Eski Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'in adının geçmesinden dolayı "Fatih Terim Fonu" olarak anılan olayda, milyonlarca doların birçok ünlü isim tarafından bir banka çalışanına yüksek faiz getirisi amacıyla teslim edildiği görülüyor. Paralar şu an ortada yok ve herkes birbirini suçluyor. Terim, iddialara karşı hukuk savaşa açtı ve "Tarihin en büyük hukuk savaşını başlatıyorum." dedi. İşte 14 soruda "Fatih Terim Fonu" adı verilen dosyanın ayrıntıları.
Fon skandalı nasıl başladı?Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü yıl içinde İstanbul Göktürk’te bir eve baskın düzenledi.
Bu baskında özel bir bankanın Büyükdere şube müdürü Seçil Erzan gözaltına alındı. Bu operasyonun ardından "Fatih Terim Fonu" nitelemesine neden olan dosyanın kapağı açılmış oldu.
Evinde arama yapılan şüpheli Erzan hakkında ertesi gün nöbetçi mahkeme tarafından tutuklama kararı çıktı.
Adli sürecin çok hızlı ilerlediği bu dosyanın kapağı aralandığında ise ortaya aralarında ünlü isimlerin olduğu ve yaklaşık 80 milyon doları bulduğu ifade edilen bir dolandırıcılık soruşturması çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Yılmaz tarafından yürütülen soruşturmada dosyaya onlarca şikayet dilekçesi girdi.
‘Mağdur’ sıfatıyla şikayet edenler arasında Galatasaray camiasının tanınmış isimleri Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera, Selçuk İnan, Semih Kaya’nın yanı sıra kulüp yöneticilerinin olduğu iddia edildi.
Soruşturmanın bu aşamasında, Fatih Terim’in yaklaşık 10 milyon dolar kaybettiğini ifade edilirken, bazı iddialara göre dosya büyüklüğü erken 80 milyon dolara yakındı.
Terim'in 12,5 milyon doları, Arda Turan'ın ise için 6 ile 8 milyon euro arasında parasının kaybolduğu da iddia edildi.
Futbolcuların isminin karıştığı önemli olayda dikkati banka şubesi müdürü Seçil Erzan çekti. Peki Erzan, hangi ilişkiyle bu kadar çok futbolcuyu sisteme yerleştirdi ve paralarını aldı?
Soruşturmada bu kadar çok Galatasaraylının adının geçmesi ise yıllar öncesine dayanıyor. Şüpheli Seçil Erzan yaklaşık 15 yıl önce özel bir bankanın Florya şube müdürü iken başta Terim olmak üzere futbol camiasından pek çok kişiyle tanışıyor ve güvenlerini kazanıyor, bankacılık hizmetlerine bireysel olarak da destek veriyor.
Erzan, iddiaya göre, Büyükdere şubesine geçerken bu güven sayesinde birçoğunun hesabını da görev aldığı şubeye taşıyor.
Şikayet dilekçesinde bu güven için şu ifadeler kullanılıyor:
“Zaman içerisinde tüm banka çalışanları müvekkilde güven oluşturmuşlardır. Hatta müvekkilin para işlemlerinde kolaylık sağlayarak öncelik de sağlamışlardır. Defaten müvekkil çantayla parayı bankaya teslim etmiş, bahse konu paralar müvekkil hesabına geçmiş ve bir sorun yaşanmamıştır.”
Dolandırıcılık nasıl yapıldı?Soruşturmada eğitimli ve ünlü kişilerin adı geçerken bir yandan da kaybolan paralardan söz edilince, dosya önemli hale geldi. Peki iddia edilen dolandırıcılık nasıl yapıldı? Bir iş insanının savcılığa şikayet dilekçesinde iddialar özetle şöyle anlatılıyor:
“- Erzan 2022 yılında benimle görüşmek istedi, ‘Yatırım amaçlı para bulabilir misin? Ya da senin boşta paran var mı? Özel müşterilere özel kapalı fon sisteminde çok ciddi paralar kazanılabilecek bir sistem oluşturduk, bu sistemi gizli tutuyoruz ve sen ne kadar yatırım yaparsan o kadar da kazancın fazla olur’ dedi.
- Hem kendi hem de arkadaşlarımdan topladığım 3.5 milyon doları şubede odasında çanta ile teslim ettim. Ancak vade gelip ödeme yapılmayınca kendisiyle görüştüm. Şube değiştiği için yetkisi açısından sistemsel bir hata olduğunu ifade etti.
- Bu sistemsel hatayı aşmak için fona para eklemem gerektiğini, ne kadar çok para bulursa o kadar hızlı çözüm olacağını söyledi. Yaklaşık 1.5 milyon doları iki ya da üç çanta halinde şüpheliye 14 Kasım 2022’de teslim ettim.”
Erzan'ın sistemini, banka kayıtlarına girmediği için vergi de yaratmayacak bir kazanç sistemi üzerine kurduğu anlaşıldı. Yani, Erzan, futbolculara ve iş adamlarına nakit para getirmelerini, bu parayı da piyasa faizlerinin üstende gelirle kendilerine geri ödemeyi önerdi. Büyük rakamların dosyaya girmesi, ünlü isimlerin bu yüksek gelire aldandığını da gösterdi.
Soruşturma dosyasındaki bir ifade, şikayetçilerden birisinin parayı teslim ederken çantaya takip cihazı (GPS) yerleştirdiğini gösteriyor. Şikayetçi bu durumu şöyle anlattı:
“- Daha önceden başımdan hırsızlık olayı geçtiği için çantama güvenlik amaçlı GPS cihazı taktırmıştım. Cihazı kontrol ettiğimde çantanın bankada yaklaşık yarım gün kaldıktan sonra Sarıyer’deki Lotus Sitesi’ne; bir gün sonra İstanbul Havalimanı’na gittiğini ve aynı günün akşamında aynı adrese geri döndüğünü tespit ettim.
- Birkaç gün sonra beni Seçil Erzan aradı ve ‘Bana verdiğin para çantasında GPS cihazı takılı mıydı?’ diye sordu. Ben de evet dedim. O da bana konuyla ilgili birisinin beni arayacağını söyledi. Ardından adının Semih olduğunu söyleyen bir kişi aradı. Hesap sorarcasına konuşunca ‘Çantamın sende işi ne’ diye sordum. O da çantayı kendisine Erzan’ın verdiğini söyledi.
Şikayetçi, bu aşamada ilk kez Fatih Terim'in ismini de duyduğunu anlattı. Erzan'ın parasını kurtarmaya çalışanlara bir "Fatih Terim Fonu" bulunduğu iddiasını aktardığı anlaşıldı. Olay dosyada şikayetçi ifadesine göre şöyle gelişti:
“- Paramı geri istediğimi ve paranın akıbetini sordum. Erzan paranın fonda olduğunu, fonun Fatih Terim adına kayıtlı olduğunu ifade etti. Artık fonda kalmak istemediğimi söyleyince vade tarihini beklemek zorunda olduğumu beyan etti.
- Kendisinden resmi belge istedim. Bana banka ibaresini taşıyan 3.5 milyon dolar ve 1 milyon 523 bin dolarlık belge gönderdi. Ancak borç aldığım arkadaşlarım baskı yaptı ve bunun dolandırıcılık olduğunu söylediler. Avukatlarım da bu yönde karar bildirince suç duyurusunda bulunma kararı aldım.”
İş insanı, iki belgede imzası bulunan Seçil Erzan, şubenin bağlı bulunduğu banka ve bir belgede imzası bulunan şube müdür yardımcısı hakkında suç duyurusunda bulundu. Dosya bu aşamadan sonra basın tarafından da takip edilmeye başlandı.
Fatih Terim, soruşturmayı yürüten savcılığa 2 Haziran'da verdiği ifadesinde, sanık Seçil Erzan'ı Denizbank Şube Müdürü olarak 5-6 yıldır tanıdığını, 11 yıldır da bankanın müşterisi olduğunu belirtti.
İşlerinin yoğunluğu nedeniyle finansal işlerine kendisinin vakit ayıramadığını aktaran Terim, şunları kaydetti:
"Yani benim bütün bankacılık işlemlerimi birlikte çalıştığım bankada çalışanlar yönetmekteydi. Hayatımda hiçbir zaman D...bank'ın hem Florya'daki hem de Levent'teki şubesine gitmedim.
- Paraya ihtiyacım olduğu zaman ise yakınlarımdan aile dostlarımdan isterim. Onlar gidip gerektiğinde bankadan parayı çekip bana getirirler. Bazen de yanımdaki çalışanlarım ihtiyacım olan parayı bankadan alıp bana getirip verirler.
- Birtakım belgelere imza atmam gerektiğinde ise zaman zaman Seçil Erzan yanıma gelip Florya'daki tesislerde imzamı alırdı. Hatta evime de geldiğinde belgelere imza atmışlığım olmuştu."
Somut dosya kapsamında bahsedilen fon ile yakından uzaktan ilgisi olmadığını savunan Terim, "Şöyle ki bu fon için kimse benden bu zamana kadar herhangi bir para istemedi. Bu fon ile alakalı Seçil Erzan'a hiç para vermedim." ifadelerini kullandı.
Zaman zaman çalıştığı bankacılara durumunun ne olduğunu sorduğunu belirten Terim, şöyle devam etti:
"Onlar da kendi bilgisayarından parasal durumuma ilişkin excel tablosu olacak şekilde bir görsel fotoğraf çekip mesaj yoluyla bana yollarlar. 6 Nisan'da ben yine hesabımda ne olup bittiğini öğrenmek için Denizbank'ta çalışan Rüya hanım ile mesaj üzerinden yazıştım. O da bana bilgileri atacağına ilişkin mesaj gönderdi. Gönderdiği excel tablosunda 3 kalem gözükmekteydi. Birincisinde 219 bin 300 dolar, 47 bin 400 lira (mevduat) ve saklama o/n 3 milyon dolar şeklinde bilgiler yer alıyordu. Sonrasında Seçil Erzan'ın olayını duyunca ben bankaya sinirlendim ve bankadaki tüm paramın eşim Fulya Terim'in Garanti Bankası'ndaki hesabına aktarılmasını istedim. Bana mesaj yoluyla gönderilen ve biraz önce yukarıda bahsettiğim 219 bin 300 dolar, 47 bin 400 lira (mevduat) paranın eşimin hesabına geldiğini tespit ettim fakat 3 milyon dolar halen gönderilmedi."
Fatih Terim, bu aşamada, iyi niyetinin suistimal edildiğini ve zararını bile bilmediğini söyledi. Terim'in ifadesindeki satır başları şöyle:
"- Bu durumdan şüphelenerek rahatsız oldum ve bankadan son 11 yıla ilişkin tüm hesap hareketlerimi, çektiğim kredileri ve tüm parasal işlerimi kapsayan belgelerin kayıtlarını istedim.
- Bu zamana kadar banka sadece vadesiz hesaplarımla ilgili dökümlerini verdi, bunun dışında talep ettiğim hesap dökümü ile ayrıntıları vermedi.
- 3 milyon dolar paramı halen vermeyen banka çalışanı Rüya isimli kişi ile bahsettiğim konuya ilişkin mesaj görselinin fotokopisini dosyaya sunacağım
- Ayrıca ben bunun gibi çok fazla aleyhime bankacılık işlemi yapıldığını fakat iyi niyetimin suistimal edildiğini düşünüyorum. Uzun yıllardır çalıştığım banka ile aramızda bu zamana kadar hep güven ilişkisi vardı. Ne kadar zarara uğratıldığımdan dahi haberdar değilim."
İddianamede neler var?İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Bülent Çeviker'e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker'in Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi bulunan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim, Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturarak, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atarak müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 66 yıldan 216 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ve 65 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Seçil Erzan, 2 Mayıs 2023 tarihinde savcılık sorgusuna alındı. Erzan’a, aralarında Fatih Terim’in de bulunduğu 18 kişiyi dolandırdığı iddiasıyla 34 soru soruldu. Sorulardan biri de Fatih Terim ile ilgiliydi. Erzan, Fatih Terim’den fon sebebiyle para almadığını, ancak kendisinin finansal danışmanı olduğunu söyledi. Erzan, 2012 yılından itibaren Terim’in tüm bankacılık işlemleriyle ilgilendiğini, hukuka aykırı hiçbir işlem yapmadığını, eğer böyle bir iddia olursa her işlemi detaylı olarak açıklayabileceğini belirtti.
Seçil Erzan verdiği ifadesinde, paraları banka dışında ve kayıtlara geçirmeden nasıl aldığını ayrıntılarıyla anlattı. Erzan, Fatih Terim'in damadı Volkan Bahçekapılı ve Başakşehir Teknik Direktörü Emre Belözoğlu'dan iki gün içinde 3 milyon 292 bin lira parayı Levent'teki ofiste aldığını söyledi. Arda Turan'dan nasıl para aldığını da anlatan Erzan, Fatih Terim'in kızı Buse Terim'den de Levent'teki ofisinden 200 bin dolar aldığını itiraf etti.
Çorlu’da 10 yıl şube müdürü olarak çalıştıktan sonra D. bankın Bahçeşehir şube müdürlüğüne atandığını belirten Seçil Erzan, sistemi nasıl başlattığını da şöyle anlattı:
“- 2011 yılında teyzemin oğlunun yatırım söylemleri üzerine borsaya girdim. Aldığım kağıt 3 günde battı ve bir milyon TL zarar ettim. Ben her fırsatta bu zararı nasıl karşılarım diye düşünmeye başladım.
- 15 ay sonra Florya Şube Müdürü olarak atandım. İşimi çok seviyordum. Fakat önce zararımı nasıl kapatırım diye tekrar hisse senedi aldım. Aldığım kağıt da batınca zararım iyice büyüdü. O zamandan bu zamana kadar güvendiğim insanlardan yatırım ve vaadinde bulunarak para aldım.
- Geriye dönük oluşan zararları kapatmaya başladım fakat şöyle ki 2023 yılında olaylar ters gitti. Daha doğrusu 2021 yılından sonra iyice çıkmaza girdim” dedi.
Savcılık sorgulamasında ilk şikayette bulunan isimlerden biri olan iş insanı B.Ç.’yi kandırarak 2 milyon 118 bin dolar para aldığını söyleyen Erzan, “Bu parayı ben Ali Y. ile aldırdım. Bu parayı alır almaz benden ödeme bekleyen kişilere ödeme yaptım’ dedi.
Futbolcular sisteme nasıl girdi?Erzan ifadelerinde, futbolcuların sisteme nasıl girdiğini de anlattı. Erzan'ın iddiasına göre, futbolcular yüksek faiz getirisi için sisteme girmeye başladı. Erzan, bu durumu şöyle anlattı:
“- Bir gün Volkan Bahçekapılı’yı telefonla aradım. ‘Çok kısa süreliğine yüksek getirisi olan fon var, aman bu husus duyulmasın Fatih Terim Hoca’nın da fondan haberi var. Sen de girmek ister misin’ dedim. Volkan Bahçekapılı da bana ‘Biliyorum, Buse’nin de var hatta’ dedi.
- Bir sabah saat 7’de Volkan Bahçekapılı ‘Bu fon hala duruyor mu? Emre Belözoğlu senden haber bekliyor’ diye mesaj attı. Sonrasında ben Emre Belözoğlu’nu aradım.
- Konuyu çok kısa anlattım. Hem Volkan Bahçekapılı hem de Emre Belözoğlu bana nakit para bulup Volkan Bahçekapılı’nın ofisinde teslim ettiler. Toplamda iki gün boyunca ben önce 1 milyon 400 bin dolar, sonra 1 milyon 492 bin dolar ve son olarak 400 bin dolar parayı 2023 senesi Mart ayı içerisinde aldım. Fakat şu zamana kadar Volkan Bahçekapılı’ya ödeme yapmadım” dedi.
Seçil Erzan savcılığın sorduğu “Arda Turan’ı tanır mısınız? Nasıl bir ilişkiniz var” sorusuna da detaylı cevap verdi, iddialarını sıraladı:
“- Florya Şube Müdürü olduğum dönemde Galatasaray Spor Kulübü ile çalışıyorduk. Bütün futbolcular müşterimiz olsun veya olmasın hepsini tanırdım.
- Bir gün Arda Turan’ı şubeye davet ettim. Kendisine ‘5 koyup 10 alıyorsun. Ancak acil para gerekli dedim. Arda Turan bana çok yardımcı oldu. Yurt dışından para getirdi. Evini satıp para getirdi. Hatırladığım kadarıyla 6 milyon lira para almıştım. Ancak bu zamana kadar ana parasını geri ödedim. Sadece vaat ettiğim fazladan parayı ödeyemedim.
Erzan'ın bu ifadesine karşılık Arda Turan, parasını tamamen alamadığını ve çok zor durumda olduğunu anlattı.
TFF 1. Lig ekibi Eyüpspor'un teknik direktörlüğünü yapan Arda Turan, Erzan'ın kendisini sık sık arayıp bunaltması üzerine bahsedilen fona yatırması için önce 3 milyon doları elden verdiğini, "Bu fona kim ne kadar yatırdıysa ona göre kazanç sağlayacak, bu bir faiz değil" denilerek kandırıldığını savundu.
Erzan davasında, en çok para kaptıran Arda Turan. İddianameye göre Turan, bütün birikimlerini verdiği gibi üstüne Erzan'ın müdürlüğünü yaptığı şubeden 33 milyon TL kredi çekti.
Turan’ın kaptırdığı para Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Raporu kayıtlarına göre toplam 7.5 milyon dolar.
Aynı raporda, Turan’ın para trafiği ise şöyle anlatılıyor:
“Erzan, Denizbank bünyesinde kurulmuş Genel Müdür Hakan Ateş ait bir fondan bahsetmesi üzerine kendisine fona yatırması için elden 3 milyon dolar veriyor. Bir ay sonra fon kazancı adı altında Arda Turan’a 1 milyon dolar ödeniyor. Bunun üzerine Turan arkadaşından 4 milyon dolar borç alıyor, Eyüp Sultan’daki arazisini 4 milyon dolara satıyor. Son dönemde ise bankadan 33 milyon lira kredi çekip Seçil Erzan’a verdi. Toplamda 13.9 milyon dolar verirken 6.4 milyon dolarını geri aldı.”
Peki Seçil Erzan, Arda Turan'ın sisteme girişini nasıl anlattı. İfadelerine göre Erzan, Turan'ın kendisine en iyi davranan kişi olarak görüyor. Erzan'ın Turan'la ilgili anlattıkları şöyle:
"- Arda Turan benim son dönemde fon alacağım şeklinde ikna ettiğim kişilerdendir. Kendisi bana bu süreçte en insanca davranan kişilerdendir. Arda Turan toplamda bana 13.900.000 USD parayı parça parça olacak şekilde teslim etmiştir.
- Ben kendisine 6.400.000 USD parayı geri ödedim ancak geri kalan parayı ödemedim. Arda Turan'dan aldığım bu paraların bir kısmını dışarıda bir kısmını da bankada elden teslim aldım.
- Odamın içerisinde kamera bulunmamaktadır fakat merdivenlerden çıkınca benim odamı gören kamera mevcuttur. Bana para teslim etmeye gelen kişiler elinde çanta ile gelirler, parayı teslim ettikten sonra boş çanta ile giderler.”
Dosyadaki iddialara göre göre; Turan, ilk olarak Erzan’a 3 milyon doları elden verdi. Verdiği bu paraya karşılık, 30-40 gün sonra Turan 1 milyon dolar "faiz geliri" elde etti.
Kısa sürede iyi bir gelir elde ettiğini düşünen Turan bu kez, galerici arkadaşı S.K.’dan 4 milyon dolar borç para aldı ve Erzan’a yine elden verdi.
Erzan'ın ifadesine göre, Turan çantayla bankaya giderek parayı teslim etti. Turan'ın telefon kayıtları da dosyaya girdi. Turan, bu kayıtlarda Erzan'dan parasını istiyor. İkili arasındaki görüşmede Turan'ın birçok kez Erzan’a, kendisi ve arkadaşlarını dolandırdığı için “Ben sana dünya para getirdim. Seçil bütün servetim sendeydi ya. Ben ne yapacağım; karıma şimdi ne diyeceğim Seçil ya.” diyerek tepkisini gösterdiği görülüyor.
Turan, kendisini yanı sıra 4,2 milyon dolar ile sisteme en çok para kaptıran bir diğer isim olan Emre Belözoğlu’nun da durumuna işaret ederek şunları söylüyor:
“Emre abi ne zorluklarla verdi. Adamın 1 lira parası kalmamış. Koskoca Emre Belözoğlu’nun ya… Adam 4.2 milyon dolar veriyor. Adam maaşını bağışlamış depremzedeler. Ya senden para istedim Seçil ya. ‘Bana bi 100.000 Euro ver de bağış yapayım’ diye. Millet 500 bin TL bağış yaptık diye dalga geçiyor. Sana yalvardım para ver insanlar zor durumda diye deprem bölgesine yardım yapalım diye…”
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesinin iddianameyi kabul etmesi üzerine 4'ü tutuklu 7 sanık 20 Kasım'da hakim karşısına çıkmıştı. Mahkeme heyeti, tutuklu 2 sanığın tahliyesine karar vererek, duruşmayı 12 Ocak 2024'e ertelemişti.
Fatih Terim, son yaptığı açıklamada, sisteme "Fatih Terim Fonu" denilmesine ve adının karıştığı iddialara sert tepki gösterdi. Terim, “Yılların Fatih Terim kompleksini dışa vurma fırsatı bulanlar, ilgimin olmadığı bir davaya beni karıştırmaya çalışıyor. Ne alacağım vardır ne de vereceğim. Benim adımı karıştıranların aleyhine, tarihin en büyük hukuk savaşını başlatıyorum. Hazır olsunlar” ifadelerini kullandı.
Kaynak: NTV