Beyninizin Sınırlarını Keşfedin Ve Onunla Tanışın
Şu an devam eden, İçişleri Bakanlığı’nca desteklenen bir projede, Farklı Düşünme Becerileri Atölyesi’nde hafta sonları 12-25 yaş arası gençlerle online olarak buluşmaktayım. Bu yazımda farklı düşünme becerileri atölyesindeki gençlerin davranışlarından ve farklı düşünmenin ne işe yarayacağından bahsedeceğim.
Dünyaya gözlerini açan bir bebek hayatını idame ettirmek için karnını doyurmaktan, su içmekten ya da derdini anlatacak en küçük bir konuşma becerisinden acizdir. Bebeğin acizliği annede ya da ilk bakıcısında bir şefkat uyandırır ve acizliğin arkasından gelen bir kuvveti ortaya çıkarır. Daha sonra ağlayarak temel gereksinimlerini karşılamayı öğrenen bebek böylece bir problem çözümünü kendince halletmiş olur.
Bebeğin gelişimi arttıkça hayattaki seçenekleri ve problemleri de çeşitlenmeye başlar. Artık bebekken geliştirdiği, her şeyi ağlama yoluyla elde etme çözümü başarısız kalır. Akranlarıyla ya da akrabalarıyla olan ilişkilerinde, evdeki rollerinde ya da derslerinde olan problemler gittikçe artmaya başlar. Karşılaştığı her problemin ardından kendisinin ya da ailesinin yardımıyla üretilen çözüm yolları ömür boyu onun rehberi olur. Anne-babalar ya da çevresindeki bakıcılarının hayata karşı duruşunu çocuk da kendisine tatbik eder ve problem çözme davranışı ebeveynlerinkinden çok da farklı olmaz.
Çocuk büyür, yetişkin olur; evlenir, çocuk sahibi olur. Hayatında birçok alanda ve ilişkilerinde değişiklik olur. Ancak değişmeyen bir olgu vardır ki; o da hayatta karşılaştığı problemlere karşı duruşudur.
İşte, Farklı Düşünme Becerileri Atölyesi’nde gençlerle ulaşmak istediğim en temel hedef; bireylerin ilerde ve şu anda karşılaştıkları problemlere karşı çözüm yollarını çeşitlendirmektir. Bazen bireyler problemle karşılaştıkları zaman herhangi bir çözüm yolu üretemez. Bazen çözüm yolu üretirsiniz, ancak yetersiz olur; başka yollara ihtiyaç duyarsınız. Bazen de birçok yol bulursunuz ancak çözüm için harekete geçecek motivasyonunuz olmaz. Gençlerimizin farklı düşünme becerilerini geliştirerek bu çözüm yollarını artırmak ve olaylara bakış açılarını biraz daha değiştirmek için atölye çalışmaları yapmaktayım.
Farklı düşünme becerileri atölyesinde sadece problemlerin çözümüne odaklanmıyorum. Bu atölyede, bireylerin ezberci sistemin dışına çıkarak karşılaştıkları her olguyu atomlarına kadar ayırarak öğrenmeleri hedefliyorum. Öğrencilerin derslerinde gördüğü konular, hobiler ya da oynadığı oyuncaklar bu atölye çalışmasından sonra daha farklı bir anlam kazandığını görmekteyim.
Bahsettiğim bu atölyedeki çalışmalarımda gençlerin özgüven kazanmaları, girişken olmaları, sıradan olandan uzaklaşıp üretir hale gelmeleri, motivasyon kazanmaları ve iletişim becerileri gibi bir çok konular üzerinde duruyorum.
Farklı düşünmek ya da yeni bir şeyler ortaya çıkarmak denilince aklınıza sadece sanat eserleri ya da üretilen yeni teknolojik kolaylıklar mı geliyor? Ya da özgün olarak kaleme alınmış bir roman, resmedilmiş bir tablo mu?
Aslında farklı düşünmek ve yeni bir şey ortaya çıkarmak günlük hayatta da karşılaşacağımız şeyler olabilir. İş hayatımızda ya da evde perde asarken, yemek yaparken veya bir matematik problemi çözerken…
Ancak bir parantez açıp değinmem gereken bir konu var. Yeni bir şey ortaya çıkarmak, farklı düşünmek ya da icat kavramlarını “yaratmak” kelimesinden ayrı tutuyorum. Yaratmak, kelime manası olarak “yoktan var etmek” anlamında olduğu için icat kelimesinin yerine kullanılması anlatım bozukluğuna sebep olmaktadır. Örneğin, Mimar Sinan eserlerini inşa ettiğinde dünyada zaten var olan tahta, demir ya da toprak gibi maddeleri bir araya getirmiş ve özgün bir eser inşa etmiştir; toprağı ya da tahtayı yaratmamıştır. Tolstoy, yazdığı romanlarda dünyada zaten var olan kelimeleri sadece kendine has ustalıkla bir araya getirerek okurlarına sunmuştur. İbn-i Sina, dünyada var olan ve daha önce yaratılmış bitkileri bir araya getirerek merhemlerini, ilaçlarını yapmıştır. Bu örnekleri Edison, Tesla gibi ya da günlük hayatta ürettiğimiz şeyler üzerinden çoğaltabiliriz. Dolayısıyla yoktan var etmek yalnızca ve yalnızca Allah’a mahsus bir durumdur, yaratıcı O’dur.
İşin içerisine düşünmek ve üretmek gibi kelimeler girince beyinden konuşmamak olmaz. Farklı düşünmek, farklı açıdan bakmak ya da en ufak bir şey üretmek için beynin konfor alanından biraz uzaklaşmak gerekir. Peki nedir bu beynin konfor alanı? Beyin hiçbir zaman riske girmeyi sevmez. Hata yapmaktan ve eleştirilmekten korkar. O yüzden beyin, daha önce tecrübe ettiği ve alışık olduğu yollardan gitmek ister. Çünkü beynin konfor alanının dışında bizi belirsizlik, kaygı ve korku bekler. Konfor alanının içerisinde ise arzularımızın bize dayattığı şeyler vardır. Yeni bir şeyler üretmek ise tam da konfor alanlarının dışındaki gerginlikten doğmaktadır. İnsan keyifli olduğu ve dayatmanın olmadığı zamanlarda olağanüstü düşünemez. Bazen mucizeler konfor alanlarının dışında gerçekleşir. Ben de katılımcılarımla birlikte farklı düşünme becerileri atölyesinde biraz beynimizin konfor alanının dışına çıkmasını sağlıyor, onu yoruyor ve üretime hazır hale getirmeye çalışıyoruz.
Farklı düşünmek ve üretmek için bazen de saçmalamak gerektiğini düşünüyorum. “Saçmalamanın, yeni bir fikir üretmeden önceki son durak olduğunu öğretmeye çalışıyorum.” Çünkü saçmalayınca da etraftan eleştiri geleceğini düşünerek aslında beyin yine konfor alanını terk ediyor. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethi esnasında gemileri karadan yürütme kararı aldığında muhtemelen etrafındaki komutanlar ve vezirleri padişahın aklını kaybettiğini ve saçmaladığını düşünüyordu. Ancak bu fikir işe yarayınca belki de tarihin en saçma fikri, tarihin en dahiyane fikirleri arasında yer aldı ve İstanbul fethedilerek Peygamber Efendimiz’in hadisine mazhar olmuş oldu. Dolayısıyla bu atölyede gençlerimize saçmalamaktan korkmamaları konusunda çalışmalar da yürütüyoruz.
“Z Kuşağı” diye adlandırılan bu nesil için aslında bu ibareyi kullanmayı sevmiyorum. Yeni nesil desek yeterli. Eskisinden farklı olmayan bir nesil aslında. Şartların ve çevrenin değişmesini algılamakta güçlük çeken yetişkinlerin, algılama düzeyi daha gelişmiş olan nesle verdiği sadece bir etiketten ibare olan bir terim bana göre. Farklı düşünme becerileri atölyesinde bu yeni nesil gençlerle çalışmak bana çok keyif veriyor. Dünyaya bakışları ve algılama düzeyleri harika. Ancak gel gelelim eksik bir şeyler var. Bu eksikliğin, ilk bakışta duygu çeşitliliğindeki kısırlık olduğunu düşünsem de içinden çok daha farklı şeylerin çıktığını gördüm. Sonraki yazımda da bu nesil için sınırlandırdığım gözlemler üzerine konuşalım. Ne dersiniz?
Günün önemli haber ve videoları WhatsApp kutunuzda! Telefon numaranızı yazın, hemen abone olun...
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
İmsak | 06:06 | ||
Güneş | 07:33 | ||
Öğle | 12:39 | ||
İkindi | 15:13 | ||
Akşam | 17:35 | ||
Yatsı | 18:58 |