Tam sebzeleri dikerken bahçede, telefonum çaldı. Çocukluğumdan beri yakinen tanıdığım, yaşlı, mübarek bir ağabey…
Ellerimin tozunu, çamurunu şöyle pantolonuma sürüverip biraz temizledikten sonra açtım hemen telefonu... Selam ve hal hatırın ardından:
- Sofu nerdesin?
- Köydeyim ... Abi, bahçede sebze dikiyorum.
- Hadi yaa, tüh!..
- Hayıdır abi, ne oldu?
- Sofu be, senden bişey rica etcektim.
- Buyur abi, ne demek…
- Ya biliyosun çalışamıyorum, hanımın vefatından beri bizim kıza (zihinsel ve bedensel engelli, 45 yaşında) bakıyorum, evdeyim. Engelli maaşı da hanımın üzerineydi, vefat edince benim üzerime daha henüz geçmedi. Evde bir ramazan pidesi alacak para yok. Buralardaysan bir pide alıver diyecektim.
- Ne demek ... Abi, tamam hallederiz hemen Allah'ın izniyle...
Telefonu kapattım. Boğazıma bir yumru oturdu ki, sormayın... Nefes alamadım…
[Engelli aylığından başka hiçbir gelir yok, ev kira, ayakkabı boyacılığı yaparak geçimimi sağlıyordu, hanımı vefat edince artık çalışamıyor! Çocuğunun başından ayrılamıyor.]
Sebzeleri de henüz yeni ekmeye başlamıştım. Ama o pide de hemen alınmalıydı. O abiyi benim gibi eskiden beri tanıyan bir arkadaşımı aradım iki kez, ulaşamadım.
Arayıp yardımcı olmasını rica edeceğim çok kişi var elbette. Ama o an içimin acısıyla kimseyi arayamadım. Olmazsa, toparlanıp hemen gideyim dedim kendi kendime...
Çünkü, yokluğun acısını bilirim... Kimseye söyleyemezsin… Samimiyetine güvenip zarla zorla söylediğin bir şey de gecikti mi alınırsın... incinirsin... kahrolursun...
Oturdum toprağın üzerine, kalben Rabbime münacaatta bulundum. Henüz duam bitmemişti ki, telefonum çaldı.
Az önce aradığım arkadaşım döndü herhalde diye beklerken, baktım, sevdiğim, değer verdiğim başka bir kardeşim. Açtım telefonu ve bakın diyaloğumuz aynen şöyle:
- Selamün aleyküm Hocam, nasılsın?
- Aleykümselam M..... m, hamdolsun iyiyim, sen nasılsın?
- Hocam, bizim fitreleri nereye vereyim? Sen daha iyi bilirsin çevremizdeki hakiki ihtiyaç sahiplerini?
- ...
- Hocam duydun mu, hocam... Hocam... Hocam, orda mısın?!..
- Duy-dum M... (Gözlerim dolu, boğazımı tıkayan yumrudan konuşamaz halde…) duydum, duydum... da... bi dakika.. Afedersin…
Ağlamaktan konuşamadım bi an...
Aslında, Mülk'ün Asıl Sahibi (cc), duymuştu...
Hemen bizim abinin adresini verip, kardeşimi ona yönlendirdim... 10 dakika geçmeden aradı, "emaneti dediğin yere bıraktım hocam" dedi.
Allah kabul etsin!
Duası geri çevrilmeyen mübarek bir adamın ihtiyacını, Rabbim, samimi, mütevazi ve iyi bir adamı göndererek giderdi…
Ben de öylece bakakaldım ibretle...
* * *
Ne diyeceğimi de bilemiyorum... Ama hayatım boyunca binlerce kez şahid olduğum bir enstantanenin yeniden şahidi olmanın heyecanı işte benimkisi...
ALLAH AZZE VE CELLE, sevdiği kulunu, hiç sahipsiz bırakır mı?!
"O", her şeyi en iyi gören ve bilendir!
"O", ne güzel vekildir!
* * *
Allah cc, niyetlerinizi, yolunuzu, yarınlarınızı hayırlı kılsın,
Hayırlı ve sevdiği insanlarla yaren eylesin,
Dualarınızı, ibadetlerinizi ve hayırlarınızı kabul eylesin,
Razı olduğu salih/a kullarından eylesin,
Razı olacağı işlere vesile eylesin!..
Recep Hoşgöz 4 Yıl Önce
Rabbim cümlemizin yollarını birbirini Allah için sevenlerle kesiştirsin
H. Y. Kaya 4 Yıl Önce
Amin amin amin Allah razı olsun başkanım