Hedonik Anarşist Politisizm! -1
Teknoloji ötesi çağda yaşıyor olduğumuz gerçeği ile, sizlere etrafımızda cereyan eden hadiseleri, başlıkta yer verdiğim 3 kavramdan oluşan yeni bir kavramsallaştırma ile açıklamaya çalışacağım. Bu üç kavram, aslında yeni toplumsal düzenimizin özetini ortaya koymaktadır. Toplumlardan, bireylere doğru sürüklenen dünyamızda, özellikle “Modernleşmesi” gerçekleşmemiş toplumlarda sonuçları itibari ile etkilerin ne kadar vahşi gerçekleştiğine hep beraber şahit olacağız.
“Hedonik Anarşist Politisizm” şuan yaşadığımız toplumun en yalın gerçeği olarak karşımızda durmaktadır. Bu menfi duruma, toplumsal bir karşıtlık oluşturamaz isek, çocuklarımıza miras olarak bırakacağımız değerler sadece bu 3 kavram çevresinde oluşacaktır.
Hedonizm kökleri Antik Yunan’a dayanan, hayatı haz odaklı değerlendiren ve haz almaya yönelik hayatın kurgulanmasını salık veren bir düşünce biçimidir. Hedonizm’i sosyal hayatımızın hangi köşesine bakarsanız görmeniz mümkündür. Tüketim alışkanlıklarımızdan, toplumsal ilişkilerimize varana kadar bireyin kendini önceleyip, sadece haz ve lezzet alabileceği bir dünya kurgulaması ve sonuçları itibari ile egoist bireylerin oluşturduğu kuru kalabalıklara dönüşmek. İşte bu Hedonizm modern dünyanın ismini ağzına almadan bireylere empoze ettiği bir zehir gibi telakki edilmelidir. Bu zehir, kendinden başkasını düşünmeyen, her yaptığı işin sonunda haz ve lezzet bekleyerek tüm sosyal hayatını kurgulayan bir birey oluşturuyor çevremizde. Gördüğünüzde gözlerinizi ve yüreğinizi rahatsız eden her ne varsa çevrenizde, kurcaladığınızda altından “Hedonizm’in” çıkması şaşırtıcı değildir. Özellikle toplumsal ilişkiler açısından görece daha kuvvetli aile yapısına sahip doğu toplumlarının “Hedonizm’e” karşı verdiği mücadele çetin ve zorlu geçmektedir. Şimdilik bu mücadelenin menfi sonuçlandığını söylemek yanlış olmayacaktır. Hepimizde az yada çok “Hedonizm” kalıntılarını bulmak mümkündür.
Anarşizm, hukukun, erkin, her türlü sosyal kurumun bireyin üstündeki tahakkümünü reddeden felsefeyi ifade etmektedir. Anarşistler, Sosyalizmin fikir babalarından olan Alman düşünür Hegel ve dönemin ünlü düşünürlerinin açtığı yolda ilerlemiş, devlet ve mülkiyet tartışmaları ışığında devletin bireyler üzerindeki tahakkümünü haksız olarak görerek bu felsefeyi geliştirmişlerdir. Devletin tahakkümü ile başlayan bu isyan, bireye tevessül eden her türlü tahakküme dönüşerek bugünkü haline almıştır. Bireye musallat olan, din, kültür, devlet gibi tüm sosyal kurumlar reddedilir. Dengenin doğal şekilde yerini bulacağı savunulur. Eğer hiçbir sosyal kurumu tanımıyor, bireyin görece tam özgürlüğünden bahsediyorsanız, veya iş ve eylemlerinizde hiçbir hukuku tanımayarak kendi kurallarınızı veya mevcut kuralları kendi menfaatiniz yönünde yeniden yorumluyorsanız anarşist olmuşsunuz demektir.
Politisizm, tüm sosyal hayata dahil olduğu siyasi fikir penceresinden bakarak, doğal bölünmelere ve ayrışmalara destek vermeyi ifade etmektedir. Politisizm özellikle doğu toplumlarının kanayan yarası ve iyileşmesi belki de mümkün olmayan bir hastalığıdır. Siyasi tarafgirliğin sosyal kurumların tamamını menfi şekilde etkilemesi ve toplumun anlamsız kırılmalara, bölünmelere yol açması en tipik sonuçlarıdır. Toplum olmayı başaramamış bir kitlenin en kolay şekilde manipüle edilmesi politisizmin en tipik sonucudur. Özellikle doğu toplumlarındaki “Devlet” kavramının sadece bir siyasal organizma olmasının ötesinde anlamlar ifade etmesi, siyasal iktidarların, eğer birde bu siyasal iktidarın söylemlerinde dini veya milli görünüşlü siyasi söylemler var ise, toplumu sevk ve idare etmek maksadı, siyasal gücü elinde tutma gayesi ile politisizm bulunmaz hint kumaşı mertebesindedir. Karşıtlar düşmanlaştırılır, bu yapılırken din, kültür ve tarih etkin şekilde kullanılırsa, arkadaş arkadaşa siyasi fikirleri nedeni ile HAİN veya DÜŞMAN olarak bakabilmektedir.
Fark ediyorsanız her kavramı ayrı ayrı ele aldığınızda, aslında Türkiye’yi anlatıyoruz. Süreçleri doğru okuyabilmek çözüm üretmenin asli şartı olduğunu unutmamız gerekiyor. Mesele sorunları tespit etmek ve sorunları ortaya çıkaran sebeplerin ortadan kaldırılmasını sağlamak olmalıdır. Yaşadığımız ülke hepimizin ortak malıdır.
Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışı ve yeni Cumhuriyetin kuruluşundan buyana bu topraklarda toplumsal birlikteliği sağlama hususunda çeşitli sorunlarımızın olduğu bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır. Yenilikçilik ve modernizm çalışmaları ne yazık ki farklı ve bana göre yanlış tefsir edilerek uygulanması, sonraki süreçlerde tamiri mümkün olamayan sorunları beraberinde getirmiştir. Din ve dini inançların politize olması, güç, makam ifade etmesi, topraklarımızda insanlarımızın birilerinin politik ve ticari hedeflerine uygun şekilde sevk ve kontrol edilmesi sorunsalına sebep olmuştur. Siyaset bazen baskı uygulayarak dini ve milleti dizginlemeye çalışmış, bu çok daha önemli sorunları ortaya çıkarmıştır. Kimi zaman kontrolsüz şekilde yapılanan dini kurumlar, ehil olmayan zevatın elinde milletine dönen silah halini almıştır. Karl Marx’ın “Die Religionen sind das Opium des Volkes”, ( Dinler halkların Afyonudur) ifadesi özellikle muhafazakar camiada tepki toplamıştır. Fakat uygulamada aslında dinin toplumları uyuşturmak için ya siyaset yada birileri tarafından aynen afyon gibi kullanıldığı apaçık gerçek olarak ortadadır.
Etrafındaki her şeye hazza ulaşmada bir basamak olarak gören, bunu yaparken mevcut hukuk, kültür ve dini toplumsal kuralları hiçe sayan, kendi siyasi fikirlerini toplumda ayrıştırıcı ana umde olarak kabul eden siyasal düşünceye acizane “Hedonik Anarşist Politisizm” diyorum. Günümüz Türkiye’sinin asıl sorunu da Hedonik Anarşist Politisizm akımı tarafından yönetiliyor olmasıdır. Diğer yazımızda, Hedonik Anarşist Politisizm’e örnekler vererek konuyu ayrıntılacak, acizane çözümler üzerinde fikir yürüteceğiz.
Selametle..
Günün önemli haber ve videoları WhatsApp kutunuzda! Telefon numaranızı yazın, hemen abone olun...
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
İmsak | 06:07 | ||
Güneş | 07:35 | ||
Öğle | 12:40 | ||
İkindi | 15:12 | ||
Akşam | 17:35 | ||
Yatsı | 18:57 |