-->
Mevzu TV | Mevzu sadece haber değildir.
2021-04-11 00:45:00

Dolar operasyonunun perde arkası ve Halkbank duruşması

Mehmet Emin Sofuoğlu

11 Nisan 2021, 00:45

2009-2015 yılları arasında Demokratik Sol Parti'nin Genel Başkanı olan ve bir dönem Ekonomi Bakanlığı da yapan Dr. Masum Türker, dün katıldığı bir programda çarpıcı bir açıklama yaptı. Açıklamasından bir kesit aynen şöyle:

"2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden birkaç ay evvel Türkiye yurt dışındaki bütün altınlarını ülkeye taşıdı. Bu çok önemli bir konu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yurt dışına karşı dik duruşunu, gücünü buradan alıyor. Devletimizin, yurt dışında rezerv adı altında emanette parası yok artık. Bu milli olarak övünülecek bir durum.

"Yurt dışından altınlar Türkiye'ye taşındıktan sonra saldırıya geçtiler. Berat Albayrak, yurt dışındaki altınları getirdi, saldırı başladı!" 

DSP'li Sayın Türker, bu açıklamasıyla, CHP'nin "128 milyar dolar nerede?" algısını da çürütmüş oldu. 

CHP ve yandaş medyası, Türkiye ekonomisine yönelik '128 milyar dolar nerede?' şeklinde algı operasyonu başlatmış ve eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı sistematik olarak hedef almışlardı. 

Sayın Berat Albayrak'ı, uluslararası para baronlarını kündeye getirdiği için kutlamak gerek! 

Berat Bey, gerçekten müthiş bir operasyon yapmış. 2018 yılında yurtdışındaki tüm altın rezervlerimizi, Londra'da swap yapıyoruz görüntüsü vererek toplamış, topladıklarını altına çevirmiş ve küresel şer şebekesine hiç hissettirmeden uçaklarla onları ülkemize taşımış.

(Swap yapmak: İki tarafın belli bir süreç içinde, önceden anlaştıkları oran ve koşullarda belirli miktardaki para, faiz veya dövizilerini değiştirmek suretiyle gerçekleştirdikleri işlem) 

Küresel baronların hiç biri bu operasyonumuza uyanamamışlar, tam 1 ay sonra farkına varmışlar. Ama olan olmuş, Türkiye, tüm rezervlerini çekmiş, altına dönüştürmüş ve ülkemize getirmiş. 

Konu milli güvenlik meselesi olduğu ve aşırı hassasiyet içerdiği için o günlerde hiç kimse yazmadı ve konuşmadı! 

Merkezi Bankalar Sistemi olan ve 23 Aralık 1913'te kurulan ABD'nin merkez bankası FED'de bulunan yaklaşık 5 milyar dolarımızı çekip hepsini külçe altına çevirerek, 1 centimizi bile Amerika Birleşik Devletleri'nde bırakmamışız! 

Altın külçelerin ülkemize gelmesinin ardından ekonominin küresel baronları, Türk Lirasını short edip açığa satarak dolar talep ediyorlar.

(Short etmek: İlgili paritenin değerinin düşeceği beklentisi ile satış yapılması durumudur. Örnek vermek gerekirse; Dolar fiyatının düşeceği beklentisi ile elinizdeki Dolar'ı Türk Lira'sına çevirerek düşüş fırsatını değerlendirmiş olursunuz. Buna short etmek denir.) 

Ardından küresel egemenlerin ülkemizdeki 'milli görünümlü' işbirlikçileri, şirketleri ve bankaları ile dolar alımına başlıyor. Yani bizi her yönden sıkıştırmaya çalışıyorlar. Biz, yurtdışına Türk Lirası vermeyince o gece Londra'da Türk Lirası faizleri %1000 oluyor.

Ardından bu faiz, TL-USD swapı ile düşürülmeye çalışıldı. Daha sonra 2 puan faiz artırılarak yerli dolar mevduatlarının çözülmesi hedeflendi. 

Hedeflerinin, doların 12 TL olması olduğu açıktı ama tuzakları ellerinde patladı. Planlarının, doları toplayıp sonra en yüksekten bozduracakları ve hisse değerlerini %20 düşürdükleri Borsa İstanbul (Eski adıyla İstanbul Menkul Kıymetler Borsası)`ndan hisse alacakları olduğu ilgililerce belirtilmişti. 

BIST (Borsa İstanbul'da) düşüş hacimsiz olunca planları çöktü ve hisse alamadılar! 

İlgili çevrelerde, bunların, Turkcell, Petkim, ttkom gibi milli hisselerimizi ele geçirmek istedikleri konuşuluyordu.

Sonra, ABD'den çektiğimiz paramızı, bize muhalefet vasıtasıyla sordular. CHP o günlerde otobüs duraklarına bile reklam vermiş, yapıştırdıkları afişlerle "128 Milyar dolar nerede?" diye sormuştu. 

Şimdilerde herkes anladı ki, 128 milyar dolar, Türk Milleti'nin kasasında! 

Operasyonun hala sürdüğü ifade ediliyor halen. Ayrıntıları, ilerleyen günlerde kamuoyu öğrenir! 

Dolar toplayanlara gelince, ellerindeki dolarların nasıl patlayacağını yakında göreceğiz! 

Dolar ile başlayan ihanet, tüm şiddetiyle hala devam ediyor. Ama Allah'ın yardımı ve büyük devletimizin ferasetli idarecilerinin stratejileri ile asla muvaffak olamayacaklar! 

Ha bu arada ABD'de bugün Halkbank davası var. Bu davadan meded uman dolarcılar, ABD'ye; siz bu davada yargılmaya izin verin, biz de Kanal İstanbul'u durduralım" diye bir söz verdiler mi acaba?! 

Son bir haftadır piyasalarda, alttan alta, “Pazartesi günü Halkbank davası var, dananın kuyruğu kopacak” diye doğmamış çocuğa don biçenler var da.. 

Pazartesi günü New York İkinci Bölge İstinaf Mahkemesi’nde, Halkbank, hâkim karşısına çıkacak ve “Bağımsız Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası” nedeniyle, ABD’de yargılanmasının mümkün olmadığına karar verilmesini isteyecek.

New York İkinci Bölge İstinaf Mahkemesi, Halkbank’ı haklı bulursa, New York Güney Bölgesi Federal Savcılığı’nın suçlaması ve dava hemen düşecek. Aksi olur da, Halkbank’ın yargılanmasına karar verilirse, Halkbank’ı yargılamak isteyen alt mahkemenin duruşma günü 3 Mayıs.

Tabi jüriyi ve hazırlığı yetiştirebilirlerse.. Covid-19 salgınının mahkeme süreçlerini hala ciddi bir şekilde etkilediği belirtiliyor. 

Bu dava süreciyle ilgili kamuoyunda ciddi yanlış anlaşılmalar var. Halkbank’ın ceza alması halinde bile bu cezanın tahakkuk ettirilmesi çok uzun bir sürede tamamlanabilir. 

Jüri, duruşmalarda Halkbank’ı suçlu bulursa, hakim cezanın belirleneceği karar duruşması için yeni bir tarih belirleyecek ve karar duruşmasında Halkbank’a verdiği cezayı açıklayacak. 

Tabi yargı süreci bu aşamada da sürecek. Halkbank’ın, Amerikan yasalarına göre, aleyhine verilen bu kararı temyize götürme hakkı var. 

Eğer Halkbank ceza alırsa, tabii olarak temyize başvuracak. Bu da yeni uzun bir yargı süreci demek olacak. Halkbank’a cezanın tahakkuk edilmesi çoook uzun bir zaman alabilir.

O zaman dek bakalım ABD, ayakta kalacak mı?!.. 

Yorumlar (1)

Mesut hoca 4 Yıl Önce

Allah razı olsun inşAllah hiçbir iş ve oluşum dışarıdan göründüğü gibi değil be hocam

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.