Diken Üstündeyiz
Diken üstündeyiz.
Yazarsak yanlış mı anlaşılırız?
Konuşursak üstüne alınan çıkar mı?
İtiraf ederek sözümüze başlayalım.
Gençlik konu hayatımda büyük bir alanı kapsıyor. Bu durum evdekileri de rahatsız ediyor. Çocuklar “Babam yine odasına çekildi” diye şikâyet ediyor. Eşim ise “İki kelam edelim, boşver” diyerek teselli etmenin telaşına düşüyor. Yapacak bir şey yok. Buda bizim yumuşak karnımız. Yıllardır gençlik çalışmalarının içerisindeyiz.
Milli Gençlik Vakfı, Anadolu Gençlik Derneği, Akıncılar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Önder, İHH, Yedi Hilal ve Türkiye Gençlik Vakfı başta olmak üzere birçok STK da görev yapmak, gönüllü olmak ve hizmet etmek nasip oldu. Allaha hamdolsun.
Büyüklerimiz ellerimizden tuttular. Azmetmeyi, sabretmeyi, mücadele etmeyi ve istikamet üzere durmayı öğrettiler. Bizde bizden sonraki nesillere tecrübemizi aktarmak, gençlik üzerine konuşup günümüzün şartlarına uygun işler üretmek veya varsa yanlışlıklar düzeltmek istiyoruz. İnancımızda bize bunu emrediyor. Bizde “Atımızı alan yolumuzu da almadı ya” inancıyla yazıyoruz çiziyoruz. Ancak zaman bize hayatın eskisi kadar masum olmadığını öğretiyor. Bizim mahallenin gençleriyle oturup istişare ediyoruz. İki kelam ediyoruz. Acaba kime dokundurdu?
Sosyal medya yeni tebliğ aracı oldu. İşaret etmeden bir tiwit atıyorsun. Bu tiwitte kimi işaret etti? Yıllar önce oturup bir şiir yazmışsın. Aradan on sekiz sene geçmiş kitap çıkartmışsın. Bu şiirde bize mi vurmuş? Paylaşılan bir yazıya yorum yapmışsın veya beğenmişsin. Bu filan kişinin ekibinden mi?
Mübarekler,
Manaya ve anlama yazılmayan hiçbir yazının veya kelamın değeri yoktur. Biz müslümanlar hangi ara bu kadar zehirlendik? Kişilerden uzaklaşıp fikirleri konuşmamız gerekmiyor mu? Her sene yeni bir kuşakla karşılaşıyoruz. Bu kuşaklara hitap edebilmek için eleştirel bakmamız gerekmiyor mu? Ya da eskinin üzerine yenilerini koymayacak mıyız? Sizlere gelen fitneyi yaymadan bertaraf etmemiz daha uygun değil mi? Bizim mahallede yetişen, bizim suyumuzla beslenen insanlar yazıp çizerken çekinirse nasıl olacak bu işler? Allahtan güzel insanlar var da arayıp kardeşim dikkat et yanlış anlaşılma olabilir diye uyarıyorlar. Belki bizim izahımıza inanmıyorlar ama en azından uyarıyorlar. Bir soru daha neden izah etmek durumunda kalıyoruz?
Şimdi soruyorum.
Üstat Necip Fazıl bu dönemde yaşamış olsaydı ve yazdığı eser veya şiirleri açıklamak zorunda kalsaydı. Bugün bize rota çizen Necip Fazılı okuyor veya tanıyor olabilir miydik? Ya diğerleri? Uyarıcı olanlardan Allah razı olsun.
Ancak okumaktan ve konuşmaktan geri durmayalım. Edeplice, tılsımı ve manayı bozmadan tartışalım. Eleştirelim ve fikir telakkisi yapalım. Dolayısıyla üretelim ve hep birlikte fikri iktidarımızı kuralım. Yakın tarihimize damga vuran Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan’ın da çıkış yollar bu değil miydi? Onlar değil miydi, teşkilat veya toplum içerisinde aykırı fikirleri olan insanlar. Beyoğlu’ndaki bize göre uygunsuz mekânlar ziyaret edildiğinde linç edilmedi mi Recep Tayyip Erdoğan. Değerli dostlar, okumaktan, konuşmaktan ve üretmekten başka çaremiz yok. Tarih bu dönemin gençlerine bir misyon yüklüyor.
Muhabbetle
Günün önemli haber ve videoları WhatsApp kutunuzda! Telefon numaranızı yazın, hemen abone olun...
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
İmsak | 06:11 | ||
Güneş | 07:40 | ||
Öğle | 12:41 | ||
İkindi | 15:10 | ||
Akşam | 17:32 | ||
Yatsı | 18:56 |