Mevzu şu ki; Gördüğümüz mavilik deniz mi, gökyüzü mü?
Evet geliştik..
Dünya ile paralel bir şekilde,
Teknolojik gelişmeler ile paralel bir şekilde,
Küresel kurum, kurul, devlet ve şirketlerle birlikte geliştik,
Millet olarak geliştik, devlet olarak geliştik..
Ya da gelişimden de ziyade modernleştik...
Yükseldik..
Evlerimizdeki elektronik alet sayısının bir elin parmağını geçmediği bir dönemden..
Bir kişinin 10 tane şahsi elektronik aletinin olduğu döneme tabir caizse ışınlandık..
Bilgiye kolay ulaşıyoruz..
Kültürlerle çok kolay ilişki kurabiliyoruz..
Bundan sebep, çok kolay etkilenebiliyoruz..
Bir anda tamamen değişebiliyoruz..
Bir ay görmediğimiz kişiyi bazen gördüğümüzde fikren tanıyamıyoruz..
x,y,z....
Hangi kuşak olduğumuz hiç önemli değil..
Bölgelere ve sosyokültürel durumumuza göre değişik oranlarda hepimiz değişiyoruz..
Zaten postmodern çağın bireyleriyiz..
Değişmekten de değiştirmekten de çok ciddi haz duyuyoruz..
Pekiyi bu hızlı değişim bizim medeniyetimize ne yapıyor ?
Geliştiriyor mu ? Yozlaştırıyor mu ? (asimile, dejenere gibi kelimeleri kullanmaktan özellikle imtina ediyorum)
Yani bu değişimlere sevinmeli miyiz ? üzülmeli mi ?
Başlığa dikkatinizi çekmek istiyorum efendim.
şöyle ki;
Şu son havacılık teknolojilerini bir tarafa koyarsak, 2. dünya savaşı civarı dönemi düşünebiliriz mesela..
Savaş pilotları deniz üzerinde seyrederken bazen o kadar yükselirlermiş ve karadan o kadar uzaklaşırlarmış ki, gökyüzünün maviliği ve denizin maviliği birbirine karışırmış..
Bundan sebep, denizi gök sanıp çakılanlar çok olmuş...
''Biz'' de o kadar hızlı ve kontrolsüz bir şekilde gelişiyor yükseliyoruz ki..
Şahsım adına söylüyorum..
Ve hatta sorgulayarak düşünmeyi seven birçok bireyin de aynı şekilde düşündüğünü sanıyorum..
Acaba bu yükseliş bir çakılışa gider mi ?
Ya da medeniyetini modernleştirmeden, yükseltmeden toplumsal, kültürel gelişim olmadan teknolojik gelişim, refah gelişimi, ve buna bağlı imkanların fazlalaşması gibi artı gözüken durumlar bize ne getirir ? bizden ne götürür ?
Nitelik mi ? Nicelik mi ? mevzu..
Fazlalaşan kalitesizleşir, değersizleşir mantığından bakarsak burada biraz şapkayı önümüze koymamız gerekir diye düşünüyorum.. (buna neyi koyarsanız koyun; üniversiteler, eğitim kurumları, araçlar, aletler, avmler, imkanlar...)
Haydi biraz örneklendirelim isim vermeden..
Kırmadan dökmeden...
Objektif bir dille ve çeşitli konularda..
İmam hatiplerin ve deizmin doğru oranda yükselmesi..
Üniversite sayılarının artması pratik eğitim ve yeteneği korkunç azalması..
Spor okullarının artması, sporcu yetişmemesi..
Siyasetin tüm bireylere yayılması organlarının çoğalması, ama siyaset dilinin bir o kadar kabalaşması, sığlaşması, siyasette nezaketin ve erdemin buhar olup uçması...
Onca imkana rağmen sorunları çözümsüzleşirmesi..
Psikologların çoğalması, psikopatların artması..
İbadethanelerin çoğalıp ibadet edenin inanılmaz derecede azalması..
Bakın bunları yakarış olarak yazmıyorum ya da söylemiyorum..
Belki de ben bardağa boş tarafından bakıyorumdur..
Ve inşallah öyledir...
lakin....
Şöyle toplum olarak bir düşünelim..
Özellikle karar vericiler ve toplumsal siyasi aktörler daha da dikkatli odaklansın bu meseleye..
Gördüğüz mavilik deniz mi, gökyüzü mü ?
Teknolojik ve refah odaklı yükselişimiz,
Toplumsal kültürel bir çöküşe dönüşür mü ?
Medeniyetimiz ve değerlerimiz unutulmuş medeniyetler arasında bir nostaljiye dönüşür mü ?
Günün önemli haber ve videoları WhatsApp kutunuzda! Telefon numaranızı yazın, hemen abone olun...
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
İmsak | 06:02 | ||
Güneş | 07:29 | ||
Öğle | 12:39 | ||
İkindi | 15:15 | ||
Akşam | 17:38 | ||
Yatsı | 19:00 |