-->
Mevzu TV | Mevzu sadece haber değildir.
2020-10-26 14:02:43

Bulunan Gaz Ekseni Değiştirir mi?

Şükrullah Özçelik

26 Ekim 2020, 14:02

20-08-2020 Cuma günü sayın cumhurbaşkanımız bir müjde açıklamıştı. Bu açıklamada Türkiye’nin Karadeniz’de doğal gaz bulduğuna işaret etti. Rezerv miktarı 320 milyar m3 olduğu ifade edildi. Bu açıklama yapılmadan önce Reuters (Rötırs) gazetesinde uluslararası medyada 800 milyar m3 olduğu iddia edilmişti. Haliyle gerçek rezerv, iddia edilenin altında kaldı. Müjde haberinden önce piyasa durgunlaşmış ve dövizlerde hareketlilik stabil hâle gelmişti. Ama açıklama sonrası tekrar yükseliş yaşanmıştır. Bu da beklenen müjdenin aslında müjde olmadığı anlamına gelmektedir. Bu miktar her şeye rağmen olumlu bir gelişmenin elbette habercisi olabilir. (Eğer gerçekse. )

Zira 2012, 2015, 2016, 2019 yılında da gaz bulunduğuna dair haberler sürekli gündem olmuştu. Özellikle 2019 yılındaki rezerv değerleri gerçekten dikkat çekici miktardadır. Tekirdağ’da 286 Milyar m3, Ayrıca Trakya bölgesinde 20 Trilyon m3 rezerv iddia vardı ama ortada hiçbir şey yok. Seçim malzemesi olarak kullanılması durumu da unutulmaması gereken bir husustur. Temennimiz bu rezervin gerçek olması ve daha fazla rezervin bulunup bu ülkenin faydasına kullanılmasıdır.


Rezervin bulunması konuşulsa da netliğe kavuşmayan bazı hususlar vardır. Rezervin 2023’ten sonra kullanılacağı söylense de kaç yılda çıkarılacağı, yıllık üretim miktarı, bu yatırımın maliyetinin ne olacağı ve daha da önemlisi maliyeti için gereken paranın nereden temin edileceği konuları belirsizliğini korumaktadır. Ve yine yeterli altyapının ve tesisin olmaması göz önüne alındığında hangi ülke/şirket ile ortaklık yapılarak süreç işlenecektir sorusuna da bir cevap bulunmuş değildir.

Bu tip bir gaz rezervinin bulunması, elbette ithalat faturasının azalmasına neden olabilir. Ancak bu kaynağın bulunmuş olmasının kendisi, hazine ve maliye bakanının ifade ettiği gibi cari açığı kapatıp üstüne bir de fazla verdirecek bir keşif değildir. Yukarıdaki tablodan hareketle Türkiye’nin hâli hazırda uzun vadeli mevcut sözleşmeleri bulunmaktadır. Yani bu sözleşmeler gereği kendi doğalgazımızı çıkarıp kullansak da sözleşmeler bitene kadar ödemeler yapılmaya devam edecektir. Bu da 2043 yılına kadar doğalgaz ithalatında mali yükten kurtulamayacağımızı göstermektedir.

Tablonun anlaşılması açısından ifade etmekte fayda görüyorum. Türkiye'nin imzaladığı birkaç uzun vadeli sözleşmeler özetle şunlardır.
Bunlardan ilki; 1997 yılında Mavi Akım üzerinden imzalanan ama 2003’te yürürlüğe giren ve yıllık 16 milyar m3 doğal gaz alımı için imzalanan anlaşma. Bu anlaşma o dönem 25 yıllığına yapıldı ve 2025 yılında sona eriyor.
Rusya ile yapılan diğer anlaşma ise 1998 yılında 'Batı Hattı' üzerinden yıllık 4 milyar m3 doğal gaz alımı için imzalandı. O dönemde sözleşme 23 yıllık yapıldı. Sona eriş tarihi 2021.
Rusya 2013’te Balkan Rotası antlaşmasıyla yıllık 5 Milyar m3’ten 150 Milyar m3 doğalgaz alım sözleşmesi sözleşmenin bitiş tarihi 2043.
Türkiye'nin Rusya dışında İran ve Azerbaycan ile uzun süreli sözleşmeleri var. 1996 yılında İran’dan yıllık 9,6 milyar m3 doğal gaz alımı için 30 yıllık sözleşme imzalandı, sözleşme 2026 yılında sona eriyor
2001 yılında ise Azerbaycan’dan yıllık 6,6 milyar m3 doğal gaz alımı için 20 yıllık sözleşme imzalandı. Bu anlaşma da 2021 yılında sona eriyor.

2019 yılındaki verilere baktığımızda Türkiye’nin yıllık tüketimi 48-50 milyar m3 arasında değişiyor. Bu haliyle rezerv, Türkiye’nin ortalama 6-8 yıllık gaz ihtiyacını karşılar. Ancak 2023 yılında çıkarılmaya başlanacağını düşünürsek, yıllık tüketiminin 60 milyar m3 olacağı bir senaryoda bu sefer 5 yıllık ihtiyacı karşılar. Türkiye’nin üretimi ise yıllık 3 milyar m3 olduğunu dikkate alırsak bulunan rezerv 25-30 yıl içinde ancak tamamen çıkarılması bekleniliyor.
Bir Amerikan Şirketinin 2003 yılında yine bu bölgede bulunan rezerv, yatırım maliyetini dahi karşılamayacağı düşüncesiyle çıkarılmasından vazgeçilmiştir. Yatırım maliyeti olarak o dönem 4 Milyar Dolar olarak hesaplanmıştı. Bugün ise maliyetin 7 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’nin bu maliyeti karşılaması mümkün olmadığını göz önünde bulundurduğumuzda yatırım için uluslararası alanda ortak aranacaktır.

Sonuç olarak;
1- Bu gazın bulunması olumlu, güzel gelişme ama çok fazla abartılıyor.
2- Gaz alımı ve ithalinde azalma noktasında pozitif etkisi var ama devamı gelmezse bağımlılığımız devam edecektir.
3- Hazine ve Maliye Bakanının “Cari açığı kapatacak hatta cari fazlasına katkı sağlar.” Açıklaması doğru değildir. Zira devam eden sözleşmelerden dolayı ödemeler yapılmaya devam edilecek dolayısıyla cari açığa etkisi olmayacak. Hatta yapılacak yatırımla açık artabilir de.
4- Türkiye, doğalgaz alım sözleşmelerinde kabul ettiği miktarın hepsini kullanamıyor, ( Yıllık yaklaşık 70 Milyar m3 ‘ün 50 Milyar m3’ünü kullanıyor.) kullanamadığı doğalgazın da parasını sözleşme bitene kadar ödeyecektir.
5- Rezervi çıkarmak ve nakletmek için yatırım ortakları arayacaktır.
6- Abartıldığı gibi “ Bulunan rezerv eksen kaydıracak.” Söylemleri hamasi ifadelerdir. İtibar etmeyiniz.
7- Bazı ülkelerin rezervleri şöyledir:
Rusya’nın 38 trilyon m3, İran’ın 32 trilyon m3, Katar’ın yaklaşık 25 trilyon m3
8- Son olarak da Fitch Derecelendirme Kuruluşu’nun 21-08-2020 tarihinde ülkelerin kredi notunu açıklaması ve Türkiye’nin notunu durağandan negatife çevirmesinin “Müjde” ile bir ilgisi yoktur. Gazımızı kıskanmış değildir. Aralık 2019 da bu açıklamanın yapılacağı tarihi ifade etmişlerdi. Lütfen hamasi söylemlere itibar etmeyiniz. Gaz Kaçaklarına karşı dikkatli olunuz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.