Kendi içine bir yolculuk: Kürk Mantolu Madonna
"Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi."
Sabahattin Ali, tam 77 yıl evvel unutulmaz bir eser kaleme aldı. Öyle ki onlarca yıla inat, Kürk Mantolu Madonna çok satanlar listesinden hiç çıkmıyor. Gerçek 'edebi' eserler, zamandan bağımsız olarak her yılımıza temas ediyor. Neydi Raif Efendi'nin öyküsünü böylece unutulmaz kılan? Bu sorunun cevabı sanırım; dimağlara ve ruhlara dokunması...
Raif Efendi; Rasim' iş arkadaşı, bir kadının kocası, bir baba. Raif Efendi o hep gördüğümüz insanlardan biri. Evet, Raif tanıdık gelebilir bizlere; ama Sabahattin Ali'nin biricik karakteri ruhunun kapılarını açınca, işler değişiyor. Bir ruhu olduğunu keşfederken,sonraları bir ruhu öldürürcesine yaşamayı seçiyor. onu anlıyoruz; çünkü her kişilik kendi dünyasının ürünüdür ve her dünya kendi kahramanına özgü.
Raif bir kaç eşikten geçiyor yaşamı boyunca. İlki, babasının isteği üzerine gittiği Berlin'de yaşanıyor: aşık oluyor. Önce bir tabloya, sonra bir kadına tutunarak 'o' eşikten atlıyor. Maria Puder ele avuca sığmaz, tutkulu bir kadın. Raif onu tanıdığında, dünyası renkleniyor. Amaçsız geçen yıllarına inat, bir sebep dikiliyor karşısına en içinde. Maria, Raif'in aradıklarının toplamı oluveriyor.
"Kendimi bildim bileli, bütün günlerimi, haberim olmadan ve nefsime itiraf etmeden, bir insanı aramakla geçirmiş ve bu yüzden bütün diğer insanlardan kaçmıştım.”
Raif'in naif aşkına Maria sonunda karşılık verir. Maria'nın içsel buhranlarına Raif'in dingin sevgisi iyi gelir. Bu hikayenin karakterlerini Sabahattin Ali öyle bir işler ki, okurken 'ben' nerede biter, Raif ya da Maria nerede başlar, bilemeyiz. Okur, romanı eline alır almaz içindeki tüm hisleri hiç farketmeden içselleştirir. İşte bu sanıyorum yalın ve içten anlatımın güzelliğidir.
Bu aşk Raif'in anı defterinin sayfalarını süslerken, yaşam akmaktadır. Kahramanımız yaşadığı hayal kırıklıklarına bir can vermiş, bir beden olarak süzülmeye devam etmektedir. Kendinden vazgeçiş ise Raif'in atladığı ikinci eşiktir. Gel zaman git zaman ondan geriye mekanik bir ev babası kalmıştır. Sorumluluk sahibi, sessiz, kendini soyutlayan bir adam.
"Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta tüm insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi."
Suskunluk her zaman merak uyandırır. Rasim yanı başındaki suskunluğa direnememiş, cezbedici meraka teslim olmuştur tıpkı bizler gibi. Raif'in yüzünde gördüklerinin bir açıklamasını olduğuna inanan karakterimiz, bir yaşamın pusunu aralar. Bu sayede okuduğumuz emsalsiz hikayeden haberder olmuşuzdur.
Sabahattin Ali, bir insan ve iki hayatı bir arada sunar. Aslında mevzu aşk değildir sadece. Mevzu, kendine ihanet etmemektir. Hiçbir küskünlük yeniden başlamaya engel olmamalı hayatımızda. Geleceğin çabamızla olan ilintisi öyle güçlüdür ki, bir vazgeçiş bir bitişin müjdeleyicisi olabilir. Tutunmak, bir tabloya, bir aşka; ama en çok ve en başta kendine tutunmak.
Günün önemli haber ve videoları WhatsApp kutunuzda! Telefon numaranızı yazın, hemen abone olun...
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
İmsak | 06:06 | ||
Güneş | 07:33 | ||
Öğle | 12:39 | ||
İkindi | 15:13 | ||
Akşam | 17:35 | ||
Yatsı | 18:58 |