Koronavirüs bir fırsat olabilir mi?
Korona Virüs ve Tarım İlişkisi
Korona Virüsü, Türkiye için bir fırsat olabilir mi? Sorusuyla dikkatinizi tarıma çekmek istiyorum. Malumunuz virüsün öldürme yüzdesi en çok olan kitle, vücut direnci düşük, yeterli ve dengeli beslenmeyen ile kronik rahatsızlıkları olan yaşlı kesimidir. Uzmanların istisnasız hepsinin söylediği 3 şey var.
-
Hijyen ve temizliğinize dikkat edin.
-
Çok gerekmedikçe evden çıkmayın.
-
Beslenmenize dikkat edin.
İlk maddemiz çok açık ve uygulanması kolay ve ilerleyen süreç için bir sorun teşkil etmiyor.
İkinci maddemizdeki evde kalmak, işçi kesimi ve küçük esnaf için kıyamet alameti sayılır. Maddi sıkıntılar yaşanır, geçim sorunu dolayısıyla aile düzeni ve huzuru kaçabilir. Bu da manevi sıkıntıları arttırır. Ama her şeye rağmen bu sorun bireysel sorunlar olarak karşımıza çıkıyor.
Üçüncü maddemiz en önemli sorun olarak karşımıza çıkıyor. Beslenmemize dikkat etmenin yolu yeterli ve sağlıklı gıdalardan geçiyor. Evde oturup yediklerimiz bize ne kadar yetecek? Yetti diyelim, stoklarımız bittikten sonra ne yapacağımızı hiç düşünüyor muyuz?
Bu dönemler Tam da ekim zamanları, tarımsal faaliyetlerin yapılma dönemleri olmasına rağmen #evdekal sloganıyla insanları evde tutmayı en üst makamdan haykırıyorlar. Bir ekonomik istikrar kalkanı paketi açıklandı ama yine sermaye sahipleri, bankalar ve yandaş holdinglerin kazandığına ne yazık ki şahit olduk. 21 maddelik bir paket ve ardından ek maddelerle desteklenen paketin içine hiçbir şekilde tarım ve hayvancılık ile ilgili bir destek açıklamasına şahit olamadık.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Temel gıda ürünlerinin üretim, stok ve tedarik zincirinde şu an için bir sıkıntı bulunmamaktadır. Önümüzdeki dönemde de herhangi bir olumsuz durum beklenmemektedir.” Şeklinde bir ifadede bulundu. Stoklarda sorun olmaması, sorun olmadığı anlamına gelmez. Evde kalınan süreçte stoklar tüketilebilir ama bu karantina süreci bittikten sonra bizleri bekleyen tehlike nelerdir?
Bütün bu süreç içinde tarımsal faaliyetlerin durdurulduğu, çiftçilere güven verilmediği için ekimlerin yapılmadığı süreçte 2021-2022 yıllarında gıda sıkıntısı geçeceğimiz gün gibi ortadadır. Bakan Pakdemirli çiftçilere destek verileceğini duyurdu ama bilinmelidir ki nakdi yardımlar çiftçilerin bugününü kurtarabilir ama bu ülkenin geleceğini kurtaramaz. Zira bugün bütün ülkeler tarıma yönelik destek açıklamaları yapmış, çiftçiyi desteklemiştir. Ayrıca tarım ürünlerinde stok yapmakla birlikte tarım ürünlerinin ihracını yasaklamışlardır. Dolayısıyla bugün üretmeyen, ekim yapmayan her ülke yarın açlıkla imtihan olacaktır.
Peki, Bütün dünyanın imtihan edildiği bu süreçte ve ekonomik küçülmelerin önemli ölçüde baş gösterdiği ve tarımsal anlamda ihtiyaçların hâsıl olduğu bir zamanda Türkiye için bir “Krizi Fırsata Çevirmek” durumu olamaz mı? Buyurun bakalım.
Türkiye, Dünyanın en verimli toprağı sayılan Mezopotamya bölgesinde olan bir ülkedir. Dolayısıyla çok fazla çeşit ürün, çok verimli ve kaliteli mahsulün yetiştirildiği bir coğrafyadır. Bu ifadem Lise Coğrafya Bilgisidir. Bilinen bu gerçeğe rağmen tarıma yönelik bir üretim seferberliğinin olmaması çok ilginçtir. Nasıl ki ağaç dikme seferberliği başlatıldıysa aynı şekilde Türkiye’deki bütün ekim alanlarına tohumlar ekilip ve fideler dikilme seferberliği başlatılmalıdır. Bu çalışmayı yaparken Çiftçilere tohum, gübre, yakıt masraflarını en düşük şekilde tutmayı ilk ve en önemli madde olarak belirlemelidir. Ekim alanını ekemeyecek veya verimli şekilde kullanamayacak olan çiftçilerin ekim alanları devlet eliyle ekilecek şekilde takip edilmelidir. Hasat Döneminde de toplanan bütün mahsuller devlet eliyle üreticilerden alınıp devletin gözetiminde mahsullerin fazlası stoklanmak şartıyla kontrollü şekilde iç piyasada satılması sağlanmalıdır. Stoklanan fazlalıklar iç piyasada ihtiyaç fazlası olduğuna kanaat gelindiği takdirde bu mahsullerin ihracı yapılarak ülke ekonomisine ciddi bir katkı sağlanmış olacaktır. Tabi bu arada üretimin verimli, sağlıklı ve hızlı olması tohum yasasının rafa kaldırılmasıyla bağlantılıdır. Ve yine mahsullerin işlenmesi ve hayvancılık sektörüne katkıda bulunulması açısından da fabrikaların açılıp işlenmesini beraberinde getirecektir.
Böylelikle;
-
Tarım sektörü canlanacaktır.
-
Salgın sonrası tarım ürünleri konusundaki kıtlık ve krize karşı hazırlıklı olunacaktır.
-
Tarımla beraber sanayi ve hayvancılık sektörü canlanacaktır.
-
Tarımsal faaliyetlerin sürekliliği sağlanmış olacaktır.
-
Yapılan üretimin çokluğu ve verimliliği maliyeti düşürecek ve dolayısıyla tüketicinin alım gücü düşmeyecektir.
-
İhtiyaç fazlası tarım mahsulleri ihraç edilerek ekonomik kazanç elde edilecek, dünya ekonomisinde tarımda önemli bir noktaya gelinmiş olacaktır.
-
Türkiye, tüm dünya için kriz sayılan bu salgından kazançlı bir şekilde çıkmış olacaktır.
Günün önemli haber ve videoları WhatsApp kutunuzda! Telefon numaranızı yazın, hemen abone olun...
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
İmsak | 05:52 | ||
Güneş | 07:18 | ||
Öğle | 12:37 | ||
İkindi | 15:22 | ||
Akşam | 17:47 | ||
Yatsı | 19:07 |