Markalar Modern Köleliği Besliyor
Uluslararası şirketler, ucuz iş gücü ile kazançlarını maksimum seviyeye çıkarırken, insanları modern köleliğe itiyor.
Günümüzdeki teknolojik gelişmelere ve insan haklarının korunması yönündeki kanunların genişletilmesine rağmen birçok insan 'Modern Kölelik' olarak adlandırabileceğimiz sistem altında ezilmeye, emek sömürüsüne maruz kalmaya devam ediyor.
Kapitalizmin ortaya çıkışı ile birlikte ucuz işçi piyasasına yönelen uluslararası büyük şirketler, insanlara hak ettiği değeri vermediği gibi zorla çalıştırmalar da iyice yaygınlaşmış durumda. Sömürü düzeni, kadın, çocuk, yaşlı insanları çalıştıkları yerlerde şiddete maruz bırakırken, şiddetin boyutları fiziksel veya psikolojik olarak değişiklik gösterebiliyor. Tarlada, fabrikada veya bir işletmede çalışan siyah insanlar ırkçılığa maruz kalıyor, çocuklar internet siteleri sayesinde hızlıca eriştiğimiz kıyafetlerin yapılması için gecelerce çalışmak zorunda kalıyor.
Yalnızca şirketlerin bu sömürü düzenini sürdürdüğünü söylemek yanlış olur. Devletler de uluslararası bu şirketleri destekleyerek sömürü düzenine yardım sağlamış oluyorlar. Yoksulluk içinde bırakılan halk ya başka ülkeye göç etmek zorunda kalıp insan tacirlerinin eline düşüyor veya kendi ülkelerinde kalıp şiddete mahkum bırakılıyor.
25 Milyon insan zorla çalıştırılıyor
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün raporuna göre 25 milyon insan zorla çalıştırılıyor. Zorla çalıştırılan insanların yüzde 70'ini kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Bu istatistik problemin boyutunun ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
15 Milyon çocuk işçi
18 yaşından küçük 150 milyon kişi, çocuk işçi olarak çalıştırılıyor ve bunların çoğunun çalışma koşulları tehlikeli. Yüzde 60-70 civarı çocuk işçi Asya Pasifik bölgesinde bulunurken, Endonezya bu bölgede çocuk işçiliği konusunda zirvede yer alıyor. Emeklerinin sömürülmemesi için yasalar olmasına rağmen, çocuklar kötü koşullarda zorla çalıştırılıyor.
Endonezya'da bir havai fişek fabrikasında çıkan patlamada 47 kişi yaşamını yitirdi. Ölen 47 kişinin arasında 15 yaşındaki Putri ve 16 yaşındaki Surna da yer alıyordu. Fabrikada çalışmaları yasal olarak yasaklanmış olsa da, iki çocuk fabrikada çalışıyordu. Çocuk işçiliği ile mücadele edilmesine karar veren Endonezya'da gündelik pratiklere bir türlü müdahale edilemiyor.
Giyim firmaları Asyalı işçilere saatte 0,50 euro, günde 4,00 euro ödeme yapıyor.
Endonezyalı bir işçi, 2 kilo tavuk satın almak için 4,5 saat çalışmak zorunda. Bazı işçiler bütün bir ay boyunca yalnızca 2 kilo tavuk eti alabiliyor.
Uluslararası şirketler işçilerin sendika oluşturmasına ve haklarını savunmasına engeller oluşturuyor. Hükümetler ise büyük şirketlerin ülkeden kaçıp gitme korkusundan yasaları esnetiyor.
Hindistanlı İşçiler "Gece 3'te yatıp sabah 5'te tekrar çalışmaya başlıyoruz"
Hindistan'da bulunan bir tedarikçi firmasında çalışan işçiler çok zor koşullar altında çalıştırıldıklarını, köleden farklarının olmadığını söylüyorlar.
Fabrikada çalışan bir kadın "Sürekli olarak çalışıyoruz. Gün boyu çalışıp gece 3'te uyuyoruz. İki saat sonra uyanıp tekrar işe başlıyoruz. Patronlarımız umursamıyor. Sadece üretimden rahatsız oldukları konuları söylüyorlar" dedi.
Bir kadın, "Tuvalet molası almıyoruz, vardiyada su içmek için vaktimiz yok. Öğle yemeği yemek için zar zor vaktimiz var" dedi.
Kantinde bekleyen bir yönetici, kantin sırasında bekleyen işçileri ıslık ile tekrar işe yolluyor. Fazla mesai yapmak için zorlanıyorlar ve iş bitene kadar eve gitmeleri engelleniyor.
Bir işçi "İş yükümüzü artırdılar. işlerimizi bitiremeyip geç kalıyoruz ya da bize bağırıyorlar ve bizi kovmakla tehdit ediyorlar. İşlerimizi kaybetmek istemediğimiz için korkuyoruz." dedi.
Fabrikada çalışan bir kadın. "Dikiş yaparken herhangi bir hata yaparsak, çok korkutucu olan ustaya götürülürüm. Usta küfür etmeye ve bize bağırmaya başlıyor. Bu korkunç bir olay" dedi.
Ailesine maddi olarak yardım eden bir dul kadın ise, "Bizden o kadar çok çalışmamızı istiyorlar ki, çocuklarımı geceleri besleyemiyorum. Bize köle muamelesi yapmasınlar, bize saygı duysunlar" dedi.
Hindistan'da söz konusu fabrikalarda fazla mesai, sözlü taciz ve kötü çalışma koşullarının rutin olduğu belirtiliyor. Bu tür iddialar hazır giyim sektörü ile sınırlı değil. Düşük ücretler ve zayıf iş kanunları, Hindistan'ı uzun süredir iş için dış kaynak arayan yabancı markalar için çekici bir yer haline getirmiştir. Özel sektörde sendikalaşma neredeyse hiç yoktur. Yaygın yolsuzluğun olduğu ve durgun bir sistemin bulunduğu Hindistan'da, fabrikalar çok nadiren yasaları çiğnemekten sorumlu tutuluyor.
Karlarını maksimize etmek isteyen şirketler, insanları sömürmekten çekinmiyorlar. İnsanların daha iyi koşullarda yaşaması ve hak ettiği değeri kazanmaları markaların elinde duruyor. Yasalar, işçileri korumak için çıkartılmış olsa da gündelik pratiklerde yasalar uygulanmıyor.
Emek savunucusu Anna Bryher konuya ilişkin şunları söylüyor, "Bir markaysanız ve dünyanın farklı ülkelerinde kıyafetler üretiyorsanız, o zaman işçilerinize haysiyetle yaşamak için yeterince ödeme yapıp yapmadığınıza bakmanız gerekir. Tedarik zincirinizde neler olup bittiğini bilmek ve bunun adil olmasını sağlamak tedarik zincirinin en tepesindeki şirket olarak sizin sorumluluğunuzdur."
Günün önemli haber ve videoları WhatsApp kutunuzda! Telefon numaranızı yazın, hemen abone olun...
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
İmsak | 06:17 | ||
Güneş | 07:46 | ||
Öğle | 12:43 | ||
İkindi | 15:09 | ||
Akşam | 17:31 | ||
Yatsı | 18:55 |