İlahiyat Fakülteleri ile imtihan

Hem Çocuklarınızı Hem de Kendinizi Mutlu Etmenin 10 Eğlenceli Yolu

Türkiye’de 9 yıl önce 22 ilahiyat fakültesi bulunuyordu. Bu sayı 2020 itibari ile 100’ü aştı. İlahiyat Fakültelerinde şu anda eğitim gören öğrenci sayısı ise 112 bin 866. Bu öğrencilerin 45 bin 238’ini erkekler, 67 bin 628’ini ise bayanlar oluşturuyor. 2019 yılında birçok fakültenin kontenjanları boş kalırken; İlahiyat fakülteleri, kontenjanlarının yüzde yüzünü doldurdu.

31 Ocak 2019 tarihinde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, konu ile ilgili: “"Bugüne geldiğimizde din eğitimi açısından sıkıntılı dönemler geride kalmış, mağduriyetler giderilmiş ve dini yüksek öğretim yapan fakültelerin sayısı, 105 olmuştur. 2011 yılında ben dekandım ve benim dekanlığım döneminde 22 ilahiyat fakültesi vardı. Bunlardan 3'ü de fonksiyonsuz haldeydi. Aradan geçen 8 yıllık süre içerisinde sayı, 105'e çıktı.” İfadelerini kullanmıştı.

İlahiyat Öğretim elemanları

Türkiye’de bulunan İlahiyat Fakülteleri’nde çalışan personel sayısı 6.972 olarak belirlendi. Belirlenen bu sayının içerisinde Profesörler, Öğretim üyeleri, Doçentler, Araştırma görevlileri vem Doktorlar yer aldı. 

Diyanet personel sayısı

Diyanet İşleri Başkanlığı’nda 2019 sonunda aktif olarak çalışan personel sayısı 104 bin 597 olarak belirlendi. Belirlenen bu sayının içerisinde 60 bin 808 imam-hatip, 12 bin 208 müezzin-kayyım, 19 bin 163 Kuran kursu öğreticisi, 463 Murakıp, 2 bin 624 vaiz bulunuyor. Geriye kalan ise Diyanetin idari işlerinde görevli personelleri kapsıyor.

Sivil Toplum Kuruluşları

TÜSEV’in 2014 verilerine göre, Türkiye nüfusunun yüzde 13’ü herhangi bir dernek üyesi ve her 747 kişi için bir dernek mevcut. Dini yardımlaşma, dini yayma alanında ise toplam 20 bin adet Sivil Toplum Kuruluşu faaliyet gösteriyor. Kesin olmayan verilere göre dini alanda kurulmuş 20 bin adet Sivil Toplum Kuruluşu’nda aktif çalışan kişi sayısı 7 milyon civarında.

Cemaatler ve Tarikatlar

Eğitim politikası uzmanı Prof. Dr. Esergül Balcı’nın 2018’de hazırladığı rapora göre; Türkiye’de belli başlı 30 tarikat ve onlara bağlı 400 kol bulunuyor. Balcı, yaptığı araştırmada İstanbul’da açıktan faaliyetlerine devam eden tekke ve zaviye sayısını 445, bu tarikat ve cemaatlere bağlı olan vatandaşların sayısını ise 2,6 milyon olarak belirledi.

Diyanetin bütçesi yüzde iki bin doksan arttı

Türkiye’de en yüksek bütçeye sahip kurumlardan Diyanet İşleri Başkanlığı’na verilen bütçe, AKP iktidarı dönenimde bir hayli arttı. 2002 yılında 550 milyon TL olan bütçe, 2020 yılında yüzde 2 bin 90 artışla 11 milyar 500 milyon lira oldu. 

Derlenen araştırmalara göre; personel sayıları, ilahiyat öğrencileri, sivil toplum kuruluşları, cemaatleşme çalışmaları, her geçen yıl daha iyi bir hal izledi. Bahsi geçen konuların zirve noktasında olduğu bir dönemde Ateizm ve Deizm, din alanında yapılan çalışmalara doğru oranda artış gösterdi.

Ateizm ve Deizm 

Araştırmalarda Türkiye'deki dinsizlerin %85'inin 35 yaşından küçük olduğu ileri sürüldü. 2015'te KONDA araştırmasına göre Türkiye'nin %2,9'u ateistlerden oluşmaktadır. 2020’de ise bu sayı uzmanlar tarafından yüzde 5’ten fazla olarak tahmin ediliyor.

Türkiye’de İslami açıdan (ilim, yardım, konferans, kuran kursu, cemaat) yaklaşık 10 milyon insan resmi veya gayri resmi olarak çaba sarf ediyor. Ateizm, deizm, agnostizm gibi inançsızlık türlerinin artışı da doğru oranda devam ediyor. 

Gençlerin iktidarı dindar olarak görmesi tetikliyor

Gençler, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarını muhafazakâr hükümet olarak kabul ediyor. Dolayısıyla AK Parti’nin İslam adına yaptığı veya yapmadığı icraatlar tepki gösteriyor. Bunun gençlerde yansıması ise ateizm ve deizm oluyor.

Sekülerleşme

Gençler, içerisinde dini de barındıran birçok alanın maddiyattan; dolayısı ile sekülerleşmeden kaynaklandığını düşünüyor. Gençler, gelecekleri adına düşündüklerinde, birçok okul, ardı arkası kesilmeyen sınavlar, bunların yanında geçim sıkıntısı onun arkasında da gelecek kaygısı olduğunu, bu kargaşada dinin pek akla gelmediğini ifade ediyor.

Cemaatler

Gençler, dini grup, tarikat ve cemaatlerin, dini temsiliyeti yerine getirmek yerine güç ve iktidar nezdinde nüfuz kazanma gayretinde olduğunu ifade ediyor. 

Eskiden tarikatların, ülke ve İslam coğrafyası adına olumlu katkıları bulunuyordu. Günümüzde ise kendi kabuğuna çekilmiş; yalnızca tüketici konumunda. Her geçen sene, İslam dini adına yapılan çalışmalar bir üst noktaya taşınmış; fakat “Türk halkının İslamlaşması” konusunda her geçen gün geriye gidilmiştir. Görünen o ki; İslam adı altında çalışma yapan yaklaşık 10 milyon kişi, yanlış irtibattan, yanlış itibardan ve yanlış ikmalden dolayı gençlere ulaşamıyor veya etki edemiyor.