Küresel Gıda Krizi Kapıda (mı?)

En son söyleyeceğimi, en başta söyliyeyim:

Küresel gıda krizi kapıda!

Bu uyarıyı, hafife almayın! 

Dünya çapında tohumculuk faaliyetlerini bizzat yürüten şirketlerin sahipleri olan küresel seçkinler, son iki yıldır virüs salgını ile yürüttükleri, insan nüfusunu azaltma operasyonlarına, önümüzdeki süreçte, gıda krizi ile devam edecekler. 

Kontrollü kaos stratejisi ile dünya çapında bir kıtlığın yaşanacağı ve ardından da bir güç savaşının çıkma ihtimali bugünden apaçık görülüyor. 

Öngörülen kıtlık günlerine de, ardından çıkması muhtemel savaş haline de, hem biteysel olarak, hem devlet olarak hazırlıklı olalım!

Salgın, kıtlık ve savaşla geçmesi mukadder önümüzdeki yıllar, biraz zorlu geçebilir. Hatta bu süreç, biraz uzun da sürebilir. 

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın;

"Dünya, tarım ürünlerinin en kıymetli meta 

haline geleceği bir döneme doğru gidiyor." diye bir beyanatta bulunması da, çok sıradan bir açıklama değil! 

* * *

Dünya nüfusunun azaltımı ile ilgili en merkezi meselenin, 'Gıda Yasası' olduğu söylenebilir. 

1963 yılında Gıda ve Tarım Örgütü ile Dünya Sağlık Örgütü tarafından oluşturulan 'Gıda Yasası'nın, gıda güvenliği için yapılan ve ülkelerin uygulaması gereken bir dizi yasadan ibaret olduğu sanılsa da, bu aslında, dünyanın gıda tedariğini kontrol ederek, dünya nüfusunu azaltma planının en önemli ayağıdır. 

Çünkü, Gıda Yasası, doğal gıdalar yerine, genetiğiyle oynanmış gıdaların yaygınlaştırılmasını, gerçek vitamin ve minerallerin de aşamalı olarak azaltılmasını teşvik etmektedir. Üstelik, tüm gıdaların bir de, "ışınlama"dan geçmesi gerektiğini dayatır. 

Bu yasayı dünyaya dikte eden 'küresel şer odakları', sanki, 3 milyar insanın, GDO lu ürünleri kullanma sonucu gelişen kanser ve benzeri ağır hastalıklar ile beslenme bozukluğundan kaynaklanan hastalıklar yüzünden ölmesini hedefledikleri, bugünkü çevremizde yaşadığımız çaresiz hastalıklardan vefat edenlerin çokluğundan da apaçık anlıyoruz. 

10 Aralık 1974 yılında, ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger başkanlığında toplanan ABD Ulusal Güvenlik Kurulu tarafından, “Dünya Nüfus Artışının ABD’nin Güvenliği ve Denizaşırı Çıkarlarına Etkisi” konusunu merkeze alan 123 sayfalık “Ulusal Güvenlik Araştırması Raporu 200” (“NSSM 200”) hazırlanmış ve bu rapor, Kissinger tarafından ABD Başkanı Ford’a sunulmuştur. 

Bu sunumda Kissenger’in;

“Petrolü kontrol edersen, ulusları kontrol edersin, 

gıdayı kontrol edersen, insanları kontrol edersin!”

demiş olması dikkat çekicidir ve özellikle insan neslinin geleceği açısından değerlendirilmesi gerekir.

Bu cümleleri kuran Kissenger’in arkasında, bugün neredeyse hepimizin adını öğrendiği Rockefeller ailesi vardı ve az önce bahsedilen ”NSSM 200” adlı rapor da, Rockefeller ailesinin isteğiyle hazırlanmıştı. 

Rapor çıktıktan sonra Rockefeller ailesi, “gıda savaşları” için tohumculuğa el atmış ve geleneksel tohum yerine, kendi ürettikleri “verimli tohum” kampanyasını başlatmışlardır.

Bu verimli tohum kampanyasının detaylarını da, gelecek yazımızda ele alalım.