Yunanistan mültecilere zulmediyor

Tolstoy’un Hayatı Sorgulatacak Ders Niteliğinde 17 Sözü

Ankara, Avrupa'ya gidecek olan mülteciler için sınırları açarken Atina, Türkiye'den belgesiz gelen göçmenleri geri göndereceğini söyledi.

Yunanistan, Türk hükümeti sahil güvenlik ve sınır polisine, insanların Avrupa'ya geçmesini engellememesine karşı tepki gösteriyor.

Başbakan Kyriakos Mitsotakis, Yunan polisinin Evros nehrindeki kara sınırını geçmeye çalışan yaklaşık 300 mülteciye göz yaşartıcı gaz atmasının ardından Cuma günü yaptığı açıklamada, "Yunanistan'a yasadışı girişlere izin verilmeyecek" dedi. Yunan hükümeti sözcüsü ise "sınırlarımıza 4.000'den fazla yasadışı girişimi engellediğini" dile getirdi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cuma gününden bu yana 18.000 mülteci ve göçmenin Avrupa ile Türkiye sınırlarında toplandığını belirterek, sayının Cumartesi günü 30 bine ulaştığını da sözlerine ekledi.

Bu arada, Yunan sınırında gerginlikler yaşanmaya devam ediyor. Çevik kuvvet polisi, gelen mülteci gruplarına göz yaşartıcı gaz atıyor. Bazı mülteciler ise bu durumu protesto etmek için Yunan güvenlik güçlerine taş ve yanan odun parçaları fırlatıyor.

Yunanistan'ın Türkiye ile olan kara sınırı nispeten güçlü. Sınır, 160 km (99 mil) uzunluğundadır. Evros nehri ve bataklık deltası gibi doğal savunmaları içerir. Yunanistan bu sınırı son aylarda ekstra devriye ve termal kameralarla güçlendirdi.

Deniz sınırı ise başka bir hikaye. Yüzlerce kilometre uzunluğunda olan deniz sınırı, Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik kuvvetleri tarafından desteklenen yaklaşık 40 Yunan kıyı devriye gemisi ve teknesi tarafından kontrol ediliyor.

Yunanistan, göçmen sorunundan dolayı 19 gemi daha inşa ediyor ancak bu gemilerin yetişmesi zaman alacağı için Avrupa Birliği'nden daha fazla yardım talep etti.

Denizdeki mültecilere müdahale etmek fiziksel olarak zor olduğundan mülteciler, Yunanistan takımadalarına gitmeyi tercih ediyor. Bu durum Yunanistan sahil güçlerinin işini oldukça zor kılıyor.

Bir milyon mültecinin, Ege'den Avrupa'ya geçtiğin 2015'ten bu yana, Yunanistan gerçek savunmanın diplomasi olduğunu anladı. Türkiye ile diplomasi alanında irtibat kurarak, mültecilerin denizlere ulaşmadan Türk toprakları içerisinde kalmalarına Avrupa Birliği’ni ve Türkiye’yi ikna etti.

Türkiye, Suriye'nin İdlib kentinde düzenlenen bir hava saldırısında düzinelerce askerin şehit edilmesinin ardından sınırları açtı. Türkiye, İdlib olayından beri, askeri anlamda uluslararası desteğe sahip olmadığından ve dünyanın en fazla mülteciye ev sahipliği yapmasından dolayı dünya kamuoyuna haklı serzenişte bulunuyor.

Mitsotakis Cuma günü yaptığı açıklamada, "Yunanistan Suriye'deki trajik olaylardan herhangi bir sorumluluk kabul etmiyor ve başkaları tarafından alınan kararların sonuçlarına maruz kalmak istemiyor" diye konuştu.

Yunanistan'ın da Avrupa'dan beklentileri var. Bazı Yunan yetkililer, Avrupa Birliği’nin Ortadoğu’ya daha çok müdahale etmesini, böylelikle göçmen sorununun çözülebileceğini öneriyor.

Yunan hükümetinden üst düzey bir güvenlik yetkilisi, Al Jazeera'ya verdiği belirsizlik durumuyla alakalı demecinde, "Avrupa ne yapacağına karar vermek zorunda, çünkü denizden kaç kişiyi kurtarır ya da onlara yer açarsanız daha çok insan gelir. Avrupa ciddi kararlar vermek zorunda, ancak şu anda politikacıları, toplumları ekonomik krizden muzdaripken, ne yapacaklarını bilemiyoruz’’ dedi.

Cuma günü 5 tekneyle gelen 151 mülteci, Yunan adalarına sığındı ancak Yunanistan, daha fala kişinin gelmesinden endişe duyuyor. Ticaret Deniz Bakanı Ioannis Plakiotakis, bu durumların yaşandığı ortamda adaları ziyaret ediyor.

Sağcı hükümetin mülteci politikası

Sekiz aylık sağcı Yeni Demokrasi hükümeti, mülteci politikasını uygulamada hayal kırıklığına uğramış görünüyor. Hükümet 1 Ocak itibariyle daha katı bir mülteci yasasını onayladı. Bu yasada mültecilerin daha hızlı bir şekilde Türkiye’ye dönmeleri öngörülüyordu. Ancak yasadan bu yana 2 ay geçmesine rağmen sonuçların olumsuz olması hükümeti hüsrana uğrattı.

1 Ocak'ta, işlemeyi hızlandırmayı ve Türkiye'ye geri dönüşü artırmayı amaçlayan daha katı bir sığınma yasası uygulamaya başladı, ancak sonuçlar muhteşem değil.

Hükümet ayrıca beş adayı kabul merkezleriyle (Midilli, Sisam, Sakız, Leros ve Kos) ikna edemedi ve mevcut açık kampların yerini alacak ve adalardaki toplam kapasiteyi artıracak gözaltı merkezleri inşa etmesine izin vermedi.

Beş adadaki kampların şu anda 42.000 sığınmacı ile taşmasına rağmen, adalılar artan resmi kapasitenin sayıları daha da artıracağını söylüyor.

Son günlerde, Atina'dan gelen çevik kuvvet polisi, inşaat şirketleri yeni kamplarda çalışmaya başlamak için hafriyat makineleri getirmeye çalışırken Midilli ve Sakız'da yaşayanlarla çatıştı.

Stefanis, "Mülteci sorunu ulusal öneme sahip," dedi. "Herkes yardım etmeli siyasi çıkarların ve ilişkilerin ötesinde konuşmalı” diye de ekledi.