2023 Eğitim Vizyonu

Gerçek Olaylara Dayanan En İyi 10 Dizi

Millî Eğitim Bakanlığı’mızın “2023 Vizyon Belgesi”nin yayınlanmasının üzerinden epey bir süre geçti. Ancak bu süre çerçevesinde eğitim camiasının beklentilerini karşılayabilecek ciddi adımları henüz göremedik. Eğitim camiasında telaffuz edilen “vizyon, eğitim felsefesi, inovasyon, beceri temelli atölyeler” gibi kavramlar söylendiğinde ve reklamları da yapıldığında “Vay bee!” dedirtiyor bir süre ama iş uygulamaya konulduğunda birçok projenin sahada karşılığının olmadığı, uygulamada birçok güçlükle karşılaşıldığı görülüyor.

En iyisi örnekler üzerinden gidelim; şimdilerde birçok il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin gönderdiği resmî yazılarda “Buyurun Öğretmenim Projesi” kapsamında öğretmenlerin bir eğitim-öğretim yılı süresince veli ziyaretleri yapmalarını zorunlu kılıyor.

Peki bu proje nasıl işleyecek?

İlgili proje ve bakanlık resmî yazısı kapsamında, okullarda “veli ziyaretleri komisyonu” kurulması, kurulan bu komisyonun ziyaret edilecek öğrencileri belirlemesi, belirlenen öğrencilerin sınıf rehber öğretmeni ve dersine giren bir öğretmenle birlikte süresi bir saatten az olmamak şartıyla öğrencinin evini ziyaret etmesi gerekmektedir. İş bununla da kalmıyor, yapılan bu ziyarette veliye birtakım anketler uygulanıp ilgili formlar doldurtulacak ve yapılan ziyaret, bol gülümsemeli birkaç fotoğrafla belgelendirilecek. İşin bu kısmına kadar projeyi güç de olsa yürütmek mümkün lakin tüm eğitim-öğretim yılı boyunca (180 iş günü) okuldaki toplam öğrenci sayısının en az yüzde 15’inin ziyaret edilerek raporlanacak olmasının imkân ve ihtimali var mıdır?

Basit bir matematik hesabı yapacak olursak;

2000 öğrenci mevcudu olan bir okulda yüzde 15 hesabına göre bir eğitim-öğretim yılında veli ziyaret komisyonunun ziyaret etmesi gereken veli sayısı en az 300 olacaktır.

Her ziyaret bir saatten aşağı olmayacak, artı gidiş-gelişine de en az bir saat ekleyecek olursak bir ziyaret iki saat sürecek, bu da 600 saat demektir.

Toplamda 180 iş günü olduğu ve bu sürenin de ancak 150 gününün verimli kullanılabileceği düşünülürse okul veli ziyaret komisyonunun 150 gün boyunca günlük en az 4 saat okul dışında ziyaret için planlama yapması gerekir.

• Gerçekten bu proje hangi amaca hizmet ediyor?
• Veli toplantılarında okula getirilemeyen velileri memnun etmek adına öğretmenler ve okul yöneticileri velinin ayağına gönderilirken şu soruların cevapları düşünüldü mü?
• Bu projeye ihtiyaç var mı gerçekten?
• Yüzde 15 oranı gerçekçi mi?
• Öğrenci mevcudu fazla olan okullarda bu ziyaretleri gerçekleştirmek mümkün mü?
• Öğretmenler ve idareciler bu ziyaretleri ders saatlerinin dışında mı yapacaklar?
• Bu ziyaretlerin ulaşım vb. giderlerini okul-aile birlikleri mi karşılayacak?
• Tek müdür yardımcısı olan okullarda, müdür yardımcısı ziyarete giderse onun nöbet görevini ve okul ile ilgili iş ve işlemleri aksamayacak mı?

Son ve en önemli soru;

“Buyurun Öğretmenim” projesi yasal dayanaktan yoksun mu?

Bu projeyi ortaya koyan kıymetli akıl sahipleri acaba sahada bir pilot çalışması yaptılar mı? Bu proje ile ilgili öncesinde okul yönetimi ve rehberlik birimi zaten böyle bir çalışmayı gönüllü olarak yürütüyordu. Görüne o ki yeni yönetmelikle öğretmenin gönüllü olup olmadığı aranmaksızın dayatmacı bir anlayışla uygulamaya konulması; okulu bir işletme, öğretmeni çalışan, öğrenciyi ürün/çıktı, veliyi de müşteri gören bir anlayışın yansımasıdır. 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nda, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde ve Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde öğretmenin görevleri başlıkları altında veli ziyareti ile ilgili bir görev tanımı yoktur. Bu durumda söz konusu proje bir angaryadır, angarya ise anayasal bir suçtur.

2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde “2023 Eğitim Vizyonu’nun, 21. yüzyıla dair eğitim önerisi, 21. Yüzyıl Talim ve Terbiye Modeli şeklindeki çift kanatlı bir okumadır. Sadece beceri kazandırmak hayatı göğüslemeye yetmemektedir. Gerekli olan insana ait evrensel, yerel, maddi, manevi, mesleki, ahlaki ve millî tüm değerleri kapsayan ve kuşatan bir olgunlaşma, gelişme, ilerleme, değişim ve ahlak güzelliğidir.” ifadelerine yer verilmiştir ancak bu projeyi kaleme alanların, öğretmeni kendi isteği dışında veli ziyaretine tabi tutması, insanî olmadığı gibi hiçbir yasal dayanağı da yoktur. Daha da önemlisi Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun gündemde olduğu şu günlerde, bu anlayışın hâkim olduğu bir ortamda çıkacak bir meslek kanununun getirisinden çok götürüsünün olacağı izlenimi ortaya koymaktadır.

Son söz;

“Eğitimin ana ögesi ve baş öznesi insandır.” diyen bakanlığımız yetkilileri bu projeyi hazırlarken anlaşılan öğretmenin de bir insan olduğunu, eğitimin ana ögesi olması gerektiğini unutmuş görünüyor…