Köyden indik şehire, sonra çıktık uzaya...
Zor günler geçiriyoruz, iyi günler var mıydı şu coğrafyada ben şahsen yaşım itibariyle hatırlamıyorum ama "90' sonrası dönem" şahsi gözlemlerime göre ekonomik olarak, psikolojik olarak oldukça zorduydu.
80' sonrası şehirlerin büyümesi, köylerin boşalması, insanların çok çok mütevazi gece kondular yapıp şehirli olma çabaları, yaşama tutunmaları..
Bu zorlu süreçte çocuklarını istedikleri gibi kontrol edememe belki yetiştirememe, özellikle kalabalık ailelerde babanın getirdiği paranın asla yetmemesi durumları, lüks avm'lerin değil işporta arabalarının popüler olduğu gariban yıllar..
Köy kasaba toplumundan, "şehirli" topluma geçiş kuşaklar halinde kısaca şöyle ilerledi;
-Şehirlere "çalışmaya" giden köylü kuşak
-Şehirlere "göç edip" tutunmaya çalışan kuşak
-Şehirlerde doğan ama tam tutunamayan kuşak
-Ebeveynleri şehirlerde doğmuş şehirli kuşak.
Bunları neden saydığımı soracak olursanız günümüz toplumsal sorunlarını gerçekten hissedebilmemiz için bu toplumun tabir caizse çocukluğuna inmemiz gerekiyor.
Türkiye'nin mevcut şehirleri az önce de belirttiğim gibi 80'li yıllarda tam anlamıyla büyüdü.
Bugün metropol dediğimiz şehirlerin bu göçler sonrası köyleri kasaba oldu kasabaları ilçe oldu, ilçeleri ise belki bazı küçük devletlerin nüfusuna yetişti.
İnsanı yetiştiren kimliklendiren şey toplumdur, toplumu oluşturan şekillendiren şeyde şehirdir, şehir sosyolojisidir, şehir gelenekleridir.
Mevcut toplumu ve özellikle gençleri doğru bir psikolojiye yönlendirebilmek istiyorsak öncelikle kim olduklarını onlara öğretmemiz gerekiyor.
Demek istediğim şey şu değil;
"senin deden çapa yapıyordu, inek sağıyordu, sen dünyayı gezmek istiyorsun" bu değil..
İnsan tabi ki her şartta kabuğunu kırmalı..
Nesil nesil kuşak kuşak gelişmeli..
Babasından dedesinden aldığı bayrağı daha ileriye taşımalı..
Ama kökleriyle kavga edip, babasını dedesini beğenmeyip, tamamen köksüz bir şekilde kendini alakasız örneklerle kıyaslamamalı..
İnsan elindeki imkanlara göre elinden gelenin en iyisini yapmalı.
Gerekirse imkanlarını geliştirmeli..
Ama en önemlisi önce doğru bir muhakeme ile kendini tanımalı ve kendiyle köküyle barışmalı..
Uç örneklere heves edip elindekileri yaşamaktan geri kalmamalı. Mutlu olmak için kendi önüne dev duvarlar örmemeli.
Ve en sonunda bu anlamsız savaşı kaybedip Furkan çelep kardeşimiz gibi mektup yazıp o makus kadere yürümemeli..
Bu yazı geniş çerçeveli olarak maziyi ve istikbali yüzeysel olarak göz önüne getiren bir yazı olsun..
Devamında her paragrafa ayrı ayrı odaklanmak ve kendimizle barışmak ümidiyle !.
Sağlıcakla kalın.
Günün önemli haber ve videoları WhatsApp kutunuzda! Telefon numaranızı yazın, hemen abone olun...
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
İmsak | 06:09 | ||
Güneş | 07:37 | ||
Öğle | 12:40 | ||
İkindi | 15:11 | ||
Akşam | 17:34 | ||
Yatsı | 18:57 |