Gizli Vergi: Enflasyon
“Enflasyon 2019 Aralık ayında %0,74 arttı. Yıllık bazda artış ise %11,84 oldu.” Açıklamasını haberlerde hepimiz duymamışızdır muhtemelen, çünkü haber izlemiyoruz. Ne TÜİK ne de TCMB sayfasındaki istatistik ve duyurular alanlarından da okumamıştır, çoğumuz. Peki nedir bu cümlenin manası?
“Yıllık bazdaki artış %11,84 oldu.” Cümlesindeki, yıllık bazda gelirinin %11,84’ünü nereye verdiğini bilmeyen vatandaşı bulunuz, sorusuna sizler cevap ararken, ben de bir nevi vergi olan enflasyon hakkında biraz bilgi vereyim.
Enflasyon, fiyatlar genel seviyesinin sürekli artış göstermesi olarak karşımıza çıkar iktisat kitaplarında. Oysa bu tanım enflasyonu değil, enflasyonun sonucunu ifade eder. Çünkü fiyatların artış göstermesinin altında yatan bazı sebepler olmalıdır. Bu sebepleri 2 temel argüman üzerinden açıklamak mümkündür.
Birinci sebep; talep edilen paranın arzdan fazla olması, diğer bir deyişle arzın talebi karşılayamamasıdır. Yani piyasanın ihtiyaç duyduğu para piyasaya sürülemiyor. Dolayısıyla maliyetlerin karşılanması için gerekli parasal eksiklik fiyat artışı ile karşılanmaya çalışılmakta ve maliyet enflasyonunu doğurmaktadır.
Diğer sebep ise piyasaya arz edilen paranın talep edilen paradan fazla olmasıdır ki bu durum da piyasada para miktarının artışına sebep olmakta ve dolayısıyla iç piyasada artış gösteren para miktarı, paranın değerinin düşmesine sebep olur. Değeri düşen paranın da satın alma gücüne etkisi negatif olacağından yine enflasyonu doğurur.
Sebeplerden yola çıkacak olursak enflasyonu, “Talep edilen para ile arz edilen paranın birbirine eşit olmamasından doğan zararın, vatandaşa ödetildiği vergi türüdür.” şeklinde tanımlamamız yanlış olmasa gerek.
Devlet, para arzı ve para talebi arasındaki dengeyi sağlamadığı sürece gerek paranın değerinde oluşacak düşüş, gerekse maliyetlerdeki artış vatandaşın gelirinde önemli ölçüde değer kaybına sebep olmakta, satın alma gücünü emmektedir. Daha da kötüsü, gelirinin %11,84’ü kesilen vatandaşın ödediği bu vergi kime ödeniyor bilinmiyor. O denli gizli işte.
Peki bu vergi (enflasyon) yükümüzden kurtuluş reçetesi nedir? Sorusunun cevabı aslında çok basit: Üretim yapacak, basılan parayı üretime akıtacağız. Bu kadar.
Öncelikle üretim alanı yani piyasaya arz edilecek paranın gideceği sektör tarım olursa, çiftçi rahatlamış olacak. Çiftçiye yapılacak destekle çiftçinin maliyeti düşeceği için doğal olarak tüketicinin masrafı da düşecek ve satın alma gücü artmış olacaktır. Tarım ürünlerinin mahsul süresi kısa olduğu için (1-1,5 yıl gibi bir süre) piyasaya sürülmüş olan paranın karşılığı olarak bir ürün/mal çıkacak. Dolayısıyla arz edilen parayı, talebin karşılığı olarak görüyoruz. Hâl böyle iken piyasaya sürülen para, enflasyon etkisi doğurmayacak ve vatandaşa yüklenen bu yük ortadan kaldırılmış olacaktır.
Tarım ve hayvancılık ne kadar çok desteklenirse vatandaşı fakirleştiren enflasyon etkisi o kadar kırılır.
Enflasyon etkisini şöyle de minimize etmemiz mümkündür: Stokçuluk…
Devlet hasat dönemi geldiğinde maliyetin yüksek olmasından dolayı yüksek fiyattan satılması beklenen ürünleri üreticiden piyasa fiyatı üzerinden (Üreticinin mağdur edilmemesi için) alır. Gerektiğinde piyasa fiyatı altında bir fiyatla da tüketiciye satar (Tüketicinin satın alma gücünü arttırır). Böylelikle enflasyon etkisi kırılmış olur. Peki devletin kazancı nedir? Diye sorduğumuzda karşımıza şöyle bir cevap çıkıyor.
Üretici, ürettiği mahsulden zarar görmemiş, karşılığı olan parayı erkenden ve toplu aldığı için yeniden üretime başlar ve üretimin sürekliliği sağlanır. Tüketicinin satın alma gücü arttığı için ilgili mahsulden daha fazla alması söz konusu olacağı gibi, tüketiciye sağlanan rantın farklı bir alanda harcanması ile piyasanın canlanması söz konusu olur. Bu süreklilik devletin gelir kalemini dolaylı veya doğrudan arttırmış olacaktır.
Tüketici Rantı: Tüketicinin almaya razı olduğu fiyatın altında satın alma yapmasıdır.
Günün önemli haber ve videoları WhatsApp kutunuzda! Telefon numaranızı yazın, hemen abone olun...
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
İmsak | 05:52 | ||
Güneş | 07:18 | ||
Öğle | 12:37 | ||
İkindi | 15:22 | ||
Akşam | 17:47 | ||
Yatsı | 19:07 |