Önceki iki bölüm bizim için geçer not alamamıştı. Üçüncü bölüm ise Fatih’in sık sık fikir danıştığı, kullandığı üvey annesi Mara Hatun’un harem sahnesi ile başlıyor.
Sırp kraliyet ailesinin bir ferdi olan Mara, çok zeki bir kadındır. Bu açıdan Fatih onu kullanmaktadır. Balkanlar’a, Sırbistan’a gitmesini ve Avrupa’daki olaylardan haberdar olmasını ister. Mara da ailesinin sarayına dönerek oradaki gelişmeleri Fatih’e aktarır. Bu sahneler ve olay akışı tarihi gerçekliğe uygun bir şekilde kurgulanmış.
Öte yandan Fatih, İstanbul’u sağlam bir donanma olmadan fethedemeyeceğini anlar. Bizans’ın, Haliç tarafına geçmek için çeşitli planlar inşa ederken, devasa bir deniz ordusuna yatırım yapar. Bu sırada Cenevizliler 4 büyük gemiyle Haliç’e yanaşır. Burada karşı karşıya gelen iki taraf, amansız bir mücadeleye girişir. Hiçbir noktada avantajı olmayan 4 Ceneviz gemisi, 120 gemilik donanması olan Osmanlı’ya karşı ilginç bir şekilde zafer ilan etmiş gibi gösterilir.
Dizinin tarihsel bazı gerçeklikleri es geçtiği ve kurguyu Avrupalıların gözünden oluşturduğunu dile getirmiştik. Yine aynı konuya değinmeden edemeyeceğim. Çünkü bu tür sahnelerin arkasında ideolojik bir art niyet olduğunu düşünüyorum. Ne kadar kurgu gözüyle bakmaya çalışsam da ‘tarihsel bir iddiası olan’ bu dizinin, fetihteki önemli olayları es geçmesi ya da tam tersini anlatması kabul edilebilir bir durum değil. Evet, tarih, yazanın kalemine göre şekillenir. Ancak neyin ne olduğunu biliyoruz. Bu kadar abartılı sahte kurguya gerek yoktu.
Bu deniz mağlubiyetinden sonra Fatih’e bir anda ilham gelir: Gemileri karadan yürüterek Haliç’e indirecektir. Bu planı Zağanos Paşa’ya anlatır. Gemileri karadan yürütme fikri de aslında Akşemsettin’in fikridir. Dizide Akşemsettin karakteri bulunmadığından saçma bir kurguyu kabullenmek zorunda kalıyoruz.
Bu bölümdeki prodüksiyon çalışmaları gerçekten başarılı bir şekilde yapılmış. Aksiyon severler için gerçekten iyi denilebilecek savaş sahneleri çekilmiş. Her şeye rağmen bu sahte kurgunun arkasında ideolojik bir art niyetin olduğunu hissedebiliyorsunuz. Maalesef bazı güzellikler ve farklılıklar, bu tür yanlış anlatılar yüzünden gölgede kalıyor. 4. bölümün incelemesinde görüşmek dileğiyle... Hoşça bakın zatınıza.