Coğrafya öğretmenlerinden oluşan ekip, 1950 metrelerdeki Yüksekova’da sazlık ve bataklık alanları gezdi, 3794 m yüksekliğindeki Sat Dağları’nın buzul göllerini gözlemledi. Daha sonra Cilo Buzul Vadisi’ndeki buzullara ve şelale bölgesine çıktı. Kuraklık nedeniyle buzullardaki gerilemeleri yerinde gözleyen ekip, 3050 metredeki Gelyano Buzul Gölü’nü inceledi. Aktif buzullar, enine buzul çatlakları, erime öncesindeki eski buzuldan geriye kalan buzul çizikleri ve buzul cilalama izlerini gören ekip, yaylalardaki otlaklarda sürü sahipleri ile sohbet etti.
"Ciddi erime tespit ettik"
Türk Coğrafya Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ahmet Ertek, gözlemlerini Milliyet gazetesinden Gökhan Karakaş'a anlattı. Bölgenin doğal zenginliklerinin korunması için buradaki buzullarda erime tespit ettiklerini söyleyen Doç. Dr. Ertek, "Buzullar, buzul vadileri ve buzul gölleri iklim değişikliğinden olumsuz etkilenmeye devam ediyor. Cilo’nun kuzey buzullarında ciddi erime tespit ettik. 18 bin yıl önce Pleistosen Buzul Çağı’nda 10 kilometreyi bulan Suppa Durek (Erinç Buzulu) Buzulu, 1948’de Sırrı Erinç hocamız 4 km ölçtü. 73 yıl sonra biz yüzde 75 kütle kaybı gördük. Kayıp öylesine hızlı ki 2009’da 1.5 km’lik buzul uzunluğu şimdi 900 metreye kadar düştü" dedi.
"Buzul erimesine karşı önlemler alınmalı"
"Mustafa Varol, 1948’de Erinç Buzulu’nun 1.78 kilometrekare olduğunu 2017 de ise 0.54 kilometrekareye düştüğünü belirlemişti" diyen Ertek, Güneş ışınlarının geriye yansıtılması için Doğu Karadeniz, Orta Toroslar ve Cilo’daki aktif buzullarda nanotekstil örtüler kullanılabilir. İtalya Psedana Buzulu’nda erimeye karşı muşamba kullanılmıştı. Bizde de buzul erimelerine karşı önlemler alınmalı" değerlendirmesinde bulundu.