Hastanelerin ruhsatlarına ve kadrolarına getirilen sınırlamalardan sonra, Türkiye’de yeni bir pazar alanı doğdu. İstanbul’da 75 yataklı, 29 kadrolu bir hastane 16.5 milyon TL’ye satılırken, bina dahil fiyatı 34 milyon TL’ye satılıyor. 75 yataklı ve 18 doktor kadrosu bulunan ve hastane ruhsatlandırma hakkı olan bir tıp merkezi ruhsatı 12.5 milyon liradan, 15 kadrosu bulunan 25 yataklı bir hastanenin ruhsatı ise 8.5 milyon liradan satılıyor.
Anadolu’da da aynı
Anadolu bölgesinde de benzer ilanlar var. Antalya’da 75 yatağı olan, 31 kadrolu bir hastane için bina, teçhizat ve ruhsat dahil 46 milyon TL’ye satılıyor. Sadece ruhsatı satın almak isteyenler için ise ruhsat bedeli 11 milyon TL. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde de 8 kadrosu olan aktif bir tıp merkezinin devren ya da sadece ruhsat bazında satılık ilanı bulunuyor. Devren satılık fiyatı 2.5 milyon TL olan tıp merkezinin sadece ruhsatını satın almak ise 2 milyon TL.
Az bulunan şeyler daha değerli
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Reşat Bahat, fiyatlar hakkında değerlendirmede bulunurken altın örneği ile az bulunan şeylerin daha değerli olduğu ifade etti. Bahat, “Doktor ve ruhsat konusunda sınırlama yapılınca böyle bir durum oluştu. Fiyatları ben de görüyorum. Ama o fiyatlar ne kadar geçerli oluyor, onu bilmiyorum. Afaki fiyatlar da oluşabiliyor. Son dönemde yapılan bazı regülasyonlarla, ruhsatlar daha da pahalandı. İyi çalışan hastaneler, atıl kapasiteleri almaya başladı. Belirli büyüklüğe ulaşmanın avantajları da oluyor, bunlar da ruhsat fiyatlarını etkiliyor. Enflasyon ve faize göre düşündüğünüzde fiyatlar artmıyor, düşüyor” dedi.