Cennet'teki Mutsuzluk... Cehennem'deki Huzur...
Cennet'teki Mutsuzluk... Cehennem'deki Huzur...
Mutlu olmak için her şeyimiz olsun istedik.
Çay kahve günlerinde ayağa dolanan çocuklar çok can sıkıcı değil mi?
"Tatlım, hayat çok zor" sohbetleri ediyoruz binlerce liralık yemek takımlarıyla süslenmiş, 8 çeşit pasta, börek sunulan fakir soframızda...
Evde her köşede bilgisayarıyla ders yapan çocuklar özgürlüğümüzü kısıtlıyor muhtemelen. Gezme günlerimiz tükendi resmen...
Çamaşırı yıkayan makinenin bitirmesini beklemek çok yorucu olmaya başladı artık.. Hele bulaşıklar! Evde kalan çocuklar sürekli bir şeyler yer oldu, yerlere koltuklara döktükleri kırıntıları süpürmek bel ağrıtıyor değil mi?
Her gün yemek yapmak o kadar zor ki, pizza hamburgerle çocukları şişirmek daha kolay ve iş görür mü oldu yani?
Bilmem kaçıncı ayakkabının mavi rengini alamadık çocuğa...Hay Allah... Ya yeni çıkan çizgi film kahramanının oyuncağı? Arkadaşına özenip, psikolojisi mi bozulsun kızımızın?
Sekiz yaşındaki oğlumuzun artık bir cep telefonu olmalı, akşam mutlaka söylenmeli babaya..
Araçlarımız dört tekerlekli, muhtemelen yakın zamanda daha üst bir modelle değiştirmeyi düşünüyoruz. Araba koltuğuna bağlı çocuğun özgürlüğü de kısıtlanıyor gibi ama idare ediyoruz, kurallar silsilesi pek tabii...
Bugün hangi kıyafeti giyeceğimize giyinme odamızdaki devasa dolaplar karşısında karar vermek çok zor oluyor. Anlıyorum.
Her an yanan kaloriferlerin üzerinde sürekli biriken tozları silmekte nerden çıktı simdi? Arabalar, evler sıcak, kazak giydirmez oldu bize. Halbuki şu markanın kazağını çok hevesle almıştık, bir türlü sırası gelmedi aksilik... Unutmadan, cep telefonuna ücretli oyun yüklememiz için ağlayan çocuğumuzu da kırmayalım lütfen:)
Ne kadar şanslı bir Afrikalı anne..
Yalınayak çocukların ayakkabı derdi yok, toprağa basan çocuklar, enerjilerini sürekli pozitife dönüştürerek yaşıyorlar hayatlarını belli ki.. Fast food u öğretememiş çocuklarına...
Başında taşıdığı kazanda muhtemelen kirli çamaşırlar. Sanırım, su bulmak zor olduğundan, bir dere kenarına sabahın ilk ışıklarında giderek, bir yandan çocukları çalı çırpıyla yaptığı oyuncaklarla oyalayarak üstesinden gelebilmiş yıkama işinin.. Dönerken de bulduğu odunlarla evde ya yemek pişirecek, ya da ateş yakacak ailece etrafında toplanıp şarkılar söylemek için.
Giysileri hangi marka belli olmuyor, seçemedim.. Annenin başörtüsü de hangi evladiyelik parça siz anlayabildiniz mi? Eve vardığında hazırlayacağı yarın ki kombinini mi düşünüyordur acaba yol boyu? Her şeyden önemlisi üç çocuk, başının üstündeki leğen ve odunları götürebiliyor olmasına mı şaşırmalı peki?
Bisikletimiz var, elhamdülillah diyordur besbelli...
Sahi kaçıncı oyuncağı alıyoruz bugün çocuğumuza?
E hadi o zaman avm ye...hem yemek çıkar aradan, hem oyuncaklar. Mavi ayakkabıyı da aldık mı iş tamam... Makinelerde evde çalışa dursun. Yardımcımız gelir halleder nasılsa... Sıcak kaloriferin üzerini silmeyi unutmamasını da not bırakalım aynanın kenarına.
Yarın daha yorucu bir gün olacak belli ki.. Sırada teknolojik marketten çocuğa alacağımız cep telefonu, gitmişken bir Ipad de iliştiririz yanına. Bunları düşünmenin ağırlığı ve zorluğuyla şimdi dalalım rüyalara..
Kim bilir;
Kimine göre gün aydın olur...
Kimine göre şükürsüz bir gün daha...
Günün önemli haber ve videoları WhatsApp kutunuzda! Telefon numaranızı yazın, hemen abone olun...
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
İmsak | 05:52 | ||
Güneş | 07:18 | ||
Öğle | 12:37 | ||
İkindi | 15:22 | ||
Akşam | 17:47 | ||
Yatsı | 19:07 |
Yoksa biz doymak için yemek seçerken, açlıktan ölen bir çoçuklar aynı terazıyla tartışmamız mümkün değil"
Yüreğinize ve kaleminize sağlık Elif hanım.