Göktürklerin bağımsızlık ateşi
Çin tahakkümüne karşı ilk Göktürk isyanı 679 kışında başladı. A-shih-te Wen-fu ve A-shih-te Feng chih isimli iki Türk lider kendilerine bağlı boylarla ayaklanma teşebbüsünde bulundular.
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl
—
Doğu Gök-Türk devleti 630 yılında kagan İl’in (Chie-li)Çinlilere esir düşmesiyle bağımsızlığını kaybetmiş, böylece 51 sene sürecek olan Çin esareti dönemi başlamıştı.
Bu süreçte çok sayıda başkaldırılar olsa da, 648’de Çin’deki T’ang hanedanının Türk ülkesinin doğu tarafındaki hakimiyeti pekişti. Gök-Türk hanedan üyelerinden başka bütün boylar T’ang imparatorunun gücünü kabul etmek durumunda kalmıştı. Çin kaynakları bundan sonra yaklaşık 20 yıl boyunca kuzeyden T’ang ülkesine akın yapılmadığını bildirmektedir.
Çin tahakkümüne karşı ilk Göktürk isyanı 679 kışında başladı. A-shih-te Wen-fu ve A-shih-te Feng chih isimli iki Türk lider kendilerine bağlı boylarla ayaklanma teşebbüsünde bulundular. Bu liderler esir Türkleri kontrol etmek için kurulan Ch’an-yü Büyük Genel Askerî Valiliğinde görevliydiler. İlk yaptıkları, Gök-Türk hanedanından bir kagan adayı bulmak oldu. A-shih-na Ni-shu-fu’yu kagan ilan etmelerinin ardından bağımsızlık savaşı başladı.
Büyük Genel Askerî Valiliğe dahil 24 bölgenin reisleri hep birlikte ayaklanan liderlere iştirak ettiler. Her Türk kabilesi bulunduğu yerde isyana dahil olmuştu.
Böylelikle bağımsızlık savaşına katılanların sayısı 100 bine ulaştı. İsyanın kısa sürede çok geniş bir alana yayılması ve tüm Gök-Türk şeflerinin destek vermesi bağımsızlık hareketinin uzun süredir planlandığını gösteriyordu.
İsyanın boyutları karşısında çok şaşıran T’ang İmparatoru derhal büyük bir ordu hazırlamaya girişti. Bağımsızlık savaşının başladığı bölgenin vali yardımcısı Hsiao Ssu-ye’yi başkumandan tayin etti. İki generalin emrindeki ordu da ona yardım için gönderildi. Gök-Türklerle savaşmak için yola çıkan bu ordu kendine çok güveniyordu; dolayısıyla fazla hazırlık yapılmamıştı. Ancak kuzeyin soğuk iklimine alışık olmayan Çinli askerlerin derileri bir süre sonra çatlamaya başlayacaktı.
Gök-Türkler Çin ordusunu yakından takip ettiklerinden fırsatı kaçırmadılar. Umulmadık bir anda hücuma geçip karşı tarafı bozguna uğrattılar. 10 binden fazla Çinli asker öldürülürken başkumandan Hsiao Ssu-ye kendisine bağlı birliklerle savaş meydanından kaçtı. Diğer iki generalse zorlukla Çin kontrolündeki bölgelere sığınabildiler.
Bu ağır mağlubiyet karşısında çok öfkelenen İmparator, vali yardımcısını sürgüne gönderdi. Diğer generaller ise azledildi.
Hile işe yaramadı
Karşı taarruza geçen Gök-Türkler, Ting-chou’ya kadar uzandılar. Buranın valisi Gök-Türkler önünde duramayacağını ve şehri savunamayacağını anlayınca hileden medet umdu: Şehrin kapılarını açtırıp bayraklarını saklattırdı. Bu durumu görünce şüphelenen Gök-Türkler ise bir tuzak olabileceğini düşünerek içeri girmeyip geri çekildiler.
Bu beklenmedik ağır mağlubiyet Çin imparatorunu yeni tedbirler almaya sevk edecekti. General Ts’ao Huai-sun Chin-hsing’de (Ho-pei), General Ts’ui Hsien ise Chiang ve Lung-men’da (Çahar) mevzilendirildiler. Gök-Türk harekâtı doğuya kayıyordu. Ayrıca eski tâbileri olan Moğol asıllı Kıtan ve Hsi’leri de kendileriyle birlikte savaşmaları için ikna etmişlerdi. Böylece Çin’in kuzeydoğu sınırları tehlikeye düştü. Ancak Moğol boylarının isyanı Çinli kumandanlar tarafından kolaylıkla bastırıldı.
Neticede Çin’de büyük askerî hazırlıklar başlatıldı. Çin ordusunun toplam asker sayısı 300 bini buluyordu.
Günümüzdeki Sui-yüan eyaletinin Kui-sui şehrinde bulunan Hei-shan’a kadar uzanan Başkumandan (P’ei Hsing-chien), Gök-Türk ordusunu mağlup ettiği gibi önemli liderlerinden A-shih-te Feng-chih’yi de esir aldı. Yenilgi üzerine Gök-Türkler arasında karışıklık çıktı.
Bağımsızlık savaşının başında kagan ilan edilen A-shih-na Ni-shu-fu maiyetindekiler tarafından öldürülüp başı Çin’e getirildi.
681 yılında A-shih-te Wen-fu ve boyu yeni bir kagan arayışına girdiler ve çok geçmeden Gök-Türk hanedanından bir kagan (A-shih-na Fu-nien) seçtiler. Yüan ve Ch’ing bölgeleri (Kansu’da Ching-yang-hsien) Gök-Türk hücumlarına maruz kaldı. Artık Çin hakimiyetine karşı Gök-Türkler arasında kesin bir başkaldırı olduğu anlaşılmıştı. İsyanlar durmak bilmiyordu.
Casuslar devreye giriyor
P’ei Hsing-chien’e tekrar başkumandanlık verildi. General Ts’ao Huai-sun ile You-chou Askerî Valisi ona yardımcı tayin edildi.
Çin ordusu yola çıkmadan casusları harekete geçmişti. Yardımcısıyla birlikte Çin ordusuna öncülük eden Ts’ao Huai-sun’a haber getiren casusların bildirdiğine göre A-shih-na Fu-nien ile A-shih-te Wen-fu Karakum’un kuzeyinde bulunuyorlardı ve kıtlık içindeydiler. Yanlarında az sayıda asker vardı. Herhangi bir yerde eğlenmeden doğruca oraya gidilirse kolayca yakalanabilirlerdi.
Ts’ao Huai-sun casusların raporları doğrultusunda harekete geçmeye karar verdi. Zayıf ve yorgun askerleriyle ağırlıklarını Hu-lu-p’o gölünün yakınında bıraktı. Hafif süvarilerle yola çıktıysa da kimseyle karşılaşmadı. Daha önce yıkılan Sir Tarduşlardan arta kalanlarla karşılaşarak onları teslim aldı. Dağınık vaziyetteki Sir Tarduş kabileleri bu sırada A-shih-na Fu-nien’in bağımsızlık hareketini duymuş, ona katılmak üzere yola çıkmışlardı.
Gök-Türk liderlerini bulamayan Çinli kumandan Çin Seddi’ne geri dönmeye karar verdi. Buranın kuzeyinde A-shih-te Wen-fu’yla karşılaştı ama iki ordu arasında çıkan savaştan bir netice alınamayacaktı.
Heng-shui (bugün Shan-hsi’de Feng-hsiang’da) Nehri’ne gelindiğinde Ts’ao Huai-sun bu sefer A-shih-na Fu-nien ile karşılaşma fırsatı buldu. Tou İ-chao, dört generalle bağımsızlığını henüz ilan etmiş olan Fu-nien’e saldırdı. Karşılaştıklarının ertesi günü Çin ordularına hücum eden Fu-nien rakibin dört ordusunu aynı anda bozmayı başardı.
Ts’ao Huai-sun ve diğer generaller savaş meydanından kaçmış, çok sayıda Çinli asker ölmüştü. Dağılan askerlerini bir araya getiren Ts’ao Huai-sun zorla topladığı altınlar ve ipekli kumaşlarla kaganı etkileyerek barış yapılmasını sağladı.
Anlaşma sağlandıktan sonra kagan kuzeye çekilince Çin’e geri dönebildi. Başkente başarısız olmuş şekilde geldikten sonra güney eyaletlerinden birine sürgüne gönderildi.
Yeni Gök-Türk Devleti doğuyor
Başkumandan Yen men-kuan geçidini tutmuştu. Böylece Fu-nien ile Wen-fu arasında irtibat kesildi. P’ei Hsing-chien üç-dört ay gibi çok kısa sürede bütün Kuzey Çin’i karıştırarak isyan eden ikinci Gök-Türk bağımsızlık teşebbüsünü bertaraf edemeyeceğini anlamıştı. Dolayısıyla soğuk savaş taktikleri uygulamaya başladı.
Kurnazca planlar sayesinde A-shih-te Wen-fu ile A-shih-na Fu-nien’in arasını açtı. Wen-fu ani bir hücumla Fu-nien’i mağlup etti. Fu-nien yediği ağır darbe sonrası ordusunu bırakıp Yün-chung’a sığındı. Bu sırada çok sayıda askeri öldüğü için kuvveti azalmıştı.
Altın Otağ Dağı’nda levazımat ve ailesini bırakarak hafif süvarileri yanına aldı. Hedefi, az sayıdaki ordusunu sadece süvarilerden teşkil edip kalabalık fakat ağır Ts’ao Huai-sun kumandasındaki Çin ordusunu yenmekti.
Ani bir darbe planı aramaya başladı. Bu sırada P’ei Hsing-chien, yardımcılarını göndererek Fu-nien’in karargâhını ele geçirip erzaklarını aldı.
Bu arada Fu-nien bu sırada Ts’ao Huai-sun ile anlaşıp geri çekilmişti. Döndüğünde erzağı ve ailesini bıraktığı yerde bulamadı. Ayrıca askerlerinin çoğu hastalanmıştı. Kuzeye doğru giderek Hsi-sha’ya yerleşti. Pei Hsing-chien burada da Fu-nien’i sıkıştırdı.
Zor durumda kaldığını anlayan Fu-nien, P’ei Hsing-chien’e teslim olmak istediğini bildirdi. Fakat Çin ordusunun Hsi-sha’ya gelemeyeceğini düşünerek hazırlık yapmamıştı. Daha sonra Wen-fu’yu da yanına alarak başka bir yoldan P’ei Hsing-chien’e teslim oldu. Sonra başkent Ch’ang-an’a getirildiler.
P’ei Hsing-chien, A-shih-na Fu-nien’e teslim olmadan önce idam edilmeyeceğine söz vermiş; şartların zorluğunu göz önüne alan Fu-nien de savaşmadan teslim olmuştu. Fakat Çinliler verdikleri sözde durmayıp onunla birlikte ileri gelen Gök-Türk şeflerinden 54’ünü başkentlerinin doğu pazarında idam ettiler. (P’ei Yen isimli vezir, imparatoru etkileyerek öldürülmelerini sağlamıştı.)
İkinci isyan teşebbüsünün de başarısız olması Gök-Türklerdeki bağımsızlık ateşini söndürmedi; aksine artırdı. Nitekim kısa süre sonra İlteriş Kutlug ileri atıldı ve daha stratejik davranarak Çin topraklarının dışında Moğolistan’a giderek hedefine ulaştı (682).
Böylece Ötüken’de 2. Gök-Türk devletini kurduğu gibi tahtta kaldığı 10 yıl içinde Çin’deki esir Türkleri de kurtarmış oldu.
Kaynak/Derin tarih
Günün önemli haber ve videoları WhatsApp kutunuzda! Telefon numaranızı yazın, hemen abone olun...
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
İmsak | 06:04 | ||
Güneş | 07:31 | ||
Öğle | 12:39 | ||
İkindi | 15:14 | ||
Akşam | 17:37 | ||
Yatsı | 18:59 |