Kainat Seyyahı oyunu bağlamında milli bir gelecek tasavvur etmek

Yaratılan her şey; bitkiler, hayvanlar ve insanlar, en küçük mikroorganizmalara kadar her yaratılan neslini devam ettirme içgüdüsü ile yaşar. Bu sebepten ötürü insan, belli gelişime ulaştıktan sonra aile kurar ve ailenin meyvesi hükmünde olan çocuklar dünyaya gelir. 

Çocukların dünyaya gelmesi ile beraber ebeveynler çocukları üzerine titrer, onların gelişimi için endişelenir. Daha sağlıklı büyümeleri için ellerinden geleni yaparlar. Bu sağlıklı gelişim hem fizyolojik hem de psikolojik tabanlıdır.

Dokuz ay boyunca anne karnında yaşamını sürdüren insan dünyaya geldiğinde anne karnı gibi güvenilir bir yer arar. Annesinin yüzüne baktığında ve nesnelerle kurduğu ilişkide bebeğin aradığı ilk şey güvendir. Kendisini güvende hissetmediği zaman ise hemen sinyali verir ve ağlar. Bunu şöyle bir metaforla izah etmek daha anlamlı olabilir: Dünyadan çıkıp yeni bir gezegene ya da hiç tanımadığınız bir yere gittiğinizi düşünün. Gittiğiniz yerin özelliklerini bilmiyorsunuz, ne yenilir, ne içilir bilmiyorsunuz. Nasıl konuşulduğu, nasıl istendiği ya da nasıl verildiği hakkında hiçbir fikriniz yok. Karşınıza çıkan ilk kişi size güzel davransa, yemeğinizi verse, size o yeri anlayacağınız dilde tanıtsa, sizi her açıdan rahat hissettirse o yabancı olduğunuz yere ve insanlara karşı bir güveniniz olur. Tam aksi durumda ise, yani yabancı olduğunuz yerde karşınıza çıkan kişi size kötü davransa o yere güvenemezsiniz. Orası size cehenneme döner. Geldiğiniz, bildiğiniz yere geri dönmek istersiniz. Bilinmeyenin verdiği kaygı dört bir yanınızı sarar. İşte, bebeklerin dünyaya ve çevreye bakışı da bu örüntü üzerinden kurulur. Sınırlara saygı gösterilen, sevgi ve güven kültüründe yetişen çocuklar için dünya güvenilir bir yerdir. İleriki yaşamlarında daha atik, daha yapıcı, daha girişken, daha başarılı ve daha mutlu olurlar. Ancak korku kültüründe yetişen çocuklar için dünya güvenilmez bir yerdir. Her an bir tehlikeye maruz kalacak şekilde yaşarlar. Daha stresli, daha kaygılı ve daha öfkeli olurlar.

Şu an içerisinde bulunduğumuz 21. Yüzyıl koşulları ise çocukları geleceğe güvenle taşımak için oldukça çetrefilli bir hal almış durumda. Çocukların üzerine dört bir taraftan gelen zehirli oklara karşı anne babalar kendilerini siper etmiş vaziyetteler. Ancak ne kadar önlem alınırsa alınsın yine de çocuklarını kötü durumlardan koruyamadıklarını dile getiren anne babalar var. Çünkü günümüzde çocuk yetiştirmek, eskiden olduğu gibi dört duvar arasında, kapının önünde, sokakta sınırlı kalmıyor. En güvenli hissettiğiniz evinizde bile teknolojik araçlar vasıtası ile dünyanın öteki ucundan gözlenebiliyorsunuz. 

Teknoloji ile bu kadar iç içe girmişken teknolojiden, ekrandan, internetten ya da telefondan uzak kalmak günümüzde mümkün değil. Bu mümkün değilse yapılacak tek şey var. Sen teknolojinin esiri olma, seni teknoloji yönetmesin. Sen kendi sınırlarını koy ve teknolojinin dizginlerini eline al. Teknolojiyi ve ekranı daha işlevsel kullan.

Tam da bu bağlamda merakla beklenen oyun “KAİNAT SEYYAHI” tamamlandı ve sizlerin beğenilerine sunuldu.

“Kainat Seyyahı” oyununun tamamen yerli argümanlarla karşımıza çıktığını görüyoruz. Kullanılan grafikler, semboller ve dil tamamen bizden; yerli ve milli. Çocuklarınızın ne oynadığı ya da ne izlediği hakkında endişesi olan ailelerin merakını cezbeden bir oyun.

Oyunun Videosu https://youtu.be/RT4zPbWdI5I

Ailelere bir soru yönelttiğimizde; “Çocuklarınız eline telefon ya da tablet aldığında girdiği içeriklerden, oynadığı oyunlardan beklentiniz nedir?”

Verilen cevap ise genel manada bizi şaşırtmadı: “Hem eğitici hem de eğlenceli olsun, bunun yanında çocuklarımızı kötü davranışlara sevk etmesin ve güvenli olsun”. Ailelerin cevabı buydu.

“Kainat Seyyahı” oyununu oynadığınız zaman içerikler çocuklarınızın eğitimine katkıda bulunacak, hem de çocuk yaşta öğrenilmesi gereken bir takım temel deneyimleri çocuğunuza kazandıracak.

Oyunun özenle hazırlanmış dili ve kurgusu çocuklarınızın empati gücünü yükseltecek, mazlumun ve haklının yanında olunması gerektiği ilkesini benimsetecektir.

Günümüzde silah, kılıç ve savaş terimleri çoğunlukla olumsuz cümlelerin içerisinde kullanılmaktadır. Oysa ecdadımızın kılıcı mazluma dokunmamıştır, aksine zalimin zulmüne dur demek için kullanılmıştır. 600 sene boyunca hükmettiği coğrafyalara adaleti ve hoşgörüyü götüren ecdadımızın torunları olarak, bu algıyı çocuklarımıza yeniden kazandırmak zorundayız.

Müslüman coğrafyalarında zulüm devam ederken ve bu zulmü gerçekleştirenlerin Müslümanları katil gibi göstermeleri hakikaten cambazca bir tüccarlık örneğidir. Dünyada algıyı yöneten bir avuç zalimin islamofobi terimini üretmeleri, bu manada çok da tesadüf görülmemektedir. Hiç masumca bir söylem değildir.

Bizim de karşımızda yer alan, değerlerimize saldıran bu güruha karşı anladıkları dilden konuşmamız gerekir. Şimdi onlar teknolojiyle, yaptıkları oyunlarla ve dizilerle saldırıyorlar. Kadim coğrafyamızda, bizi biz yapan en güçlü hazinemize; ailemize ve çocuklarımızı yetiştirirken temel aldığımız argümanlara hunharca saldırıyorlar. Bizim de bu kanaldan cevap vermemiz hedefe atılan bir ok gibi anlam taşımaktadır. Bu yüzden “Kainat Seyyahı” ve bunun gibi oyunlarla çocuklarımız sahip olduğumuz değerleri daha yakından ve anladıkları dilden tanıyacaklardır.

Ayrıca oyunda kullanılan dil ve içerikler sağlam bir iletişim örneğini de bize sunuyor. Çocuklarınızın kulağına küpe olacak ve gelecek yaşamlarında onların ışığı hükmünde olacak bilgiler oyunda çocuklara sunuluyor.

Oyun, eğitici olmasının yanında gayet başarılı ve profesyonel bir senaryo ile yazılmış. Bu senaryo kaliteli grafiklerle taçlandırılmış ve yetişkinlerin de zevk alabileceği tarzda tasarlanmıştır.

Bir diğer değineceğim konu ise oyunu hayata kazandıran, oyunu tasarlayan kahramanlar… Daha önce bir ip bile üretmekten aciz olan ülkem, bugün dünya ile yarışır seviyede siha, iha, solunum cihazı, uçak, denizaltı ve oyunlar üretmekte. Teknolojide adeta yeni bir çığır açılmakta. Bu bağlamda, dünya çapında bir büyümenin kültürel yozlaştırmayı engellemesi ve kendi değerlerimiz ışığında bir büyümenin sağlanması adına bu kahramanları kutlamak gerekir, haklarını teslim etmek ve ürettiklerine sahip çıkmak gerekir. Bu yüzden sadece çocukların değil, yetişkinlerin de bu olguya ve dirilişe destek vermek için bu oyunu indirip oynamalarını, tavsiye etmelerini müminlerin kardeşlik görevi olarak görüyorum.