Birkaç gün önce haber kanallarında “Merkez Bankası faizleri indirdi” başlığını muhtemelen görmüşsünüzdür. Bu ifadede geçen faizin hangi tür faiz olduğunu ve piyasa üzerindeki etkisini anlamak için birkaç açıklama yapmamız icap edecektir. Öncelikle Merkez Bankası faiz indirmedi, birileri Merkez Bankası'na faizleri indirmesini söyledi. İndirilen bu faiz ise Haftalık Repo İhalesi'dir (Politika Faizi). Faiz indiriminin etkisi üzerine konuşmak için henüz çok erken olduğu için bu yazımızda sadece politika faizini yorumlarken bilmemiz gereken konuları aktaracağım. Öncelikle Merkez Bankası tarafından uygulanan faizleri belirtmekle konuya girmiş bulunalım.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) uyguladığı faizler:
Gecelik Faiz (Koridor Faizi), Haftalık Repo İhalesi (Politika Faizi) ve Geç Likidite Penceresi Faizi.
Gecelik Faiz (gecelik faiz, koridor faizi, fonlama faizi): TCMB’nin, hesaplarını kapatabilmek için gecelik olarak borç almak ya da ellerinde kalan paraları gecelik olarak borç vermek isteyen bankalara uyguladığı faizdir. TCMB bu yolla ikincil piyasada oluşan kısa vadeli faiz oranlarını, döviz kurlarını ve kredilerin büyüme hızını etkileyebiliyor.
Haftalık Repo İhalesi (Politika Faizi): TCMB, 1 hafta vade ile repo ihalesi açıyor, bankalar ellerindeki tahvil ve bonoları TCMB’ye verip karşılığında para alıyorlar ve vade sonunda parayı iade edip kâğıtlarını geri alıyorlar. Bu süreç içerisinde uygulanan faize politika faizi diyoruz. Merkez Bankası bu şekilde banka ve finans kurumlarının piyasada uyguladığı faiz oranlarını, bankalardan alınan kredilerin miktarını, hisse senedi ve döviz gibi varlıkların fiyatlarını etkileyebiliyor.
Geç Likidite Penceresi Faizi: Hesaplarını kapatmak ya da ellerinde bulunan parayı borç vermek için son ana kadar bekleyen bankalara uygulanan caydırıcı faiz oranını ifade ediyor. Bu uygulama saat 16.00 ile 17.00 arasında işleme alınıyor.
Repo, önceden belirlenmiş bir tarihte, önceden belirlenmiş bir fiyattan geri satın alınacağı taahhüt edilen bir değerin satışını simgeler. Kısacası, bir menkul kıymetin geri alma taahhüdü ile satılmasıdır.
Merkez Bankası 16.01.2020 tarihi itibariyle %12 olan Haftalık Repo İhalesi'ni, başka bir deyişle Politika Faiz oranını %11.25’e düşürmüş oldu. Yani Merkez Bankası %12 değil de %11,25’ten tahvil veya bono alışı gerçekleştirecek.
Faiz geleceği, enflasyon geçmişi, döviz kurları ise şu anı temsil eder. Enflasyonu yüksek, döviz kuru yüksek ülkeler için (Devalüasyon yaşanan, özellikle dolarize olmuş bir ülke için) faizlerin indirilmesi bir intihar girişimi olarak değerlendirilebilir. Yapılan bu faiz indirimlerinin tek sebebinin politik amaçlara hizmet olduğu aşikârdır. Sırf birisi dedi diye yapılan bir işlemden öteye geçmeyecek bir karar olduğunu ifade etmekte fayda vardır. Zira faiz indirimlerinin ekonomiye etkisi negatif olmaktadır. Oysaki faiz indirimlerinin mevcut ekonomik sistemde pozitif etkide bulunması beklenir. Faiz indirimlerinin bazen göz boyamak/tamamen politik amaçlar için yapıldığı da tecrübe ettiğimiz bir durumdur.
Şöyle ki 16.01.2020 tarihi itibariyle Gecelik Faiz %12,75, Politika Faizi %11,25 olduğunu biliyoruz. Merkez Bankası, bir süreliğine (belirsiz süreli) haftalık repo ihalesi açmayacağını açıklarsa Merkez Bankası’nın bankalara yapacağı fonlamanın faizi %12,75 olabilir. Dolayısıyla %12’den %11,25’e düşürülen faiz, %12,75 olarak işleme alınabilir.
*Mayıs 2019’da Böyle bir işlem yapıldığı notunu düşmüş olalım.
İndirilmesinden ziyade faizin uygulanmasına, piyasaya etkisine bakılacaktır. Baz enflasyon ve indirilen faizin etkisini görebilmek için 2-3 ay beklememiz gerekebilir.
Merkez Bankasının faiz kararlarını anlamak ve faizlerin uygulanması konusunda sağlıklı kararlar verebilmek için, olayları doğru okumak adına birkaç faizi daha bilmek gerekir. Onları da kısaca ve anlaşılacak şekilde şöyle ifade etmemiz mümkündür.
Hazine, kamu kesimi açıklarını kapatmak ve geçmiş yıllardan gelen anapara ve faiz borçlarını ödeyebilmek için iç borçlanmayı, Devlet Tahvili (vadesi 1 yıl ve daha uzun kâğıtlar) ya da Hazine Bonosu (vadesi 1 yıldan kısa kâğıtlar) ile yapmaktadır. Bu borçlanma kâğıtlarının hepsine Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) adı verilir. Hazinenin iç borçlanma ihalelerinde belirlediği faize DİBS faizi ya da Hazine Faizi adı verilir. Gösterge faizi ise vadesine 2 yıl kalmış olan ve 3 ayda bir kupon ödemeli olan alım satım olarak çok işlem gören Devlet Tahvilinin ikincil piyasadaki faizidir.
Son olarak belirtmeliyim ki; politika aldatıcıdır, dürüst değildir ve hakikatten uzaktır. Politikanın kendisi böyle iken, politikanın faizi ne kadar inandırıcıdır?