minnettarız. Tüm müzisyenler bu dost ülkeye geldiğimiz için çok mutlu ve sevinçliler" dedi. Performansta, Samra Gulamovic'in yönettiği 17. yüzyıldan kalma ünlü bir Boşnak halk şarkısı olan Hasanaganica'yı gerçekleştiren soprano Adema Pljevljak-Krehic ve bas Ivica Saric yer aldı. Gulamoviç, "Bu işi hayatta kendimizi memnun etmek ve izleyicileri memnun etmek için yapabileceğimiz en güzel şey olarak görüyorum," dedi. Orkestra, savaş sırasında başkent Saraybosna'yı kuşatan Sırp güçlerinin ağır bombardımanı ve keskin nişancı saldırılarının ortasında 1992-1995 yılları arasında korkunç zamanlar geçirdi. Kuşatma sırasında bazı üyeleri öldürüldü veya ağır yaralandı ve aletleri yok edildi. Pljevljak-Krehic ve Gulamovic, o sırada Saraybosna Müzik Akademisi'nde öğrencilerdi. El Cezire'ye, bombardımana rağmen, "normal yaşamları" yaşamaya çalışmaktan asla vazgeçmediklerini ve akademiye her gün bir saatlik bir yolculuk yaptıklarını söylediler. Pljevljak-Krehic, "Her şeyin hala normal olduğunu, normal bir hayat yaşadığımızı kendimize kanıtlamamız gerekiyordu. Eğitimimiz, kendimize yaptığımız yatırım savaş nedeniyle daha da yoğun geçti." Dedi. Zor koşullara rağmen, orkestra devam etti, bodrumlarda provalar yaptı ve mum ışığında puanları okudu. Savaş sırasında 100'den fazla konser verdiler. 19 Haziran 1994, şehirde öldürülen 10.000 kişi için Saraybosna Ulusal Kütüphanesi ve Belediye Binası'nın kalıntılarında Mozart'ın Requiem'ini gerçekleştirdiklerinde onlar için özel bir gün oldu. Ünlü maestro Zubin Mehta konseri verdi. Aynı yıl orkestra İtalya'da konserler verdi ve daha sonra performanslarını Avusturya, Türkiye, Çek, Fransa ve İsviçre'ye genişletti. Saraybosna Kantonu kültür ve spor bakanı Mirvad Kuriç, El Cezire'ye Doha'dan sanatçıların Saraybosna'yı ziyaret etmesini umduğunu söyledi. Kuric, "Bunun iyi ve başarılı bir ortaklığın başlangıcı olmasını umuyoruz." dedi.

Üst düzey Bangladeşli Sufi halk şarkıcısı, eleştirmenlerin İslam karşıtı yorumların protestoları tetiklediği iddiasıyla konuşmayı bastırmak için kullanıldığını tartıştığı bir internet yasası kapsamında tutuklandı. Yerel polis şefi Saidur Rahman açıklamasında, 40 yaşındaki Shariat Sarke’in Mirzapur kentinde "Müslümanların dini duygularını incitmek" için Dijital Güvenlik Yasası uyarınca tutuklandı. İslami bir akademisyen, Aralık ayında bir gösteride yapılan yorumlar nedeniyle Sarker aleyhinde dava açtı. Rahman, Pazar günü yerel bir mahkemenin üç gün gözaltına alındığını belirtti. Rahman, "İslami din adamı Maulana Faridul İslam hakkında dava açtıktan sonra onu tutukladık." Dedi. Geçen hafta yüzlerce kişi şarkıcının tutuklanmasını talep etmek için Mymensingh ve Mirzapur şehirlerinde protesto etti. Rahman, YouTube'a yüklenen 59 dakikalık bir videosunun da kaldırıldığını söyledi. Sarker, duruşmada suçlu bulunursa 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir. Gazeteciler ve hak aktivistleri, 2018'de kabul edilen Dijital Güvenlik Yasasının 168 milyon insanın ifade özgürlüğü için ciddi bir tehdit olduğunu söylüyor. Yasa uyarınca, herkes ulusa karşı "propaganda" için ve "dini duyguları inciten" veya "huzursuzluk yaratan" dijital içerik için 10 yıla kadar ömür boyu hapis cezası ile karşı karşıya kalabilir. Geçen yıl Mayıs ayında, şair Henry Swapan, güneydeki Barishal kentinde dini duyguları incittiği için Yasa uyarınca tutuklandı. Daha sonra kefalet aldı. Bir haklar grubu olan Odhikar, geçen yıl sıkı yasa uyarınca en az 29 tutuklama olduğunu bildirdi. Sanatçılar endişelerini dile getiriyor. Sarker, Bangladeş kırsalındaki on milyonlarca tasavvuf takipçisi arasında iyi biliniyor. Bangladeş'teki halk şarkıcıları için bir platform olan Charan Kültür Merkezi başkanı Nikhil Das, Sarkar'ın koşulsuz serbest bırakılmasını istedi. "Sadece Kur'an müzik uygulamasını yasaklamadığını söyledi," diyerek şarkıcının dini siyasi bir araç olarak kullanmaya karşı vokal olmayı hedeflediğini söyledi. Das, "Biz, halk şarkıcıları, kültürel uygulamalarımızı kullanma özgürlüğümüzü istiyoruz. Sarkar'ın tutuklanması aramızda korku yarattı." Dedi. Müzik uzmanı Saymon Zakaria, halk şarkıcılarının İslami efsaneleri resmi versiyonu yansıtmayacak şekilde yorumlarken düzenli olarak özgürlük aldıklarını söyledi. Zakaria, "Bir performans sırasında söylenenlerin gerçek yorumları olmamalı. Halk şarkıcılarının ifade özgürlüğü olmalı." Dedi. Bangladeş tarihinde önemli bir yere sahip olmasına rağmen, son yıllarda bir düzineden fazla tasavvuf lideri ve takipçisi kendilerini sapkın olarak gören İslamcı gruplar tarafından öldürüldü.