Tolstoy’un Hayatı Sorgulatacak Ders Niteliğinde 17 Sözü

İsrail'in bir Filistin vatandaşı olan Aysha Khalifa, İsrail'in üçüncü seçimlerinde oy kullanacağı konusunda kararlı. Ümmü el-Fahm merkez kasabasında bir öğretmen olan Khalifa, kısmen ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu için önerilen ''Yüzyılın Anlaşması'' planına tepki olarak birleşen dört Filistinli siyasi partinin seçim ittifakı olan Arap Ortak Listesi'ne oy vereceğini söyledi.

"Biz bu toprakların insanlarıyız," dedi El Cezire'ye. Khalifa, "Trump'ın anlaşması bir barış planı değil, çünkü barış adalete dayanıyor. Bu planda adalete dair hiçbir şey yok. Bu yüzden sağ kanadın iktidara gelmesini önlemek için oy kullanacağım" dedi.

Ağır ağır İsrail lehine doğru kararlar alan Trump, uzun zamandır beklenen planını Beyaz Saray'da bir etkinlikte İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile birlikte açıklamıştı. Bu planın tekliflerinden biri, Ümmü'l-Fahm dahil 10 Filistin kasabasının gelecekteki bir Filistin devletine aktarılmasıyla İsrail sınırlarını yeniden çizme olasılığını ortaya koyuyor. Bu ilçelerde yaşayan ve Yeşil Hattın yakınında “Üçgen” olarak bilinen bir bölgede bulunan yaklaşık 260.000 Filistinli vatandaş potansiyel olarak kendilerini İsrail sınırları dışında bulabilir.

Buna karşılık, Filistinliler tarafından açıkça reddedilen plan, neredeyse tüm yasadışı yerleşimler de dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria'nın büyük bölgelerinin ilhak edilmesini öngörüyor.

İsrail’in uzun zamandır uygulamaya koyduğu toprak ve nüfusu değiştirme fikri, Filistinli vatandaşlar ve liderleri tarafından reddedildi. Trump'ın açıklamasının ardından, Üçgenin dört bir yanındaki şehirlerde protestolar yapıldı, İsrail parlamentosunun (Knesset) Ortak Liste üyesi Youssef Jabareen, bu protestoların birinde Trump'ın teklifinin "işgali ve çatışmayı sürdürdüğünü ve aynı zamanda çatışmanın devam edeceğini" söyledi.

Umm al-Fahm Kamu Komitesi Başkanı Morid Farid, İsrail'de yaşayan Filistinlilerin hedef alındığını söyledi. “1948'de İsrail devletinin oluşturulması sırasında İsrail'e 'verildiğimizi söylediler ve şimdi bizi bir metaymışız gibi taşımak istiyorlar” dedi Farid. “Sadece Üçgeni hedeflemiyorlar, İsrail'deki tüm Filistinlileri hedefliyorlar,” diye ekledi ve "Yıllardır oy kullanmayan, şimdi hedef alındıklarına inandıkları için oy vermeye karar veren insanlarla tanıştım."

Fikir Netanyahu’dan çıktı

İsrail Haaretz gazetesi Şubat ayının başlarında, Trump’ın açıkladığı planda yer alan, İsrail'in Üçgen'deki Filistinli nüfusunu Filistin devletine aktarma maddesini Netanyahu’nun istediğini bildirdi. Bir barış anlaşmasının parçası olarak bu fikir ilk olarak 2004 yılında sağcı Yisrael Beiteinu Partisi Genel Başkanı Avigdor Lieberman tarafından önerilmişti.

"Geçmişte, [toprakları, nüfusu] takas etme fikri, bazı politikacıların Lieberman gibi konuştuğu bir konuydu, ancak bu kez resmi; [fikir] resmen gündeme getirildi” diye konuştu Umm. "Hepimiz tarihi Filistin'in parçasıyız" dedi. "Bu değişime katılmıyoruz" diye ekledi, teklifin aileleri böleceğini belirtti. "Buradaki nüfusun bir parçasıyız; Hayfa ve Akka'da ailelerimiz var."

Ortak Liste için daha yüksek katılım bekleniyor

Netanyahu ve ana muhalefet partisi, Mavi ve Beyaz partiden eski silahlı kuvvetler şefi Benny Gantz, Nisan ve Eylül aylarındaki sonuçsuz seçimlerden sonra hükümet kuramamışlardı.

İsrail anketlerine göre Ortak Liste, Knesset'in 120 sandalyesinin 14 ila 15'ini kazanması bekleniyor.

İsrailli kamuoyu uzmanı Dahlia Scheindlin El Cezire'ye verdiği demeçte, Trump'ın planının önemli bir etkisi olacağına inandığını ve daha fazla Filistinli İsrail vatandaşının oy vererek bu anlamsız planı kınamaları gerektiğini ifade etti.

Filistin topluluklarındaki seçmen katılımı Eylül seçimlerinde yüzde 60 iken, Nisan ayında yüzde 50 olmuştu.

Bu arada analistler, daha önce sol partilere oy verdikten sonra Ortak Liste'ye ilk kez oy vermeyi planlayan İsrail Yahudilerinde de bir artış öngörüyorlar.

Netanyahu, geçen hafta Panet haber web sitesine verdiği demeçte, "Bu olmayacak. İnsanların Ortak Liste'ye oy vermelerini sağlama çabasının bir parçası olarak şişirilmiş bir deneme balonu" dedi.

Seçim kazanımları yapmak için bir başka belirgin teklifte Netanyahu, geçen hafta bir Facebook postasında yazdı ve daha sonra silindi. Netanyahu bu yazısında, Tel Aviv'den Suudi Arabistan'daki Mekke'ye doğrudan Müslüman Filistin vatandaşlarının Hac ibadetini gerçekleştirmesine izin vermeyi planladığını yazdı.

"Netanyahu yanıp söndüğü kadar yalan söylüyor," diye ekledi MK Ortak Listesi Ahmed Tibi başbakanın Facebook yazısı ile ilgili. "Netanyahu bizi evimizden kovmak istedi ve şimdi Hac'ı bizim için yapmak istiyor."

Yetkili, partinin anketlerine göre, özellikle Üçgen'de daha yüksek bir seçmen katılımı olacağını da sözlerine ekledi.

Sadece sembolik bir rol

İsrail'in Filistin vatandaşları, uzun zamandır kendi ülkelerinde eşit muamele görmediklerini, hukuk ve politikada sistematik ayrımcılıkla karşı karşıya olduklarını söylediler.

Temmuz 2018'de İsrail, ülkeyi Yahudi halkının ulus-devleti olarak tanımlayan ve İsrail'in 1.8 milyon Filistin vatandaşını daha da marjinalleştiren tartışmalı ulus-devlet yasasını kabul etti.

Mevzuat, Yahudi halkının "kendi içinde ulusal kendi kaderini tayin hakkına münhasır hakkı" olduğunu belirtiyor.

Merkez'deki Arap Azınlık Hakları Hukuk Merkezi Adalah'a göre, İsrail'deki Filistin vatandaşlarına ve / veya Batı Şeria'daki Filistinlilere karşı ayrımcılık yapan 65'den fazla İsrail kanunu var.

"Siyasi haklarımızı istiyoruz. Nüfusun yüzde 20'sini oluşturuyoruz ve eşitlik istiyoruz." Diyen Farid, Ortak Liste'ye temsil için oy vermenin önemli olduğunu da sözlerine ekledi.

İsrail'deki Filistin toplulukları çok sayıda sorunla karşı karşıya - aralarında, devlet projelere yol açmak için düzenli olarak toprağa el koyduğu için ciddi bir konut krizi.

Eghbariya'ya göre, Ümmü'l-Fahm başlangıçta 140.000 dunum (14.000 hektar) toprağa sahipti, ancak bugün 55.000 nüfusu için arazileri 26.000 dunuma (2.600 hektar) düştü.

Suç da önemli bir sorundur. İsrail'deki Arap Vatandaşları için Mossawa Savunuculuğu Merkezi'ne göre, 2019'da 90'dan fazla İsrail Filistin vatandaşı, "küçük bir iç savaş" anlamına gelen şiddetli olaylarda öldürüldü.

Bu arada, İsrail'in Filistin vatandaşlarının neredeyse yarısı yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Bu tür sorunlar kronik olarak ele alınmamışken, İsrail'in bazı Filistin vatandaşları şüpheci oy kullanmanın herhangi bir etkisi olacaktır.

Bunların arasında Filistinli İsrailli MK'ların "sembolik bir rolü" olduğunu ve varlıklarının İsrail tarafından "İsrail'in bir demokrasi olduğunu" göstermek için kullanıldığını hisseden Eghbariya da var.

İsrail'in Filistin vatandaşlarını temsil eden hiçbir parti İsrail yönetimindeki koalisyonun bir parçası olmamıştı ve Ortak Liste ulus-devlet yasasının geçmesini engelleyemedi.

Bir anaokulunda çalışan Layla Mahameed, "Seçimleri boykot ediyorum çünkü oyum hiçbir fark yaratmayacak; biz azınlıktayız," dedi.

"Yahudiler çoğunlukta ve sesleri sonunda kazanacak. [Temsilcilerimiz bakan olarak hizmet etmeyecek], bu yüzden bir etkisi olmayacak."

Ancak Tibi, El Cezire'nin Filistinli İsrail vatandaşlarının seçimleri boykot ederek kazanacak hiçbir şeyleri olmadığını söyledi.

"Irkçılığa ve faşizme karşı olan bir partiyi temsil ediyoruz. Halkın gerçek sesi biziz," diyen Tibi, Müslümanları boğacak "Muezzin faturası" gibi diğer tartışmalı yasaların geçmesini engellediklerini de sözlerine ekledi.